"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı vekili ile davalı iş ortaklığı ...Grup İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti. (eski ünvanı: Akınsel İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti.) - ...Grup Sosyal Hizmetler Pro. Tem. Gıda Sağ. İnş. Tur. Taş. San. Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalılar arasında muhtelif tarihli hizmet alım sözleşmeleri imzalandığını, davalıların işçisi olan dava dışı Halis Akbaş’ın iş mahkemesinde açtığı davanın kısmen kabul edilmesi üzerine müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinde dava dışı işçi Halis Akbaş’a 17.09.2013 tarihinde 20.928,70TL ödendiğini, müvekkilinin ödediği bu tutardan davalıların müteselsilen borçlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla iş mahkemesinin kararına istinaden Halis Akbaş vekili tarafından üniversite aleyhine başlatılan takipte ödenen toplam 20.928,70TL’nin rücuen davalı şirketlerden ödeme tarihi itibariyle işleyecek ticarî faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar Cevabı:
5. Davalı iş ortaklığı ...Grup İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti. - ...Grup Sosyal Hizmetler Pro. Tem. Gıda Sağ. İnş. Tur. Taş. San. Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinin alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatları ile ilgili 6552 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile 4857 sayılı Kanun’un 112. maddesine eklenen fıkra gereğince sorumluluklarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
6. Davalı SM Grup Sosyal Hizmetler Sağlık Medikal Danışmanlık Temizlik Tekstil İnşaat Taahhüt San. Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; dava dışı Halis Akbaş’ın müvekkili şirkette sadece bir ay süre ile çalıştığını, davacının rücu’en tahsilini talep ettiği kıdem tazminatından müvekkili şirketin sorumluluğunun işçinin çalıştığı dönem ile sınırlı olduğunu, işçinin müvekkili şirketten sonra diğer davalı şirketlerde çalışmaya devam etmesi nedeniyle yıllık izin alacağından da müvekkilinin sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
7. Diğer davalı şirketler dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermemiş, yargılamaya da katılmamışlardır.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
8. Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.12.2015 tarihli ve 2014/394 E., 2015/515 K. sayılı kararı ile; uyuşmazlığın işçiye ödenen tazminattan tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkin olduğu, taraflar arasında tanzim edilen genel ve teknik şartnameler ile sözleşmelerde herhangi bir düzenleme yapılmadığından tarafların ödenen miktardan yarı yarıya sorumlu oldukları, 1475 sayılı Kanun’un 14/3. maddesi gereğince son işveren dışındaki önceki alt işverenlerin sorumluluğunun sadece kıdem tazminatı yönünden ve çalıştırdıkları süre-ücretle sınırlı olduğu, her bir alt işverenin kendi çalıştığı dönem ile sınırlı olmak üzere üst işverene karşı sorumlu olacağı; yıllık izin ücreti, bu alacağa ilişkin faiz ve oranına isabet eden yargılama gideri, masraf ve vekâlet ücretinden sadece son işveren Erko Sosyal Hizmetleri Bil. Gıda Medikal Turz. İnş. Mad. San. Ltd. Şti.’nin sorumlu olacağı, kıdem tazminatı ile kıdem tazminatının faizi ve bu faiz ile asıl alacağa ilişkin yargılama giderlerinden ise her bir işverenin kendi döneminden sorumlu olacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 10.464,36TL’nin 5.662,92TL’sinin davalı ... Ltd. Şti.’den, 294.94TL’sinin davalı iş ortaklığı ...Grup - Akınsel İnş. Taah. Tic. Ltd. Şirketlerinden, 4.447,51TL'nin Erko Sos. Hiz. Ltd. Şti.’den, 58,99TL’nin SM Grup Ltd. Şti.’den 20.09.2013 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
9. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
10. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 16.01.2020 tarihli ve 2019/279 E., 2020/179 K. sayılı kararı ile;
“…Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir.
Bu durumda mahkemece yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davalıların ödenen bedelin yarısından sorumlu tutulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
11. Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.11.2020 tarihli ve 2020/228 E., 2020/266 K. sayılı kararı ile; önceki karar gerekçesi yanında her davalı aleyhine ayrı ayrı tahsil hükmü kurulduğu belirtilerek direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
12. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili ile davalı iş ortaklığı ...Grup İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti. - ...Grup Sosyal Hizmetler Pro. Tem. Gıda Sağ. İnş. Tur. Taş. San. Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
13. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının dava dışı işçiye ödediği tutarın davalılar ile imzalanan hizmet alım sözleşmelerine göre rücuen tahsilini talep ettiği somut olayda, davacı işverenin işçiyi çalıştıran davalı yüklenicilerden yaptığı ödemelerin ve fer’îlerinin tamamını talep etmeye hakkı bulunup bulunmadığı, davalıların ödemelerin tamamından mı yoksa yarısından mı sorumlu tutulacağı noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
14. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle kararı temyiz eden davalı iş ortaklığı ...Grup İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti. - ...Grup Sosyal Hizmetler Pro. Tem. Gıda Sağ. İnş. Tur. Taş. San. Tic. A.Ş. vekilinin temyiz dilekçesinde belirttiği adli yardım talebinin yerinde olup olmadığı, adli yardım talebinin yerinde olmadığına karar verilmesi hâlinde temyiz harç ve giderlerinin tamamlattırılması için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesinin gerekip gerekmediği ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
15. Davalı iş ortaklığı ...Grup İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti. - ...Grup Sosyal Hizmetler Pro. Tem. Gıda Sağ. İnş. Tur. Taş. San. Tic. A.Ş. vekili mahkemeye verdiği 25.01.2021 havale tarihli temyiz dilekçesi ile adli yardım talebinde bulunarak müvekkilinin temyiz harcından muaf tutulmasını istemiş, bu nedenle de temyiz dilekçesini verirken gerekli harç ve giderleri yatırmamıştır.
16. Adli yardım talebi kanun yoluna başvuru sırasında istendiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK’nın) 336/3. maddesi uyarınca davalı iş ortaklığı ...Grup İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti. - ...Grup Sosyal Hizmetler Pro. Tem. Gıda Sağ. İnş. Tur. Taş. San. Tic. A.Ş. vekilinin adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtay’a aittir.
17. Sosyal hukuk devletinin bir gereği olarak kabul edilmiş olan adli yardım, ekonomik bakımdan yetersiz olan kimselere, yargı organları önünde haklarını arayabilmeleri veya savunma yapabilmeleri için parasal kolaylıklar sağlanması anlamına gelir. Bu anlamdaki kolaylıklar yargılama giderlerinden muafiyet ve ücretsiz hukukî yardım sağlanması yoluyla gerçekleştirilebilir (Pekcanıtez Hakan/ Özekes Muhammet/ Akkan Mine/ Taş Korkmaz Hülya: Pekcanıtez Usûl, Medeni Usûl Hukuku, Cilt III, İstanbul 2017, s. 2410-2411).
18. Adli yardım HMK’nın 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Kanun’un 334. maddesindeki;
“(1) Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.
(2) Kamuya yararlı dernek ve vakıflar, iddia ve savunmalarında haklı göründükleri ve mali açıdan zor duruma düşmeden gerekli giderleri kısmen veya tamamen ödeyemeyecek durumda oldukları takdirde adli yardımdan yararlanabilirler.
(3) Yabancıların adli yardımdan yararlanabilmeleri ayrıca karşılıklılık şartına bağlıdır” hükmü gereğince adli yardımın şartları “ödeme gücünden yoksun olma” ve “talebin açıkça dayanaktan yoksun olmaması”dır.
19. Adli yardım isteğinde bulunan kimsenin, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken yargılama giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olması gerekir (m. 334/1). Adli yardım talebinde bulunan kimsenin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir (m. 336/2). Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
20. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334/1. maddesi hükmünce adli yardımdan kural olarak yalnızca gerçek kişilerin istifade etmesi mümkün olup, 334/2. maddesinde de istisnaî olarak ancak kamuya yararlı dernek ve vakıfların adli yardımdan yararlanması kabul edilmiştir. Nitekim aynı ilkelere Hukuk Genel Kurulunun 13.10.2020 tarihli ve 2020/14-349 E., 2020/754 K.; 21.10.2021 tarihli ve 2017/(15)6-256 E., 2021/1280 K. sayılı kararlarında da değinilmiştir.
21. Tüzel kişilerin adli yardımdan yararlanması sadece kamuya yararlı dernek ve vakıflarla sınırlıdır. HMK’nın 334/2. maddesinin Hükümet Gerekçesinde; “…Kamuya yararlı dernek ve vakıfların faaliyetleri sırasında taraf olmak zorunda kalacakları dava ve işler sebebiyle yapacakları harcamaları karşılayacak yeterli malî kaynaklarının bulunmaması durumunda, gerçekleştirebilecekleri kamuya yararlı faaliyetlerin de tehlikeye girmesi söz konusu olabileceğinden, bu tür tüzel kişilerin de adli yardımdan yararlanmaları uygun bulunmuştur” şeklinde maddenin konuluş amacı açıklanmıştır. Şu hâlde kamuya yararlı dernek ve vakıflar dışındaki tüzel kişilerin adli yardımdan yararlanması mümkün değildir.
22. Tüm bu genel açıklamalar kapsamında somut olay değerlendirildiğinde; adli yardım isteminde bulunan davalılar, iş ortaklığını oluşturan limited şirket ve anonim şirket olup HMK'nın 334/2. maddesinde tahdidi olarak sayılan adli yardımdan yararlanabilecek tüzel kişilerden olmadığından adli yardım talebinin reddi gerekmiştir.
23. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 434/III. maddesinde temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamının ödeneceği, bunların eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa kararı veren hâkim veya mahkeme başkanı tarafından verilecek yedi günlük kesin süre içinde tamamlanması gerektiği, aksi hâlde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususunun temyiz edene yazılı olarak bildirileceği, verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verileceği düzenlenmiştir.
24. Bu durumda temyiz isteminde bulunan davalı iş ortaklığı vekilinin temyiz itirazlarının incelenebilmesi için mahkemece temyiz harç ve masraflarının tamamlatılmasına yönelik HUMK'nın 434/III. maddesine göre işlem yapılması gerekmektedir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı iş ortaklığı ...Grup İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti. - ...Grup Sosyal Hizmetler Pro. Tem. Gıda Sağ. İnş. Tur. Taş. San. Tic. A.Ş. vekilinin adli yardım talebinin REDDİNE,
Temyiz harç ve giderlerinin tamamlatılması için 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK’nın 434/III. maddesi uyarınca işlem yapılmasına,
Bu nedenle dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 24.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
...
...
...