"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... Asliye Ticaret Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili banka ile dava dışı ... İnş. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesini davalı ...’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, diğer davalı ...'ın kredi borcunu teminen kendisine ait gayrimenkul üzerinde 10.09.2008 tarihinde 1. derecede 300.000TL değerinde ipotek tesis ettiğini ve söz konusu ipotek belgesi resmî senedinin 2. maddesinde bu miktar yönünden borca müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, dava dışı borçlu şirketin kredi borçlarını ödememesi nedeniyle davalılara ihtarname keşide edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin ... İcra Müdürlüğünün 2010/1026 E. sayılı dosyasından menkul rehninin paraya çevrilmesi ve ... Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğünün 2010/466 E. sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla devamına ve alacağın %40’ı oranında icra inkâr tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ...’ın kredi sözleşmesinde isim ve imzasının bulunmadığını bu nedenle aleyhine takip başlatılmasının hukuka aykırı olduğunu, diğer müvekkili ... yönünden ise borcun ödenmesine yönelik ödeme planı yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuş ve davacının haksız çıktığı miktarın %40’ından aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
6. ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.06.2016 tarihli ve 2010/490 E., 2016/480 K. sayılı kararı ile; davacı banka ile dava dışı kredi müşterisi ... İnş. Tic. Ltd. Şti. arasında 27.03.2009 tarihli 350.000TL limitli genel kredi ve teminat sözleşmesinin imzalandığı, davalı ...’ın sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı, diğer davalı ...'ın ise kredi borcunu teminen kendisine ait gayrimenkul üzerinde 10.09.2008 tarihinde 1. derecede 300.000TL değerinde ipotek tesis ettiği ve söz konusu ipotek belgesi resmî senedinin 2. maddesinde bu miktar yönünden borca müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu, sözleşme uyarınca dava dışı şirkete kullandırılan kredilerin süresinde ödenmediği, takip tarihi itibariyle davacı bankanın dava dışı asıl borçlu şirketten alacaklı olduğu ve davalılardan da kefalet limitleri ile borçtan sorumlu oldukları, kredi sözleşmesinde imzası olmayan ...’ın çek garanti tutarları yönünden sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, ... İcra Müdürlüğünün 2010/1026 E. ve ... Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğünün 2010/466 E. sayılı takip dosyaları ile tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydı ve borçlu ... yönünden kefalet limiti 350.000TL, ... yönünden ise 300.000TL limitle sınırlı olmak üzere itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. ... Asliye Ticaret Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 21.11.2018 tarihli ve 2016/19829 E., 2018/5970 K. sayılı kararı ile;
“…Dava ... İcra Müdürlüğü’nün 2010/4786 Es. sayılı ve ... Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğü’nün 2010/466 Es. sayılı icra takip dosyalarına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece gerekçeli kararın hüküm kısmında ... İcra Müdürlüğü’nün 2010/4786 E. sayılı icra takip dosyasına ilişkin hüküm kurulmuş ise de, ... Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğü’nün 2010/466 Es. sayılı icra takip dosyasına ilişkin yalnızca tahsilde tekerrür olmamak üzere karar verilmiş, davanın esası yönünden bir hüküm kurulmamıştır,…” gerekçesiyle karar bozulmuş, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Direnme Kararı:
9. ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.06.2019 tarihli ve 2019/145 E., 2019/559 K. sayılı kararı ile; önceki karar gerekçesi yanında, dava dilekçesinde yalnızca ... İcra Müdürlüğünün 2010/4786 E. sayılı dosyasında davalı borçlular aleyhinde başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takibe karşı yapılan itirazın iptaline (asıl borçlu ... İnşaat Ticaret Ltd. Şti. hakkında ... İcra Müdürlüğünün 2010/ 1026 E. sayılı dosyasından menkul rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ve ... İcra Müdürlüğünün 2010/466 E. sayılı dosyasından yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takiplerle tahsilinde tekerrür etmemek kaydıyla) karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece de talep nazara alınarak yalnızca ... İcra Müdürlüğünün 2010/4786 E. sayılı ilamsız icra takibine ilişkin hüküm kurulduğu, dava konusu edilip de hakkında hüküm verilmeyen başkaca bir takip dosyasının bulunmadığı, ... İcra Müdürlüğünün 2010/466 E. sayılı dosyasında yapılan takibin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip olduğu ve itirazın iptaline konu edilemeyeceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; mahkemece ... Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğünün 2010/466 E. sayılı icra takip dosyasına ilişkin yalnızca tahsilde tekerrür olmamak üzere karar verilmiş olması karşısında, belirtilen bu dosya bakımından esas yönünden bir hüküm kurulmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. BİRİNCİ ÖN SORUN
12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle; 27.06.2019 tarihli duruşmada taraf vekillerince Özel Daire bozma ilamına uyulmasının talep edilmesine rağmen, mahkemece direnme kararı verilmesinin mümkün olup olmadığı ve direnme kararının bu usulî nedenle bozulmasının gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.
13. Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 429. maddesi hükmüne göre; hâkim, Yargıtayın bozma kararı üzerine tarafları duruşmaya çağırıp dinledikten sonra bozma ilamına uyulup uyulmayacağına karar verir.
14. Hâkim kural olarak, Yargıtay’ın bozma kararına uyup uymamak konusunda tarafların düşünce ve istekleri ile bağlı olmayıp, bu yönden serbest davranmak, uyma ya da direnme kararı vermek yetkisine sahiptir.
15. Diğer taraftan, çekişmeli yargıda bozma nedenlerinin kamu düzenine ilişkin ve dolayısı ile hâkimin kendiliğinden (re’sen) göz önünde bulundurması gereken sebeplerden olmaması hâlinde taraflar veya vekilleri, bozma kararına uyulmasını istemişlerse, artık mahkeme önceki kararda direnemez. Zira bozmaya uyulması talep edilmekle artık bozma lehine olan taraf yararına usulî kazanılmış hak doğmuş olur.
16. “Usulî kazanılmış hak” kavramı davaların uzamasını önlemek, hukukî alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibariyle bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
17. Bu itibarla, aleyhine verilen bozma kararını benimsemek suretiyle bozma kararına uyulmasını isteyen tarafın bu kabulü, hukukî sonuç doğuracak nitelikte olup bozma hükümlerinin yerine getirilmesi konusunda, bozma kararı lehine olan taraf yararına usule ilişkin kazanılmış hak oluştuğunun kabulü gerekir. Böyle bir durumda mahkemenin, bozmayı kabul yönündeki bu irade açıklamasını nazara almadan, kazanılmış hakkı ihlal ederek direnme kararı vermesi olanaklı değildir.
18. Somut olay incelendiğinde; mahkemenin davanın kısmen kabulüne ilişkin kararı davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece, mahkemenin kararı gerekçeli kararın hüküm kısmında ... İcra Müdürlüğünün 2010/4786 E. sayılı icra takip dosyasına ilişkin hüküm kurulmuş ise de, ... Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğünün 2010/466 E. sayılı icra takip dosyasına ilişkin yalnızca tahsilde tekerrür olmamak üzere karar verildiği, davanın esası yönünden bir hüküm kurulmadığı gerekçesiyle bozulmuş, bozma kararı sonrasında mahkemece 27.06.2019 tarihli duruşmada tarafların beyanları alınmıştır. Davacı ve davalı vekilleri bozma kararına uyulmasını talep etmiştir.
19. Ancak; somut olayda bozma sebebi kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece önceki kararda direnilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
20. Bu nedenle eldeki davada birinci ön sorunun bulunmadığına oy birliğiyle karar verilerek ikinci ön sorunun incelemesine geçilmiştir.
IV. İKİNCİ ÖN SORUN
21. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında ikinci ön sorun olarak, direnme adı altında verilen kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yoksa Özel Daire tarafından mı yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.
V. GEREKÇE
22. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
23. Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukukî olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.
24. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dâhi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.
25. Bu açıklamalar kapsamında eldeki davaya gelince; mahkemece kısmen kabul kararı verilmiş, Özel Dairece ... Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğünün 2010/466 E. sayılı icra takip dosyasına ilişkin yalnızca tahsilde tekerrür olmamak üzere karar verildiği, davanın esası yönünden bir hüküm kurulmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.
26. Mahkemece bu bozma kararı üzerine; önceki karar gerekçesi yanında, dava dilekçesinde yalnızca ... İcra Müdürlüğünün 2010/4786 E. sayılı dosyasında davalı borçlular aleyhinde başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takibe karşı yapılan itirazın iptaline (asıl borçlu ... İnşaat Ticaret Ltd. Şti. hakkında ... İcra Müdürlüğünün 2010/1026 E. sayılı dosyasından menkul rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ve ... İcra Müdürlüğünün 2010/466 E. sayılı dosyasından yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takiplerle tahsilinde tekerrür etmemek kaydıyla) karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece de talep nazara alınarak yalnızca ... İcra Müdürlüğünün 2010/4786 E. sayılı ilamsız icra takibine ilişkin hüküm kurulduğu, dava konusu edilip de hakkında hüküm verilmeyen başkaca bir takip dosyasının bulunmadığı, ... İcra Müdürlüğünün 2010/466 E. sayılı dosyasında yapılan takibin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip olduğu ve itirazın iptaline konu edilemeyeceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
27. Buna göre mahkemenin direnme olarak adlandırdığı kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni ve değişik gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
28. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
29. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440/III-1. maddesi uyarınca miktar itibariyle karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02.11.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.