"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)
1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı Yargıtay 4. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
2. Kararın davacı tarafından temyizi üzerine Özel Dairece ek karar ile davacının temyiz isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiş, ek karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı dava dilekçesinde; Bakırköy hâkimi Mustafa Demirbaş’ın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na (HMK) aykırı olarak adil yargılanma hakkını ihlâl ettiğini, ihbar olunan hâkimle aralarında davalar bulunmasına ve HMK’nın 24, 25 ve 36. maddeleri gereğince davadan yasaklı olmasına rağmen Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/571 E. sayılı davasına bakmaktan çekinmediğini ve hüküm oluşturduğunu, hâkimin hukuksal eyleminden zarar gördüğünü, yargılama giderlerini karşılayacak durumda olmadığını belgeleyen evrakı ekte sunduğunu, başka bir gelirinin olmaması ve gayrimenkulünün de bulunmaması nedeniyle davanın adli yardım talepli olarak değerlendirilmesinin zorunlu olduğunu ileri sürerek 500.000TL zararın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... Hazinesine ve ihbar olunana dava dilekçesi tebliğ edilmemiş ve dosya üzerinden karar verilmiştir.
Özel Daire Kararı:
6. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 25.09.2020 tarihli ve 2020/9 E., 2020/25 K. sayılı kararı ile;
“…1-Davacı dava dilekçesinde, ihbar olunan hakimin Bakırköy 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/571 esas sayılı dosyasındaki yargılama faaliyetleri sebebiyle zarar gördüğünü belirterek, HMK’nın 46-49. maddeleri uyarınca 500.000,00.- TL manevi tazminatın davalı ... Hazinesinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2-Dava, hakimin yargılama faaliyeti sebebiyle uğranıldığı iddia edilen zararın tazmini isteğine ilişkindir.
3-Davacı dava dilekçesi ile adli yardım talebinde bulunmuş öncelikle bu talebi değerlendirilmiştir. HMK’nın 334/1. maddesinde “Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken yargılama... giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.” denilmiş; 336/2. maddesinde ise “Talepte bulunan kişi iddiasının özeti ile birlikte iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, davacı davasına ilişkin iddiasını ve buna ilişkin deliller ile mali durumuna ilişkin belgeleri ibraz etmemiş, mahkememizce yapılan mali durum araştırmasında ise düzenli aylık gelirinin bulunduğu tespit edilmiştir. Buna göre, davacının yasal koşulları taşımayan adli yardım talebi reddedilmiş ve dava dilekçesi ile birlikte yatırması gereken başvuru ve peşin nisbi karar ve ilam harcını yatırması hususunda kendisine usulüne uygun muhtıra tebliğ edilmiştir.
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 27/1-3; 28/1-a ve 32 maddeleri ile HMK’nun 120/1 maddesi uyarınca davanın açılması sırasında başvuru harcının ve peşin nisbi karar ve ilam harcının yatırılması zorunludur. Harcın yatırılmaması davanın açılmamış sayılmasını intaç eder.
5-Davacı kendisine verilen kesin süre içerisinde başvuru harcı ile peşin karar ve ilam harcını yatırmamıştır. Hal böyle olunca, davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gösterilen nedenlerle;
1-Davacı tarafa verilen kesin süreye rağmen dava harcı ikmal edilmemiş olduğundan davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, …” karar verilmiştir.
Kararın Temyizi:
7. Kararın süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesince temyiz harç ve masraflarının yatırılması için davacıya 05.11.2020 tarihli ve kesin süreli muhtıra gönderilmiştir. Muhtıra davacıya 18.11.2020 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen temyiz yoluna başvurma ve temyiz karar harçları yatırılmamıştır.
8. Bunun üzerine Özel Dairenin 03.12.2020 tarihli ve 2020/9 E., 2020/25 K. sayılı ek kararı ile “Davacı, Dairemiz kararını temyiz etmiş, ancak temyiz harçlarını yatırmamıştır. Bu kez temyiz harçlarının yatırılması hususunda davacıya muhtıra gönderilmiş, ancak davacı yine kesin süreye rağmen temyiz harçlarını ödememiştir. Hal böyle olunca, HMK 366. madde yollaması ile HMK 344/1 madde uyarınca temyiz isteminden vazgeçilmiş sayılmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle davacının temyiz isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.
9. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen 03.12.2020 tarihli ek kararına karşı süresi içinde davacı tarafından adli yardım talepli olarak temyiz isteminde bulunulmuştur.
II. ÖN SORUN
10. Davacının, Özel Dairenin temyiz isteminden vazgeçilmiş sayılmasına ilişkin ek kararını adli yardım talepli olarak temyiz etmesi karşısında, adli yardım talebinin yerinde olup olmadığı, adli yardım talebinin yerinde olmadığına karar verilmesi hâlinde temyiz harç ve giderlerinin tamamlattırılması için dosyanın Özel Daireye geri çevrilmesinin gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak tartışılmış ve değerlendirilmiştir.
III. GEREKÇE
11. Sosyal hukuk devletinin bir gereği olarak kabul edilmiş olan adli yardım, ekonomik bakımdan yetersiz olan kimselere, yargı organları önünde haklarını arayabilmeleri veya savunma yapabilmeleri için parasal kolaylıklar sağlanması anlamına gelir. Bu anlamdaki kolaylıklar yargılama giderlerinden muafiyet ve ücretsiz hukukî yardım sağlanması yoluyla gerçekleştirilebilir (Pekcanıtez, Hakan/Özekes, Muhammet/Akkan, Mine/Taş Korkmaz, Hülya: Pekcanıtez Usul Medeni Usul Hukuku, Cilt III, İstanbul 2017, s. 2410-2411).
12. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Adli yardımdan yararlanacak kişiler” başlıklı 334/1. maddesi “Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.” hükmünü içermektedir.
13. Adli yardımdan yararlanmanın ilk koşulu ödeme gücünden yoksunluktur. Hukukî yollara müracaatta ve süreç boyunca gerekli olacak giderleri, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksunluk, aslında nakit ya da nakde dönüştürülebilecek kaynak yetersizliğini ifade etmektedir.
14. Talepte bulunan kişinin adli yardımdan yararlanabilme bakımından mali yetersizlik içinde olup olmadığı, kişinin mali durumu, bu çerçevede geliri, mal varlığı, borçları ve sosyal durumu, yani kendisi ve ailesinin yaşam düzeyi ve ihtiyaçları da göz önüne alınarak, her olay kendi koşullarına göre tespit edilecektir.
15. Adli yardımdan yararlanabilmenin ikinci koşulu ise asıl davadaki taleplerin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Başka bir deyişle söz konusu iddia veya savunmada açıkça haksız durumda bulunmamak ve haklı olduğu yolunda hâkimde yaklaşık bir kanaat oluşturabilmek gerekir. Haksız yargılama ve takiplerin çoğalıp mahkemelerin ve icra organlarının gereksiz yere uğraştırılmaması ve adli yardım kurumunun kötüye kullanılmasının engellenebilmesi için haklılık koşulu özenle incelenmelidir (Pekcanıtez/Özekes/Akkan/Taş Korkmaz, s. 2417-2419).
16. Adli yardım talebinde bulunan kişi iddiasının ve adli yardım talebinin dayanağı olan delilleri göstermeli ve mahkemeye sunmalıdır. Bu husus HMK’nın 336/2. maddesinde “Talepte bulunan kişi, iddiasının özeti ile birlikte, iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır.” şeklinde düzenlenmiştir.
17. Adli yardım talep eden kişi, elinde bulundurduğu veya o sırada bilinen delilleri sunmamışsa mahkemece başka bir inceleme yapılmaksızın dosya üzerinden adli yardım talebi derhâl reddedilmelidir.
18. Öte yandan talepte bulunanın mali gücüyle ilgili ispat konusunda hâkim tam bir kanaate sahip olmalıdır; bu yönüyle mali yetersizlik koşulunun ispatı için tam ispat ölçüsünün geçerli olduğunun kabulü gerekir. Haklılık koşulunun ispatında ispat ölçüsü, yaklaşık ispattır.
19. Kanun yoluna başvuru aşamasında ise temyize müracaat için gerekli olan giderleri karşılamak zorunda kalındığında, talepte bulunanın kendisi ve ailesinin geçiminin ciddi ölçüde zor duruma düşüp düşmeyeceği araştırılır. Temyiz aşamasındaki haklılık koşulu ise temyiz talebinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması koşulu şeklinde anlaşılmalıdır. Yargıtay, adli yardım talebini bu aşamada reddederse temyiz incelemesine geçilmez, dosya ilgili mahkemeye çevrilerek bu mahkemece temyiz harcının yatırılması için talepte bulunana süre verilir (Pekcanıtez/Özekes/Akkan/Taş Korkmaz, s. 2427).
20. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Adli yardım talebinin incelenmesi” başlıklı 337. maddesinin 1. fıkrasında mahkemenin adli yardım talebi hakkında duruşma yapmaksızın karar verebileceği, ancak talep hâlinde incelemenin duruşmalı olarak yapılacağı düzenlenmiştir. 2. fıkrada ise “Adli yardım talebinin reddine ilişkin kararlara karşı, tebliğinden itibaren bir hafta içinde kararı veren mahkemeye dilekçe vermek suretiyle itiraz edilebilir. Kararına itiraz edilen mahkeme, itirazı incelemesi için dosyayı o yerde adli yardım talebi yapılan hukuk mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde adli yardım talebi yapılan hukuk mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde ise aynı işlere bakmakla görevli en yakın mahkemeye gönderir. İtiraz incelemesi neticesinde verilen karar kesindir. Adli yardım talebi reddedilirse, ödeme gücünde sonradan gerçekleşen ciddi bir azalmaya dayanılarak tekrar talepte bulunulabilir.” hükmü yer almaktadır.
21. Madde hükmünde açıkça belirtildiği üzere adli yardım talebinin reddine ilişkin karara karşı yapılan itiraz incelemesi sonucunda verilen karar kesindir. Adli yardım talebi reddedilen taraf ödeme gücünde sonradan gerçekleşen ciddi bir azalmaya dayanarak yeniden talepte bulunabilir.
22. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesine sunduğu 30.01.2020 tarihli ve adli yardım talepli dava dilekçesiyle, Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen kararlar nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek 500.000TL tazminat isteminde bulunduğu, Özel Dairece; davacının, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken yargılama giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğuna dair kanaat oluşmadığı gerekçesiyle adli yardım talebinin reddine karar verildiği ve ilk derece başvurma, peşin nispi harçlar ile gider avansını yatırması için davacıya kesin süreli muhtıra gönderildiği, muhtıranın usulüne uygun olarak tebliğine rağmen davacının süresi içinde harç ve gider avansını yatırmaması üzerine Özel Dairece davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, davacının verilen bu karara karşı temyiz isteminde bulunduğu, Özel Dairece ek karar ile temyiz harçlarının süresinde yatırılmadığı gerekçesiyle davacının temyiz isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verildiği, ek kararın davacı tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
23. Davacının temyiz dilekçesi ekinde sunduğu bilgi ve belgelerin incelenmesinde, Sosyal Güvenlik Kurumundan emekli aylığı aldığı, davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinden kanun yoluna başvururken temyiz yoluna başvurma ve maktu temyiz karar harçları ile temyiz gider avansının yatırılması gerektiği, bunun ise yüklü bir miktar olmadığı, davacının kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken temyiz giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğunu ispatlayamadığı sonucuna varılmıştır.
24. Hâl böyle olunca, davacının adli yardım talebi, HMK’nın 334/1. maddesinde belirtilen koşulları sağlamadığından adli yardım talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
25. Davacının sunduğu temyiz dilekçesinin süresinde temyiz defterine kaydedildiği ancak davacı tarafından temyiz yoluna başvurma ve maktu temyiz karar harçlarının yatırılmadığı anlaşıldığından, davacıya temyiz başvurma harcı ve maktu temyiz karar harcını ikmal etmesi için muhtıra çıkarılarak bir haftalık kesin süre verilmeli, kesin süre içinde harç yatırıldığı takdirde dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Hukuk Genel Kuruluna gönderilmeli, süresi içinde harç yatırılmadığı takdirde HMK’nın 366. maddesi yollamasıyla HMK’nın 344. maddesi gereğince davacının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmelidir.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Davacının adli yardım talebinin REDDİNE,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 366. maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 344. maddesi gereğince işlem yapılmak üzere dosyanın YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİNE GERİ ÇEVRİLMESİNE, 14.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.