Logo

Hukuk Genel Kurulu2020/99 E. 2022/511 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hâkimlerin karar düzeltme aşamasında verdikleri karar nedeniyle hukuki sorumluluklarının bulunup bulunmadığı ve davacının tazminat talebinin yerinde olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 46. maddesinde sayılan hâkimlerin hukuki sorumluluğuna ilişkin sınırlı sebeplerden hiçbirinin somut olayda gerçekleşmediği ve davacının iddiasını ispatlayamadığı gözetilerek, davanın reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)

1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı Yargıtay 4. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın esastan reddine karar verilmiştir.

2. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı dava dilekçesinde; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığında görevliyken geçici görevlendirme ile Antalya iline gönderildiğini, konaklamak için gittiği otelde bir takım tatsız olaylar meydana geldiğini, devamında karakola gittiğini, bu esnada haksız eylem ve işlemlere maruz kaldığını, hakkında disiplin soruşturması açıldığını, müfettiş kadrosundan alınarak uzman kadrosuna atandığını, işlemin iptali için Antalya İdare Mahkemesinde açtığı davada yetkisizlik kararı verildiğini, Ankara 17. İdare Mahkemesince yapılan işlemin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, kararın temyizi üzerine Danıştay 2. Dairesince oy çokluğuyla İdare Mahkemesi kararının bozulduğunu, karar düzeltme aşamasında ise yine oy çokluğuyla bozma kararının kaldırılarak İdare Mahkemesi kararının onandığını, otelde ve karakolda geçen olayların iftira niteliğinde olduğunu, ihbar olunanların karar düzeltme aşamasında soyut gerekçelerle karar verdiklerini, sahtecilik yoluyla farklı anlama gelmeyecek kadar açık yasa hükmüne aykırı davrandıklarını ve gerçeğin gizlendiğini ileri sürerek 50.000TL maddi, 50.000TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı süresinin dolduğunu, yapılan işlemlerde kusur, kasıt ve hata bulunmadığını, HMK'nın 46. maddesindeki sorumluluk koşullarının oluşmadığını savunmuştur.

Özel Daire Kararı:

6. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla) 18.06.2019 tarihli ve 2018/43 E., 2019/61 K. sayılı kararı ile;

“…Dava, hakimlerin hukuki sorumluluğuna dayalı olarak tazminat istemine ilişkindir.

6100 sayılı HMK’nun 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. HMK'nun 46. maddesine göre Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı ancak aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:

a)Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

b)Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

c)Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.

ç)Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.

d)Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.

e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.

Somut olayda, sorumluluğa dayanak yapılan olgular; ihbar olunanların soyut gerekçelerle karar düzeltme aşamasında sahtecilik yoluyla açık yasa hükmüne aykırı karar vermiş oldukları iddiasıdır.

Tazminat istemi, yasa yolları düzenlenmiş bulunan yargısal işlem ve kararlara ilişkindir. Davacının iddiası ve gelişim biçimi itibariyle, hukuki süreç işlemiş; davacı tarafından da, yargısal yollara başvurulmuştur. Sınırlı ve sayılı hukuki sorumluluk nedenlerinden hiç birisi mevcut olmayıp davacı davasını ispat edememiştir,…” gerekçesiyle davanın esastan reddine karar verilmiştir.

Kararın Temyizi:

7. Özel Daire kararı süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.

II. GEREKÇE

8. Dava, HMK’nın 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesinde:

“(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:

a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.

ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.

d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.

e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması” düzenlemesi bulunmaktadır.

10. Somut olayda HMK'nın 46. maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

11. Hâl böyle olunca; yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olan Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.

III. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davacının temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,

Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, 12.04.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.