Logo

Hukuk Genel Kurulu2022/983 E. 2022/1708 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının, davacıya teslim aldığı malları iade ettiğine dair sunduğu irsaliyeli faturanın geçerli bir ispat aracı olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının yerinde olup olmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının iadeye ilişkin sunduğu tek bir irsaliyeli faturanın, iade edilen mal miktarı, iade süreci ve ticari teamüller gözetildiğinde tek başına yeterli bir ispat aracı olarak kabul edilemeyeceği, ayrıca mahkemece davalının savunmasındaki çelişkiler ve eksiklikler üzerinde yeterince durulmadığı değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı, bozma kararı üzerine direnme yoluyla ... Asliye Hukuk Mahkemesince (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) verilen 29.05.2018 tarihli ve 2018/151 E., 2018/400 K. sayılı direnme kararının onanmasına ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.05.2022 tarihli ve 2019/(19)11-257 E., 2022/751 K. sayılı kararının, karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, Hukuk Genel Kurulunca dilekçe, düzeltilmesi istenen karar ve dosyadaki ilgili bütün belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Hukuk Genel Kurulunun kararında yer alan açıklamalara göre, 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteminin REDDİNE,

Aynı Kanun'un 442/3. ve 4421 sayılı Kanun'un 4/b-1 maddeleri gereğince takdiren 660TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,

Karar düzeltme harcı peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, 08.12.2022 tarihinde oy çokluğu ile kesin olarak karar verildi.

KARŞI OY

Davacı tarafından açılan itirazın iptali davasında davalının sunduğu malların iadesiyle ilgili olduğu belirtilen irsaliyeli faturadaki malların teslim alındığına dair davacı çalışanlarınca imzalanmış belgeler geçerli kabul edilerek alacağın bulunmadığı benimsenmiş ve davanın reddine karar verilmiştir.

Özel Daire bozma kararında, somut olay bakımından ispat külfetinin davalıda olduğu, davalının teslim aldığı malları davacıya iade ettiğini kesin delillerle kanıtlaması gerektiği, davalı tarafça savunmanın kanıtı olarak bir tutanak ve sevk irsaliyesi sunulduğu, davalının savunmalarında dava konusu malların 3-4 günde partiler hâlinde davacıya iade edildiğini belirtmiş olmasına rağmen ayrı ayrı irsaliyeler sunulmayıp tek irsaliyeye dayanılması karşısında davalının savunmasındaki çelişki üzerinde mahkemece yeterince durulmadığı, kaldı ki bu kadar fazla bir malın aynı anda teslimi ve tek irsaliyeye bağlanmasının da mümkün olup olmadığı tartışılmadığı gibi bu derecede önemli miktardaki malların fabrikadaki sıradan bir işçiye teslim edilmesinin de tacirin basiretli davranma yükümlülüğü ile bağdaşmadığı, mahkemece bu hususlar üzerinde yeterince tartışılıp değerlendirme yapılmadan ve açıklanan bu çelişkilerin mantıklı bir izahına gerekçede yer verilmeden eksik inceleme sonucunda karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilmiştir.

Sevk irsaliyesi 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 230/5. maddesinde düzenlenmiş olup, ticari mal sahiplerince mallarının taşıttırılması sırasında düzenlemek zorunda oldukları bir belgedir. Bu belgeyi düzenleme zorunluluğunun getiriliş amacı mal hareketlerinin takibi sağlanarak kayıt dışılığın önüne geçmektir. İstisnai bir düzenleme bulunmadıkça her durumda düzenlenmesi zorunludur. Bu zorunluluk ile, faturanın malın tesliminden sonra düzenlenmesi hâlinde, aynı mükellefin birden fazla işyerleri arasında olduğu gibi fatura düzenlenmeden sevk edileceği hâllerde veya iade amaçlı taşıma hâllerinde dahi malın belgesiz dolaşımı önlenmektedir.

Sevk irsaliyelerinde; gönderilen malın nevi ve miktarı ile satıcının veya malı sevk edenin; adı, soyadı, varsa ticaret unvanı, adresi, bağlı bulunduğu vergi dairesi ve hesap numarasının; müşterinin adı, soyadı, ticaret unvanı, adresi, varsa vergi dairesi hesap numarasının (mükellefin diğer işyerine veya satılmak üzere bir alıcıya gönderildiği hâllerde malın kime ve nereye gönderildiğinin) bulunması zorunludur. Diğer bir ifadeyle sevk irsaliyelerinde fiyat ve bedel hariç Vergi Usul Kanununun 230 ve 231. maddelerinde yer alan bilgilerin bulunması zorunludur.

Sevk irsaliyesinde tanzim tarihinin mutlaka bulunması gerekir. Maliye Bakanlığının yayınladığı 253 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile sevk irsaliyelerinde tanzim tarihi yanında ayrıca bir sevk tarihinin yer alması uygun görmüştür. Buna göre, tanzim tarihi ile fiili sevk tarihi sevk irsaliyeleri üzerinde ayrı ayrı yer alacaktır. Tanzim tarihi ile sevk tarihinin aynı gün olması durumunda ise bu tarihler sevk irsaliyesine ayrı ayrı kaydedilecektir. Bu tarihlerden herhangi birine yer verilmeden düzenlenen sevk irsaliyeleri hiç düzenlenmemiş sayılacaktır. Sevk irsaliyesinin merkezde bilgisayarla düzenlenmesi ve düzenleme tarihinden sonra emtianın sevk edilmesi durumunda, fiili sevk tarihi bu belge üzerine elle yazılabilecektir.

Davalının dayandığı iadeye esas ... seri nolu irsaliyeli faturada 178.000 kg açık but, 128.000 kg piliç olmak üzere 306.000 kg ürün bulunmaktadır. 306 ton miktarındaki bu ürünün çok sayıda kamyon ile taşınabileceği açıktır. Davalı da bu ürünlerin aynı günde tek seferde teslim edilmediğini kabul etmiş durumdadır. Ayrı günlerde çok sayıda kamyon ile taşınabilecek şekilde mal sevkiyatı yapıldığı hâlde bunun tek bir sevk irsaliyesine bağlanması hayatın olağan akışına aykırı olduğu kadar sevk irsaliyesinin getiriliş amacı ve düzenleme zorunluluğuna dair yukarıda açıklanan kuralların kapsamına da aykırıdır.

Davalının bu kadar ürünü iade etmesi, günü geçmiş ürünlerin iadesi boyutundan öte taraflar arasındaki ilişkiyi tasfiye etme amaçlı bir iade kapsamındadır. Tutanakta imzası bulunan çalışanlar bu kapsamda bir iadenin varlığını kabul etmemişlerdir. Depo görevlilerinin tasfiye boyutunda kamyonlarca mal teslimi gerektiren bir iadeyi kabul etme konusunda yetkili olup olmadıkları da değerlendirmeye muhtaçtır.

Sevk irsaliyesine konu belgedeki mallar tavuk ürünleridir. Bozma kararında belirtilen araştırma sırasında gerek duyulursa belgede 306.000 kğ olarak gösterilen bu ürünlerin ne kadar süre içinde satın alındığı, ne kadarı satılarak kalanının iade edildiği, bu sürenin ve iade oranının sektör uygulamaları ve teslime konu malların niteliği ile davalı işletmesinin bu kadar ürünü depolama ve bozulmadan muhafaza etme kapasitesi bakımından mümkün olup olmadığının da incelenmesi mümkün olabilecektir.

İrsaliyeli faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması bu belgelere doğrudan itibar edilmesini gerektirmez. Zira ticari defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için diğer tarafın ticari defterleri ile uyumlu olması ya da karşı tarafın bu uyumlu olma sonucunu engelleyecek biçimde bu defterlerini sunmaktan kaçınmış olması gerekir. Oysa ki bu irsaliyeli fatura davacı tarafın ticari defterlerine kayıtlı değildir. Bu husus üzerinde durulmadan belgenin davalı ticari defterlerine kayıtlı olmasına doğrudan sonuç bağlanması da yerinde değildir.

Bu esaslara uygun bir gerekçe ve araştırma sonucu içeren Özel Daire bozma kararına uyularak bozma kararında belirtilen araştırmaların yapılması gerekirken davanın reddine dair önceki hükümde direnilmesi doğru olmamıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle karar düzeltme talebi kabul edilerek hükmün Özel Daire kararı gibi bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan karar düzeltme talebinin reddi yönünde oluşan değerli çoğunluk görüşüne katılamıyorum.