Logo

Hukuk Genel Kurulu2022/103 E. 2022/522 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hakimlerin hukuki sorumluluğuna dayalı tazminat davasında derdestlik nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının aynı dava konusu, tarafları ve hukuki sebebi içeren bir davayı daha önce açmış ve bu davanın halen derdest olması nedeniyle, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-ı maddesi uyarınca derdestlik şartı oluşmadığı gözetilerek, davanın usulden reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)

1. Taraflar arasındaki “Tazminat” davasından dolayı Yargıtay 4. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

2. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı dava dilekçesinde; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi ile ... İcra (Hukuk) Mahkemesi tarafından verilen kararların İcra İflas Kanunu (İİK) ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na (HMK) aykırı olup kanuni haklarının re’sen tespit ve tesliminin kamu düzeni ve kanun gereği olduğunu, kanunun emredici hükümlerinin uygulanmaması nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını, dava ve şikâyetlere neden olunduğunu, açmak zorunda kaldığı davalarda taleplerinin gereğinin yapılmamasının mevcut borçlarının ödenememesine ve borçlanarak yaşamasına sebep olduğunu, kanuna aykırılıkların ve uğradığı zararların tespit ve karşılanması ile eksik kalan hususların vekil atandıktan sonra belirlenmesi talebinin bulunduğunu ileri sürerek 10.000.000TL maddi ve maddi zararın üç katı manevi tazminat talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, HMK’nın 46. maddesinde belirtilen sorumluluk koşullarının mevcut olmadığını, talebin anlaşılır, doğru ve dayanakları ile sunulması gerektiğini, HMK’nın 48. maddesine göre dayanılan sorumluluk nedenleri ve HMK’nın 46. maddesinin hangi bendine dayanıldığının açıkça belirtilmediğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

Özel Daire Kararı:

6. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 06.07.2011 tarihli ve 2019/47 E., 2021/60 K. sayılı kararı ile; “..Dava, hakimlerin hukuki sorumluluğuna dayalı olarak maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Davacının dava dilekçesinde belirttiği dava ve icra dosyaları ile kararların onaylı örnekleri getirtilerek incelenmiştir.

6100 sayılı HMK’nın 114’üncü maddesi ile derdestlik dava şartı kabul edilerek maddenin (ı) bendinde “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenleme ile derdestlik iddiası olumsuz dava şartı hâline getirilerek ilk itiraz olmaktan çıkarılmıştır.

Derdestliğin ilk koşulu, tarafları, konusu ve dava sebebi aynı olan bir davanın daha önce açılmış olmasıdır. İkinci koşulu ise, daha önce açılmış bulunan davanın hâlen görülmekte olması, kesin hükümle sonuçlanmamış olmasıdır. Bu iki koşulun birlikte bulunması hâlinde derdest bir davanın varlığı kabul edilmelidir. Bir davanın açılması ile şekli anlamda kesin hükme bağlanması arasında geçen sürede davanın derdest olduğu kabul edilir (Tanrıver, S.: Medeni Usul Hukukunda Derdestlik İtirazı, 2.b., Ankara 2007, s.8 vd.). Davanın derdest olması, taraflar arasında o konuda ortaya çıkan uyuşmazlığın henüz tam olarak çözümlenemediği anlamına gelir.

Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.10.2015 tarihli, 2013/22-2090 esas, 2015/2329 karar sayılı kararında da benimsenmiştir.

Davacının aynı gün duruşması olan 2019/45 esas sayılı dosyasının incelenmesinde dava dilekçelerinde bildirilen dosya ve karar numaralarının, taleplerin, ihbar olunanların, dava konularının, taraflarının, hukuki sebeplerinin aynı olduğu ve dava tarihinin eldeki davadan daha önceki bir tarih olan 22/07/2019 tarihi olduğu görülmüştür.

Şu durumda, davanın derdestlik dava şartı yokluğundan usulden reddedilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda gösterilen nedenlerle;

1-Davanın HMK'nun 114/1-ı ve 115.maddeleri uyarınca derdestlik nedeniyle usulden reddine,

2-HMK'nun 49.maddesi gereğince dava usulden reddedilmiş olmakla disiplin para cezası tayinine yer olmadığına,

3-Alınması gerekli 59,30-TL maktu harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,

4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 5.940,00-TL maddi tazminat, 5.940,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 11.880,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

5-HMK'nun 335/1. maddesi uyarınca adli yardım yargılama giderlerinden geçici koruma sağladığından hazineden karşılanan 17 adet tebligat gideri olan 323,00-TL'nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine...” karar verilmiştir.

Kararın Temyizi:

7. Özel Daire kararı süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.

II. GEREKÇE

8. Dava şartları, mahkemece davanın esası hakkında yargılama yapılabilmesi için gerekli olan koşullardır. Diğer bir anlatımla dava şartları dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan “kamu düzeni” ile ilgili zorunlu koşullardır. Mahkeme hem davanın açıldığı tarihte hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp incelemek durumunda olup bu konuda tarafların talep ve beyanları ile bağlı değildir.

9. Dava şartları dava açılmasından hüküm verilmesine kadar var olmalıdır. Dava şartlarının davanın açıldığı tarihte bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama sırasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda mahkemenin davayı dinlenebilir olmadığından reddetmesi gerekir.

10. Nitekim HMK’nın 115. maddesinin 1. fıkrasında; “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” hükmü bulunmaktadır.

11. Dava şartı noksanlığının tespit edilmesi hâlinde davanın usulden reddine karar verilir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için ilgili tarafa kesin süre verilir ve bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilir (HMK m.115/2).

12. Derdestlik mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda (HUMK) ilk itiraz olarak düzenlendiği hâlde HMK’da dava şartı olarak kabul edilmiştir.

13. Açılmış ve görülmekte olan bir davanın davacısı, hukukî korunma sürecini başlatmış olduğundan artık onun aynı davayı yeniden bir başka mahkeme önüne getirmesinde hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmamaktadır. Bu nedenle daha önce açılmış ve hâlen görülmekte olan bir davanın, ikinci kez açılması hâlinde davacının bu ikinci davayı açmasında hukukî yararı olmadığı gerekçesi ile HMK'nın 114. maddesiyle derdestlik dava şartı kabul edilerek maddenin (ı) bendinde “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması” dava şartları arasında düzenlenmiştir. HMK'nın 114. maddesinin gerekçesinde derdestlik itirazının hukukî yarar eksikliğinin somut ve özel planda bir düzenleniş biçimi olduğu, onun da temelinde yatan bu düşünceye uygun işlev görmesinin sağlanabilmesi için ilk itiraz olmaktan çıkartılıp dava şartına ilişkin usulî itiraza dönüştürülmesinde kaçınılmaz bir zorunluluk olduğu belirtilmiştir.

14. Derdest bir davanın ilk koşulu, tarafları, müddeabihi ve dava sebebi aynı olan bir davanın daha önce açılmış olmasıdır. İkinci koşulu ise daha önce açılmış bulunan davanın hâlen görülmekte olması, kesin hükümle sonuçlanmamış olmasıdır. Bu iki koşulun birlikte bulunması hâlinde derdest bir davanın varlığı kabul edilmelidir. Bir davanın açılması ile şekli anlamda kesin hükme bağlanması arasında geçen sürede davanın derdest olduğu kabul edilir (Tanrıver, Süha: Medeni Usul Hukukunda Derdestlik İtirazı, Ankara 2007, s. 8 vd.). Davanın derdest olması, taraflar arasında o konuda ortaya çıkan uyuşmazlığın henüz tam olarak çözümlenemediği anlamına gelir.

15. Derdestlik (görülmekte olan dava), yargılamanın başlaması anından hüküm verilmesine ve bu hükmün de kesinleşmesine kadar geçen süreç, görülmekte olan yargılamayı ifade eder. Başka bir ifadeyle, bir davanın görülmekte olması için, verilen kararın şeklî anlamda da kesinleşmemiş olması gerekir (Mazlum, İsmet: Medenî Usûl Hukukunda Aslî Müdahale, Ankara 2019, s. 126; Tanrıver, s. 49).

16. Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; davacının 06.08.2019 tarihinde açılan eldeki davadan önce 22.07.2019 tarihli dava dilekçesi ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2019/45 Esas sıra numarasına kayıtlı dosya ve karar numaralarının, taleplerin, ihbar olunanların, dava konularının, taraflarının ve hukukî sebeplerinin aynı olduğu davayı açtığı, aynı davanın daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte (derdest) olduğu anlaşıldığından Özel Dairece davanın derdestlik dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi yerindedir.

17. Hâl böyle olunca Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.

III. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davacının temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA, 12.04.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.