"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
1. Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Nallıhan Asliye Hukuk Mahkemesince (İş Mahkemesi sıfatıyla) verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar, taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi tarafından ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 04.05.2000 tarihinden iş sözleşmesini alacaklarının ödenmemesi sebebiyle haklı nedenle feshettiği 18.09.2012 tarihine kadar davalıya ait muhasebe bürosunda muhasebe elamanı olarak çalıştığını ileri sürerek, kıdem tazminatı, ücret, asgari geçim indirimi, yıllık izin ücreti, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışta bulunduğunu, ödenmeyen hiçbir alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
6. Nallıhan Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi sıfatıyla) 13.07.2017 tarihli ve 2012/152 E., 2017/468 K. sayılı kararı ile; davacının iş sözleşmesini feshinin haklı nedene dayanmadığı, ücret, asgari geçim indirimi ile yıllık izin ücreti alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
7. Nallıhan Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi sıfatıyla) yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
8. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 06.11.2018 tarihli ve 2018/868 E., 2018/2404 K. sayılı kararı ile; davacının ücretinin brüt 2.095,27TL olmasına rağmen prime esas kazancın asgari ücret olarak bildirilmesi sebebiyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğinden kıdem tazminatını almaya hak kazandığı, dini bayramlar dışında mesai gününe denk gelen ulusal bayram ve genel tatil günleri ile ayda bir hafta tatilinde çalıştığı, dönemsel ücretlere göre hesaplama yapan bilirkişi raporuna göre %30 indirimle brüt 28.106,17TL fazla çalışma, 2.213,65TL olarak hesaplanan hafta tatili ücretinden taleple bağlı kalınarak brüt 150TL hafta tatili ve brüt 728,66TL ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kıdem tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacakları yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
9. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
10. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 21.01.2021 tarihli ve 2020/4146 E., 2021/1827 K. sayılı kararı ile; davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra “…Dosya kapsamından davacının, davalıya ait işyerinde 04.05.2000-18.09.2012 tarihleri arasında çalıştığı anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre yargılama sırasında dinlenen davacı tanık beyanları ve vergi beyannamesi kayıtlarına itibarla davacının genel tatil, fazla çalışma ve hafta tatili alacağı talepleri kabul edilmiş ise de beyanları esas alınan davacı tanıklarının davalı işyerinde çalışmadıkları ve davacının genel tatil, hafta tatili ve fazla çalışmasını bilebilecek durumda olmadıkları gibi dosya içindeki vergi beyannamesi kayıtlarının da davacının işyerindeki çalışma düzenini gösterir nitelikte olmadığının anlaşılmasına göre davacının genel tatil, hafta tatili ve fazla mesaiye yönelik iddiası hakkında inandırıcılığı yeterli bulunmayan tanık beyanı ve vergi beyannamesi kayıtlarından başka delil ibraz ve ikame etmemiş olması karşısında, dava konusu genel tatil, hafta tatili ve fazla mesai ücreti taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
11. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 25.05.2021 tarihli ve 2021/994 E., 2021/1466 K. sayılı kararı ile; Nallıhan Mal Müdürlüğünden temin edilen ve yapılan işlemleri saatleri ile gösterir belgelerin delil başlangıcı olarak değerlendirildiği, imzasını taşımasa da davacının işyerinde çalışan üç işçiden biri olduğu, bu işlemleri yaptığının tanıklarca da doğrulandığı, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 23.09.2019 tarihli ve 2019/6622 E. 2019/16305 K. ve 2019/5533 E. 2019/16283 K. sayılı kararlarının aynı yönde olduğu, yapılan işin muhasebe işi olduğu, Ankara Malî Müşavir ve Muhasebeciler Odasının “Yükümlülükler Takvimi”nin incelenmesinde her ayın on beşinden sonra yapılacak işlemlerin daha yoğun olduğunun görüldüğü, fazla çalışma ücreti hesabının işyerinin çalışma düzenine uygun olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
12. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
13. Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, muhasebe bürosunda muhasebe elamanı olarak çalışan davacı işçinin fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatlanıp ispatlanamadığı; buradan varılacak sonuca göre belirtilen alacakların reddinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
14. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce, uyuşmazlık konusu olan ve mahkemece tespit edilen fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının toplam miktarının brüt 31.048,48TL olduğu dikkate alındığında, direnme karar tarihi olan 25.05.2021 tarihi itibariyle Bölge Adliye Mahkemelerinin verdiği kararlarda 78.630TL olan temyiz kesinlik sınırının altında kalıp kalmadığı, buradan varılacak sonuca göre davalı vekilinin temyiz isteminin miktardan reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
15. 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un Geçici 2. maddesinin 1. fıkrasında, “…Bölge adliye mahkemelerinin kuruluşları, yargı çevreleri ve tüm yurtta göreve başlayacakları tarih, Resmî Gazetede ilân edilir.” düzenlemesine yer verilmiş ve 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmî Gazete'de ilan edilerek bölge adliye mahkemeleri 20.07.2016 tarihi itibariyle fiilî olarak göreve başlamıştır.
16. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 341. maddesinde istinaf yoluna başvurulabilen kararlar, aynı Kanun’un 361 ve 362. maddelerinde de temyiz edilebilen ve temyiz edilemeyen kararlar düzenleme altına alınmıştır. HMK’nın 362/1-(a) maddesi uyarınca “miktar veya değeri kırkbin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” hakkında temyiz yoluna başvurulmaz. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir.
17. 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle HMK'ya eklenen Ek 1. madde ile aynı Kanun’un 362/1-(a) maddesinde öngörülen parasal sınırı her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, o yıl için 04.01.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle ile belirlenmektedir. Anılan Ek 1. maddenin 2. fıkrasında ise HMK’nın 341, 362 ve 369. maddelerindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı hükme bağlanmıştır.
18. Bu açıklamalara göre direnme kararının verildiği 03.06.2021 tarihinde HMK’nın 362/1-(a) maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 78.630TL’dir.
19. Belirtilmelidir ki; bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği belirlenirken, temyiz hakkının doğduğu (kararın verildiği) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı; karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise ona bağlı kalınmalıdır. Buradaki “karar” teriminin, bölge adliye mahkemesinin Özel Daire bozmasına karşı verdiği direnme kararını da kapsayacağında duraksama bulunmamaktadır.
20. Eldeki davada temyize konu alacak miktarının ne olduğunun açıklanmasında yarar bulunmakta olup davacı, kıdem tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık izin ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
21. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kıdem tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacakları ücreti yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
22. Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine Özel Dairece davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra; fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş, bozma sonrası yapılan yargılamada Bölge Adliye Mahkemesi tarafından direnme kararı verilmiştir.
23. Bu durumda direnme kararını temyiz eden davalı aleyhine tespit edilen ve uyuşmazlık konusu olan fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının toplam miktarı olan 31.048,48TL açık biçimde Bölge Adliye Mahkemesince direnme kararının verildiği 03.06.2021 tarihinde geçerli olan 78.630TL tutarındaki temyiz edilebilirlik sınırının altında olduğundan, anılan karara karşı temyiz yasa yoluna gidilmesi miktar itibariyle mümkün değildir.
24. Hâl böyle olunca davalı vekilinin direnme kararına yönelik temyiz isteminin miktar itibari ile reddine karar verilmelidir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin direnme kararına yönelik temyiz isteminin miktar itibariyle REDDİNE,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10.02.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.