Logo

Hukuk Genel Kurulu2021/976 E. 2022/39 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Direnme kararının HMK'nın 297. maddesinde belirtilen unsurları taşıyıp taşımadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Direnme kararında HMK'nın 297. maddesi uyarınca hüküm fıkrasında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açıkça belirtilmemesi, ayrıca önceki karara atıf yapılarak hüküm kurulması usule aykırı görülerek direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki "YİDK kararının iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından davanın kabulüne dair verilen 18.04.2016 tarihli ve 2015/15 E., 2016/104 K. sayılı karara davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekilince temyiz talebinde bulunulması üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 07.03.2018 tarihli ve 2016/9101 E., 2018/1730 K. sayılı kararı ile karar bozulmuştur. Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda önceki kararda direnilmiştir.

2. Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonrasında gereği görüşüldü:

3. Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen bozma kararı üzerine mahkemesince verilen direnme kararı davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

4. Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 297. maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.

5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 294. maddesinin 3. fıkrasında ise “Hükmün tefhimi herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir.

6. Ayrıca, bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikârdır.

7. Nitekim, Yargıtayın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulunun 04.02.2021 tarihli ve 2021/4-100 E., 2021/41 K.; 07.03.2019 tarihli ve 2019/13-113 E., 2019/248 K.; 10.12.2019 tarihli ve 2019/1-691 E., 2019/1319 K. sayılı kararları).

8. Somut olayda ise direnme kararına esas gerekçeli kararın hüküm kısmı usulüne uygun olmasına rağmen, direnmeye esas kısa kararda yukarıda açıklanan mevzuata uygun hüküm fıkrası oluşturulmamış, kısa kararda önceki karara atıf yapılarak sadece; "1-Mahkememizin 18/04/2016 tarih 2015/15 Esas - 2016/104 Karar sayılı önceki kararda AYNEN DİRENİLMESİNE" denilmekle yetinilmiş, dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar kurulmamıştır.

9. Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı gibi direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü de bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır.

10. O hâlde mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında belirtildiği, açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulmasıdır.

11. Mahkemenin, yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmayan kısa kararı usule uygun karar değildir.

12. Direnme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Direnme kararının usulden BOZULMASINA,

Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 25.01.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.