Logo

Hukuk Genel Kurulu2021/210 E. 2022/1388 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin direnme kararına karşı yaptığı temyiz başvurusunun kanunda öngörülen iki haftalık süreyi geçirmiş olması gözetilerek, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 361. maddesi uyarınca temyiz isteminin süreden reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

1.Taraflar arasındaki “İşçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... İş Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 01.12.2010 tarihinden iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı nedene dayanılmaksızın feshedildiği 18.12.2013 tarihine kadar proje sorumlusu olarak çalıştığını, haftanın beş günü 08:00-22:00 saatleri arasında ve tüm ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmasına rağmen karşılığı ücretlerinin ödenmediğini, yıllık izin ücreti alacağının da bulunduğunu ileri sürerek fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 01.12.2010 tarihinden iş sözleşmesinin feshedildiği 18.12.2013 tarihine kadar müvekkili nezdinde çalıştığını, haftanın beş günü 08:00-17:00 saatleri arasında çalıştığını, yıllık izinlerini tam olarak kullandığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkeme Kararı:

6. ... İş Mahkemesinin 24.12.2015 tarihli ve 2014/27 E., 2015/738 K. sayılı kararı ile; dosya kapsamı ve taleple bağlılık ilkesi ile davalı tarafın zamanaşımı def’î dikkate alınmak suretiyle bilirkişi tarafından davacının haftada 15 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek yapılan hesaplamaya itibar edildiği, dosyaya ibraz edilen belgeler dikkate alındığında bakiye 27 gün yıllık izin ücreti alacağının bulunduğu, tanık beyanlarına göre davacının dini ve milli bayramlarda çalıştığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. ... İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 10.12.2019 tarihli ve 2016/11031 E., 2019/22047 K. sayılı kararı ile; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra “…2- Davacının fazla mesai yapıp yapmadığı ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.

Sözü edilen çalışmaların yapıldığını işçi, karşılığı ücretlerinin ödendiğini ise davalı kanıtlamalıdır.

İşçinin çalışma olgusunun tespitinde işyerinde veya komşu işyerinde çalışanların tanıklığı önemli olduğu gibi tanık olarak dinlenecek kişinin tanıklığına güveni etkileyebilecek bir durumun olup olmadığı da araştırılmalıdır.

Diğer taraftan 6100 HMK.’un tanıkla ilgili hükümleri incelendiğinde, 240/1 maddesinde “Davada taraf olmayan kişiler tanık olarak gösterilebilir”, 250. maddesinde “Tanığın davada yararı bulunmak gibi tanıklığının doğruluğu konusunda kuşkuyu gerektiren sebepler varsa, bunu iki taraftan biri iddia ve ispat edebilir” ve 254. maddesinde ise “Dinleme sırasında öncelikle tanıktan adı, soyadı, doğum tarihi, mesleği, adresi, taraflarla akrabalığının veya başka bir yakınlığının bulunup bulunmadığı, tanıklığına duyulacak güveni etkileyebilecek bir durumu olup olmadığı sorulur” kurallarına yer verilmiştir.

Dairemizin istikrarlı uygulaması gereği, davalı aleyhine dava açanlar tanık olarak dinlenmiş ise bu işçilerin tanıklıklarına ihtiyatlı yaklaşılması gerekir. Bu beyanlar diğer yan delillerle birlikte değerlendirilerek, sonuca gidilmelidir.

Somut uyuşmazlıkta, davacı fazla mesai yaptığı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı iddiasında bulunmuş ve bu iddiasını ispat bakımından tanık deliline başvurmuştur. Ancak dinlettiği tanıklar davalı işverene karşı davaları bulunan husumetli tanıklar olup, bu tanıkların beyanlarına son derece ihtiyatla yaklaşılmalıdır. Davalı tanıklarının beyanlarına göre ise de davacının ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışması bulunmamakta ve fazla mesai yaptığında telafi izni kullanmaktadır. Dosyada davacının fazla mesai yaptığı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı iddiasını husumetli tanık beyanı dışında doğrulayan başkaca bir bilgi ve belge de yoktur. Bu duruma göre, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının bulunduğu davacı tarafından ispatlanamadığından, bu alacak kalemlerinin reddi yerine kabulü hatalıdır.

3-Davacın yıllık izin ücreti alacağı olup olmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.

Somut uyuşmazlıkta davacıya fesihle birlikte 3.416,33TL izin ücreti ödemesi yapıldı.Bu miktarın hüküm altına alınan izin alacağını tamamen karşıladığı davacının izin ücreti alacağının kalmadığı,tamamının davadan önce ödendiği anlaşılmakla bu talebinde reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalıdır…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9. ... İş Mahkemesinin 30.06.2020 tarihli ve 2020/14 E., 2020/307 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçeye ilaveten tanık ...’ın mahkemeye tanık olarak bildirildiği tarihte davalı işyerinde çalışmakta olduğu, davacı da dahil olmak üzere ... İş Mahkemesinin 2014/34-37 Esas sayılı dosyaları ile açılmış olan feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iade davalarında 06.05.2014 tarihinde tanık olarak dinlenen ...’ın 07.05.2014 tarihinde işten çıkartıldığı, bu sebeple tanık listesi verildiği tarihte işverene karşı herhangi bir husumetinin bulunmadığı, davacı tarafın aleyhine sonuç yüklenmesinin hakkaniyete aykırı olduğu, tanık ... yönünden ise tanık olarak bildirildiği tarihte davalıya karşı açtığı davasının sonuçlanmış olduğu, bozma kararına dayanak yapılan davalı tanık ifadelerinin bulunduğu 01.07.2014 tarihli duruşma tutanağına göre davalı tanıkları ... ve ...'in davacının fazla çalışma yaptığında telafi izni kullandığı yönünde beyanlarının bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda,

1- Davacının fazla çalışma yaptığı, ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığı iddiasını tanık beyanları ile ispatlayıp ispatlayamadığı, buradan varılacak sonuca göre belirtilen alacakların reddinin gerekip gerekmediği,

2-İş sözleşmesinin feshi ile birlikte davacıya ödenen izin ücretinin mahkemece hüküm altına alınan yıllık izin ücretini karşılayamayıp karşılamadığı, buradan varılacak sonuca göre anılan alacağın ödendiği gerekçesiyle reddinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.

III. ÖN SORUN

12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle; somut olayda direnme kararının davalı vekiline 29.07.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 13.08.2020 tarihli dilekçesi ile kararı temyiz ettiği ve iki haftalık sürenin 12.08.2020 tarihi itibariyle dolduğu dikkate alındığında, davalı vekilinin temyizinin süresinde olup olmadığı ve temyiz isteminin süreden reddine karar verilip verilmeyeceği hususu ön sorun olarak tartışılmış ve değerlendirilmiştir.

IV. GEREKÇE

13. 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) geçiş hükümlerini düzenleyen geçici 1. maddesinin 4. fıkrasına göre İlk Derece Mahkemeleri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği 25.10.2017 tarihinden önce verilen kararlar, karar tarihindeki kanun yoluna ilişkin hükümlere tâbidir. 25.10.2017 tarihinden sonra verilen kararlar ise 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu hükümlerine tâbidir.

14. Mahkemece verilen karar tarihinde yürürlükte bulunan 7036 sayılı Kanunun “Yargılama usulü ve kanun yolları” kenar başlıklı 7. maddesinin 3. fıkrası ise “12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun kanun yollarına ilişkin hükümleri, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır.” şeklindedir.

15. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesinin 1. fıkrasına göre de mahkeme kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir.

16. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, direnmeye ilişkin gerekçeli kararın davalı vekiline 29.07.2020 tarihinde tebliğ edilmesine göre iki haftalık temyiz süresinin son günü 12.08.2020 tarihi olduğu hâlde davalı vekili tarafından 13.08.2020 tarihi itibariyle temyiz yoluna başvurulmuştur.

17. Açıklanan maddi ve hukukî olgulara göre davalı vekilinin temyiz talebinin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davalı vekilinin direnme kararına yönelik temyiz isteminin süreden REDDİNE,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının geri verilmesine,

Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.10.2022 tarihinde yapılan ikinci görüşmede oy birliği ile kesin olarak karar verildi.