Logo

Hukuk Genel Kurulu2021/967 E. 2023/19 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan eksik alan teslimi nedeniyle açılan tazminat davasında, yerel mahkemenin direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uymadığı, bozma ilamından sonra ilk kararında bahsetmediği yeni hususlara yer verdiği, kararın gerekçesini değiştirerek yeni ve farklı bir gerekçeyle karar verdiği, bu nedenle direnme kararının usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma kararı sonrası ortaya çıkan yeni ve farklı bir gerekçe ile oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu gözetilerek dosyanın Yargıtay’ın ilgili Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/303 E., 2020/526 K.

KARAR : Davanın kabulü

1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Büyükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında noterde 01.04.2010 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, daha sonra davalının bölgede kat sayısının arttığını, binaya bir kat daha ilave edilebileceğini, ayrıca inşaatın oturma zemininin genişletilip dairelerin alanı küçültülerek her katta çift daire olacak şekilde düzeltme yapılabileceğini bildirmesi üzerine müvekkilinin bu teklifi kabul ettiğini, yapılan değişiklikler için tarafların kendi aralarında sözleşmedeki bütün şartların aynen geçerli olduğu, sadece paylaşım yapılacak daire sayısı arttığı için yeniden ve eşit şekilde paylaşım konusunda karşılıklı anlaşarak yeni paylaşım krokisi düzenlediklerini, davalının inşaatı gecikmeli olarak paylaşıma ve özel duruma uygun şekilde tamamladığını, teslim edilen dükkânın kiraya verildiğini, ancak müvekkilinin eksik işler nedeniyle dört adet daireyi teslim almayarak Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/51 E. sayılı dosyasında eksik işler bedeli ve ecrimisil talebiyle dava açtığını, müvekkilini baskı ve tehditlerle davadan vazgeçiremeyeceğini anlayan davalının 14.03.2013 tarihinde müvekkili tarafından dava dışı üçüncü kişiye kiralanan zemin kattaki işyerinin deposu olan, ancak kira sözleşmesine dâhil edilmediği için boş duran bodrumun dışarıya açılan kapısının kilidini kırarak iki bodrumu ayıran duvarı yıktığını, sonra da sınırı müvekkiline ait bölüme doğru öne çekerek duvarı yeniden ördüğünü ve bu şekilde kendisine ait olan bölümü genişlettiğini, olayı kiracısından öğrenen müvekkilinin davalıdan şikâyetçi olduğunu, davalının karakola getirdiği onaylı projeyle kendini savunduğunu, müvekkilinin ilk defa polis merkezindeyken gördüğü onaylı projenin fiili ve eşit paylaşıma hiçbir şekilde uymadığını, hem zemin katta hem de bodrum katta yükleniciye daha geniş alan bırakacak şekilde çizildiğini, projeye ait krokide davalıya bırakılması kararlaştırılan 1 nolu dükkân ve deponun toplam 115,09 m2, müvekkiline kalan 2 nolu dükkân ve deposunun ise toplam 88,25 m2 göründüğünü, bu paylaşımın da adil olmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla proje tadilatı yaptırılarak binanın dükkân olan zemin ve bodrum katlarının kat karşılığı inşaat sözleşmesine ve tapu kaydına uygun hâle getirilmesine, bundan doğacak tüm masrafın belirlenerek davalıdan tahsiline, şayet bu mümkün olmayacaksa kat karşılığı inşaat sözleşmesine uygun olarak hazırlanmayan inşaat projesine göre yapılan ayıplı inşaat dolayısıyla müvekkiline ait zemin kat ve bodrumdan oluşan bağımsız bölümün uğradığı değer kaybına karşılık şimdilik 10.000TL bedelin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 23.01.2016 tarihli ıslah dilekçesinde toplam talebini 87.226,10TL'ye çıkarmıştır.

Davalı Cevabı:

5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin, davacı ile 01.04.2010 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesini düzenlemesinden sonra gerçekleşen imar artışı sonucu tarafların mevcut imar değişikliğini dikkate alarak ilk sözleşmeyi zımnen ortadan kaldırıp şifahi olarak ikinci bir anlaşma yaptıklarını, böylece yapılan inşaatın hem alansal hacminin hem de kat sayısının arttığını ve davacı arsa sahibine ilk sözleşmedekinin iki katı bağımsız bölüm kaldığını, dava konusu taşınmazın plan ve projesine uygun olarak tamamlanıp davacıya teslim edildiğini, davacıya teslim edilen taşınmazlarda herhangi bir eksiklik ve projeye aykırılık bulunmadığını, davacının dükkânı 2012 yılının başında kiraya verdiğini, açılan davanın haksız olduğunu ve davacının kötü niyetli hareket ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesinin Kararı:

6. Büyükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.02.2016 tarihli ve 2014/122 E., 2016/65 K. sayılı kararı ile; taraflar arasında düzenlenen 01.04.2010 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yapılacak inşaatın %50’sinin arsa sahibine, %50’lik kısmının da yükleniciye verileceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmeye göre davacı arsa sahibine verilen dükkânın m2 değerinin projeye uygun ve daha fazla olduğu, ancak alan olarak projenin sözleşmede kararlaştırılan %50’şer paylaşıma uygun düzenlenmediği ve zeminde davacının davalı yükleniciye göre 14,65 m2 eksik yer aldığı, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre eksik olan 14,65 m2’nin değerinin 87.226,10TL olduğu gerekçesiyle ıslah dilekçesi de gözetilerek davanın kabulüne, 87.226,10TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 02.07.2019 tarihli ve 2016/4178 E., 2019/3153 K. sayılı kararı ile;

“…Dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca eksik iş nedeni ile tazminat istemine ilişkindir. Sözleşme gereği davacıya teslim edilen depolu dükkan her ne kadar 14.65 m² eksik ise de bilirkişi raporu ile de tespit olunduğu üzere yüklenicinin aldığı depolu dükkandan %20 daha değerli olup, bu değer farkı, eksik olan 14.65 m²'nin karşılığı olan bedel farkından çok daha yüksek olduğundan mahkemece davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.. ”gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9. Büyükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.11.2020 tarihli ve 2020/303 E., 2020/526 K. sayılı kararı ile; önceki karar gerekçesinin yanında taraflar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesinin %50 oranında şerefiye payı gözetilmeksizin m2 hesabına göre imzalandığı, ayrıca davacıya düşecek kısımların yola cepheli olacağının sözleşmede belirlendiği, bu hâliyle şerefiye payı olarak değer hesabının dikkate alınmasının mümkün olmayacağı, taraflar arasındaki sözleşmenin eşit oranda m2 hesabına göre paylaşıma esas alınması gerektiği, davacının davalıya göre 14,65 m2 eksik yer aldığının sabit olduğu, bozmadan önce yapılan incelemede eksik yerin tamamı üzerinden tazminat hesaplanması yapılmış ise de, denkleştirme yapılması hâlinde davacı lehine 14,65 m2’nin 2/3’üne denk gelen 9,77 m2’lik kısım üzerinden tazminata hükmedilmesi gerektiği, bu hususun Özel Dairece direnme üzerine değerlendirilmesi gerektiği, gerekçede bu hususa değinilmekle yetinildiği belirtilerek direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; eldeki davada, taraflar arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinde kararlaştırılan %50 paylaşım oranında şerefiye payı olarak değer hesabının dikkate alınmasının mümkün olup olmadığı, sözleşmenin eşit oranda m2 hesabına göre paylaşıma esas alınmasının gerekip gerekmediği, bilirkişi heyetince düzenlenen asıl ve ek raporlarda özellikle 06.11.2015 tarihli (09.11.2015 havale tarihli) ikinci ek raporda yapılan hesaplamaya göre davacı arsa sahibine 14,65 m2 eksik teslim edilen dükkânın davalı yüklenicinin aldığı depolu dükkândan daha değerli olduğu ve bu değer farkının eksik olan 14,65 m²’nin karşılığı olan bedel farkından yüksek olduğu gözetilerek mahkemece davanın reddine karar verilip verilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

III. ÖN SORUN

12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesine geçilmeden önce; mahkemece direnme olarak adlandırılan kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı ve kararın temyiz incelemesinin Özel Daire tarafından mı yoksa Hukuk Genel Kurulunca mı yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.

IV. GEREKÇE

13. Bilindiği üzere, direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkemece bozma kararından esinlenilerek yeni herhangi bir delil toplanmadan önceki deliller çerçevesinde karar verilmeli; kararın gerekçesi, önceki karara göre genişletilebilirse de değiştirilmemelidir.

14. Başka bir anlatımla, mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek ya da daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek bir karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.

15. Yargıtayın istikrar kazanmış içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.

16. Mahkemece direnme kararı verildikten sonra ilk karardan farklı bir karar verilmesi mümkün değildir. Gerekçe genişletilebilir ise de, verilen hükmün ilk karardan farklı olmaması, direnmeye ilişkin hüküm fıkrasında, bozma kararına hangi yönden uyulmadığının tek tek ve anlaşılır biçimde kaleme alınması, hükmedilen miktarların doğru ve çelişki oluşturmayacak biçimde ortaya konulması gerekir.

17. Somut olayda; ilk derece mahkemesince sözleşmeye göre davacı arsa sahibine verilen dükkânın m2 değerinin projeye uygun ve daha fazla olmasına rağmen, alan olarak projenin sözleşmede kararlaştırılan %50’şer paylaşıma uygun düzenlenmediği ve zeminde davacının davalı yükleniciye göre 14,65 m2 eksik yer aldığı, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre eksik olan 14,65 m2’nin değerinin 87.226,10TL olduğu gerekçesiyle ıslah da gözetilerek davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece, sözleşme gereğince davacıya teslim edilen depolu dükkânın 14,65 m² eksik olmasına karşılık yüklenicinin aldığı depolu dükkândan %20 daha değerli olduğu ve bu değer farkının eksik olan 14,65 m²’nin karşılığı olan bedel farkından çok daha yüksek olduğu, bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

18. Özel Dairenin bozma kararından sonra mahkemece; önceki karar gerekçesinin yanında, bozma kararından önce eksik yerin tamamı üzerinden hesaplanan tazminata karar verildiği, ancak denkleştirme yapılması hâlinde davacı lehine 14,65 m2’nin 2/3’üne denk gelen 9,77 m2’lik kısım üzerinden tazminata hükmedileceği, bu hususun verilecek direnme kararı üzerine Özel Dairece değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

19. Görüldüğü üzere mahkemece ilk kararda bahsedilmeyen yeni hususlara yer verildiği, bozmadan sonra kararın gerekçesi değiştirilerek yeni ve farklı bir gerekçeyle karar verildiği anlaşılmaktadır.

20. Şu hâlde “direnme” olarak adlandırılan kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili bozma kararı sonrası ortaya çıkan yeni ve farklı bir gerekçe ile oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.

21. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyiz incelemesini yapma görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye ait olup; yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın bozma kararını veren Özel Daireye gönderilmesi gerekir.

V. SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle;

Davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.