Logo

Hukuk Genel Kurulu2021/330 E. 2022/392 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, yerel mahkemenin Yargıtay'ın bozma kararına karşı verdiği direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin Yargıtay'ın bozma kararından sonra yeni bir bilirkişi raporu alması ve bu rapora dayalı olarak karar vermesi nedeniyle, direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olduğu ve bu nedenle temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu'nda değil, Özel Daire'de yapılması gerektiği gözetilerek dosyanın Yargıtay 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki “kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bozüyük 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davacı idare vekili ve davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı ... vekili ve davacı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Bozüyük (Gündüzbey) Lojistik Merkezi kapsamında yer alan 654.799,14 m2'lik sahanın ve üzerindeki muhdesatların kamulaştırılmasının TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulunca alınan 18.03.2014 tarihli ve 3/42 sayılı kararı ile kararlaştırıldığını, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının 15.04.2014 tarihli ve 19049 sayısı ile onaylandığını, müvekkili idare tarafından kamulaştırılan kısmın bedelinin 71.649,60TL olarak tespit edildiğini, Kamulaştırma Kanununun 8. maddesi gereğince anlaşma yoluyla satışının veya tapuda rızaen ferağda bulunabilmesi için davalılara çağrıda bulunulduğunu, davalının yapılan yazılı davete rağmen kurumla anlaşmadığını, anlaşmazlık tutanağı düzenlendiğini, Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesi gereğince hakkında kamu yararı kararı alınan Bilecik ili Bozüyük ilçesi Yeniçepni Köyü 1079 parsel sayılı taşınmazın 5900 m2'lik kısmının kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı adına olan tapu kaydının iptaline ve müvekkili idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın bedelinin düşük tespit edildiğini savunmuştur.

Mahkeme Kararı:

6. Bozüyük 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.04.2016 tarihli ve 2015/798 E. 2016/497 K. sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazla ilgili yerel ve ulusal gazete ilanları yaptırıldığı, ilçe tarım müdürlüğünden de taşınmazların bulunduğu bölgedeki ürünlerin ortalama münavebe değerleri getirtilerek dosyaya eklendiği ve acele kamulaştırma dosyasının dosya arasına alındığı, mahkemece keşif icra edildiği, keşif sonucunda bedelin tespit edildiği, fark bedelin yatırılmış olduğu gerekçesiyle taşınmazın tamamı olan 5900,00 m2'lik kısmın kamulaştırma bedelinin 99.120TL olarak tespitine, bu bedelden acele el koyma dosyalarında tespit edilen 44.614,89TL ile 71.649,60TL'nin mahsubu ile Ziraat Bankasına yatırılan 27.470,4TL fark bedele 25.04.2016 tarihinden karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesine, tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, tespit edilen bedelden, acele el koyma kararı ile tespit edilen bedellerin ödenmiş olması hâlinde mahsubu ile bakiye 27.470,4TL bedelin, acele el koyma kararı ile tespit edilen bedellerin ödenmemesi hâlinde tespit edilen 99.120TL bedelin faizi ile birlikte davalılara tapu kaydındaki payları oranında ödenmesi için Ziraat Bankası Bozüyük Şube Müdürlüğüne yazı yazılmasına karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ve davalılardan ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 22.10.2018 tarihli ve 2017/33179 E. 2018/18386 K. sayılı kararı ile; ''...Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arazi niteliğindeki Yeniçepni Köyü 1079 parsel sayılı dava konusu taşınmaza net ürün gelirine göre değer biçilmesi yöntem bakımından doğrudur. Ancak;

1)Taşınmazın sulu tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının % 4 uygulanması gerekirken, bu oranın % 5 kabulü ile az bedel tespiti,

2)Dava konusu taşınmazın konumu, bilirkişi kurulu raporunda yazılı özellikleri ve aynı yerden Dairemize intikal eden komşu parsellere ilişkin dava dosyaları da dikkate alındığında, taşınmazın gelir metoduna göre bulanan metrekare birim fiyatına uygulanacak objektif değer artırıcı unsur oranının % 300 oranında olacağı gözetilmeden, daha düşük objektif değer artış oranı kabul eden bilirkişi raporuna göre az bedel hükmedilmesi doğru olmadığı gibi,

Doğru olmadığı gibi;

3)7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiği,...” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9. Bozüyük 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.02.2020 tarihli ve 2019/532 E. 2020/164 K. sayılı kararı ile önceki gerekçeye ek olarak; dava konusu taşınmazın somut özellikleri ve emsal Yargıtay kararları da göz önünde bulundurularak %300 oranında değer artışının ve %4 kapitalizasyon faiz oranının uygulanmasının arazinin özelliklerine göre değerinin çok üzerinde değerleme yapılmasına sebebiyet vereceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı süresi içinde davalı ... vekili ve davacı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil istemiyle açılan eldeki davada;

1-Dava konusu taşınmazın niteliği ve bilirkişi raporundaki özelliklerine göre yapılan hesaplamada kapitalizasyon faizinin %4 oranında mı, yoksa %5 oranında mı esas alınacağı,

2-Dava konusu taşınmazın niteliği ve bilirkişi raporunda belirtilen özellikleri dikkate alındığında, tarım arazisi niteliğinde bulunan taşınmazdaki objektif değer artırıcı unsur oranının %300’den az olup olamayacağı noktalarında toplanmaktadır.

III. ÖN SORUN

12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak değerlendirilmiştir.

13. Bilindiği üzere direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozma kararından esinlenerek, yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi).

14. Başka bir anlatımla mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukukî olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.

15. Somut olayda mahkemece verilen ilk kararın Özel Daire tarafından kapitalizasyon faizi ve objektif değer artışı yönünden bozulduğu, mahkemece bozma kararı sonrası Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına, ek rapor alındıktan sonra davacı vekiline Kamulaştırma Kanunu’nun 10/8. maddesi gereğince bilirkişi raporunda belirlenen kamulaştırma fark bedelini depo etmek üzere tebliğden itibaren 15 günlük süre verilmesine şeklinde karar verildiği ve ziraat bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak direnme olarak adlandırılan kararın verildiği anlaşılmıştır.

16. Buna göre mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili bozma kararı sonrası ortaya çıkan yeni delil ve olgulara dayalı olarak oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.

17. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında Özel Daire bozma kararının kesin bozma mahiyetinde olduğu, bozma sonrası bilirkişiden ek rapor alınmış ise de mahkemece anılan rapora gerekçede değinilmediği, bu nedenle verilen kararın yeni hüküm mahiyetinde olmadığı, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

18. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.

19. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davalı ... vekili ve davacı idare vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan Yargıtay 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.03.2022 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.