"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/714 E., 2022/1060 K.
KARAR : Davanın reddine
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 18.01.2022 tarihli ve
2021/12924 Esas, 2022/578 Karar sayılı BOZMA kararı
Taraflar arasındaki hizmet tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
Direnme kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirkete ait işyerinde 01.07.1997 - 31.12.2010 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığını, ancak hizmetlerinin Kuruma 2000 yılı 2 nci döneme kadar hiç bildirilmediği gibi sonraki dönemde eksik bildirildiğini ileri sürerek 01.07.1997-31.12.2010 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen hizmetlerinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Tasfiye Halinde Ege Enternasyonal Tic. Tur. İnş. San. Ltd. Şti. ( Ege Enternasyonal Şti.) vekili; hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının iddialarının haksız olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
2. Yargılama esnasında davalı şirket 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7 nci maddesi uyarınca 21.10.2014 tarihinden itibaren ticaret sicilinden terkin edilmiş ve Tire 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.01.2020 tarihli ve 2019/123 Esas, 2020/31 Karar sayılı kararı ile ticaret sicil kayıtlarından silinen davalı şirketin eldeki dava yönünden ihyasına ve tasfiye memuru olarak ...’ün atanmasına karar verilmiş, yargılamaya tasfiye memuru huzurunda devam olunmuş, tasfiye memuru katıldığı duruşmada davanın reddini savunmuştur.
3. Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK/Kurum) vekili; hak düşürücü sürenin geçtiğini, Kurum kayıtlarına göre davacının davalı işyerinde 07.04.2004-31.12.2010 tarihleri arasında 2362 gün çalıştığını, davanın kamu düzenini ilgilendiren nitelikte olduğunu, çalışma olgusunun resen araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 02.07.2020 tarihli ve 2011/806 Esas, 2020/272 Karar sayılı kararı ile; davacının tespitini istediği dönem aralıkları içerisinde başka işyerlerinden sigorta giriş-çıkış kayıtlarının bulunmadığı, davalı işyerinde çalışması olan tanıkların davacının çalışması olduğunu beyan etmeleri ve tanıklardan bazılarının sigortasız olmaları karşısında davacı dışında sigortasız çalışanların bulunduğunun da anlaşıldığı, davacının tanıklarla birlikte çalıştığı sürelerde fiili ve kesintisiz çalışma olgusunun dosya kapsamında ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının davalı işyerinde 07.07.1997-20.12.2000 tarihleri arasında belirsiz süreli hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle toplam 1250 gün çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 10.11.2020 tarihli ve 2020/1573 Esas, 2020/1567 Karar sayılı kararı ile; davalıya ait 1101259 sicil numaralı ithalat ihracat işyerinden ve 1215367 sicil numaralı salamura biber üretimi işyerinden bildirimi bulunan davacının 20.12.2000 ve 07.04.2004 tarihli işe giriş bildirgeleri ile belirsiz süreli iş sözleşmesinin imzalı olduğu, davacının işe giriş bildirgesi altındaki imzaya yönelik itirazı bulunmadığı, resmi belge niteliğindeki işe giriş bildirgesinin aksinin tanık beyanları ile ispat edilemeyeceği gibi dinlenen tanıklardan sadece ...’nin işe giriş tarihini ay ve gün olarak belirtmiş olduğu ancak ...'nin de beyan ettiği dönem itibariyle bordro tanığı olmadığı, 2005 yılının 4 ve 5 ilâ 2008 yılının 6 ve 7 nci aylarında eksik gün bildirilmiş ise de iş göremezlik belgelerine göre 03.06.2008-02.07.2008 ve 14.04.2005-18.05.2005 tarihleri arasında raporlu olduğu gözetildiğinde davacının iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "...1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-...Dosya içerisindeki kayıt ve belgelerden, davacı ve davalı işveren arasında 07.04.2000 tarihli belirsiz iş sözleşmesinin imzalandığı, davacı adına düzenlenen 20.12.2000 tarihli işe giriş bildirgesinin davalı işverenin 1101259 sicil sayılı işyerinden Kuruma verildiği, davacının hizmet döküm cetvelinin incelenmesinde; davalı işverenliğe ait 1101259 sicil sayılı işyerinden 20.12.2000-06.04.2004 tarihleri arasında, yine aynı işverenin 1215367 sicil sayılı işyerinden 07.04.2004-31.12.2010 tarihleri arasındaki hizmetlerinin 2005/4-5 inci ay ve 2008/6-7 nci aylar hariç olmak üzere ayda 30 gün üzerinden bildirildiği, 14.04.2005-18.05.2005 ve 03.06.2008-02.07.2008 tarihleri arasındaki iş göremezlik belgelerinin dosya arasına alındığı, Ege Enternasyonel Tic. Tur. İnş. ve San. Ltd. unvanlı 1101259 sicil sayılı işyerinin ithalat-ihracat mahiyetinde 01.05.1997 tarihinde kanun kapsamına alındığı ve hâlen faal olduğu, Ege Enternasyonel Tic. Tur. İnş. ve San. Ltd. 1215367 sicil sayılı işyerinin ise salamura biber üretimi mahiyetinde 03.06.2003 tarihinde kanun kapsamına alındığı ve hâlen faal olduğu, mevcut ticaret sicil kayıtlarına göre 21.10.2014 tarihinde terkin edilen Ege Enternasyonel Tic. Tur. İnş. ve San. Ltd. Şti. hakkında Tire 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/123 Esas sayılı dosyasında ihya kararı verildiği ve şirkete tasfiye memuru olarak atanan ...’ün davaya katılımı sağlanarak yargılamaya devam olunduğu, dönem bordrolarının getirtildiği, tanıkların dinlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının 20.12.2000 sonrası çalışmaları Kuruma bildirilmiş olup, bu döneme ilişkin taleplerin reddine karar verilmesi yerinde ise de, 01.07.1997-20.12.2000 tarihleri arasındaki dönem yönünden yapılan araştırma eksik incelemeye dayalıdır.
Mahkemece yapılacak iş, 01.07.1997-20.12.2000 tarihleri arasındaki kayıtlı bordro tanıkları resen tespit edilerek beyanlarına başvurulmalı, tanık beyanları karşılaştırılmalı varsa çelişki giderilmeli, davalı işyerine komşu işyeri çalışanları Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle araştırılmalı, çalışmanın varlığı, niteliği, süresi ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalı ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının imzasını içeren 20.12.2000 tarihli işe giriş bildirgesinin ilk işe giriş bildirgesi niteliğinde olduğu, davacıya verilen sigorta sicil kartında ve 03.07.2001, 13.02.2002, 01.04.2002, 16.04.2002, 17.10.2002, 16.04.2003, 23.09.2003, 12.11.2003 tarihli vizite kağıtlarında davacının işe giriş tarihi olarak 20.12.2000 tarihine yer verildiği, 09.08.2004 tarihli vizite kağıdında ise 20.12.2000 tarihinde başlayan prim ödemesinin 06.04.2004 tarihinde sona erdiği bilgisinin yer aldığı göz önünde bulundurulduğunda yazılı belgelerin aksinin tanık anlatımıyla kabulüne olanak bulunmadığı, 1997-2000 yıllarını kapsayan dönemde çalışmasının geçtiği iddia edilen 1101259 sicil numaralı işyerinin dönem bordrolarında genel olarak daimi 3-4 işçinin çalıştığının bildirildiği ve bu dönemde çalışan tanıklar ..., ... ve ...'nun beyanlarının davacının iddiasını desteklemediği dikkate alındığında yargılama sürecinde hüküm kurmaya yetecek sayıda tanık dinlendiğinin anlaşıldığı, ayrıca yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca ilk işe giriş bildirgesindeki tarihte kesinti gerçekleştiğinin kabulünün de kesinti öncesi döneme ilişkin çalışma iddiasının hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle dinlenemeyeceği, zira bu durumda 1997-2000 yıllarını kapsayan ve 20.12.2000 tarihi öncesinde kalan çalışma iddiası yönünden inceleme yapılmasının mümkün olmayacağı gerekçesiyle önceki hükümde direnilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Direnme kararına karşı süresi içinde davacı vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, çalışma olgusunun her türlü delille ispatının mümkün olduğunu, kesintisiz devam eden çalışmalar yönünden hak düşürücü sürenin dinlenemeyeceğini, davalı işyerinin iki ayrı işyeri olarak Kurum kayıtlarına tescil edildiğini, oysa işyerinin tek olduğunu, işyeri kayıtlarının işveren beyanına göre düzenlendiğini ve gerçek durumu yansıtmadığını, çalışma olgusunun varlığının her türlü delille ispatlanabileceğini, tanık anlatımlarının birbirini doğruladığını, davacının 1997-2010 yılları arası kesintisiz çalıştığının tanıklarca beyan edildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Uyuşmazlık
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının 01.07.1997-31.12.2010 tarihleri arasında davalı şirket nezdinde kesintisiz çalışmasının olduğu iddiası ile Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin tespitini talep edildiği somut olayda, 20.12.2000 sonrası çalışmaların Kuruma bildirildiği ihtilafsız olmakla 20.12.2000 tarihine ait imzalı ilk işe giriş bildirgesi ve bildirgedeki işe giriş tarihini içeren diğer yazılı belgelerin aksinin tanık beyanları ile ispatının mümkün olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre 01.07.1997-20.12.2000 tarihleri arasındaki dönem yönünden Mahkemece yapılan araştırmanın yeterli olup olmadığı ve bu kapsamda bozma ilamında belirtilen araştırmaların yapılarak davacının çalışmasının varlığı, niteliği, süresi ve kesintili olup olmadığı açıklığa kavuşturularak sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
D. Ön Sorun
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına girilmeden önce direnme adı altında verilen kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı, yoksa Özel Daire tarafından mı yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.
E. Gerekçe
1. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli, gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
2. Başka bir deyişle mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.
3. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarında mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar, direnme kararı olmayıp yeni hüküm olarak kabul edilmektedir.
4. Somut olayda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara yönelik davalılar vekillerinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacının 20.12.2000 ve 07.04.2004 tarihli işe giriş bildirgeleri ile belirsiz süreli iş sözleşmesinin imzalı olduğu, davacının işe giriş bildirgesi altındaki imzaya yönelik itirazının bulunmadığı, resmi belge niteliğindeki işe giriş bildirgesinin aksinin tanık beyanları ile ispat edilemeyeceği gibi dinlenen tanıklardan sadece ...’nin işe giriş tarihini ay ve gün olarak belirtmiş olduğu ancak ...'nin de beyan ettiği dönem itibariyle bordro tanığı olmadığı, davacının iş göremezlik belgelerine göre raporlu olduğu da gözetildiğinde iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verildiği, kararın Özel Dairece davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile davacının 20.12.2000 sonrası çalışmaları Kuruma bildirilmiş olduğundan bu döneme yönelik taleplerin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu ancak 01.07.1997-20.12.2000 tarihleri arasındaki dönem yönünden yapılan araştırmanın eksik incelemeye dayandığı, bu kapsamda belirtilen döneme yönelik kayıtlı bordro tanıklarının resen tespit edilerek beyanlarına başvurulması, tanık beyanları karşılaştırılarak çelişki varsa giderilmesi, davalı işyerine komşu işyeri çalışanlarının araştırılması yapılıp çalışmanın varlığı, niteliği, süresi ve kesintili olup olmadığı araştırılarak bu kapsamda araştırma genişletilmek suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasından sonra Bölge Adliye Mahkemesince, davacının 20.12.2000 tarihli imzasını içeren işe giriş bildirgesinin aksini tanık anlatımıyla ispatının mümkün olmadığı, dosya kapsamında hüküm kurmaya yetecek kadar tanık dinlendiği belirtildikten sonra ilk gerekçede yer almayan ilk işe giriş bildirgesindeki tarihte kesinti gerçekleştiğinin kabulü hâlinde kesinti öncesi döneme ilişkin çalışma iddiasının hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle dinlenemeyeceğinden bozma kararında belirtilen döneme yönelik çalışma iddiası yönünden inceleme yapılmasının mümkün olmayacağı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
5. Görüldüğü üzere Bölge Adliye Mahkemesince resmi belge niteliğindeki işe giriş bildirgesinin aksinin tanık beyanları ile ispat edilemeyeceği gibi dinlenen tanıklardan sadece bordro tanığı olmayan ...’nin işe giriş tarihini ay ve gün olarak ifade etmiş olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesine rağmen ilk kararda değinilmediği, irdelenip değerlendirilmediği hâlde direnme kararında 20.12.2000 öncesi dönem yönünden ilk işe giriş bildirgesindeki tarihte kesinti gerçekleştiğinin kabulü hâlinde kesinti öncesi döneme ilişkin çalışma iddiasının hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle dinlenemeyeceği gerekçesine de yer verilmiştir. Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesince direnme olarak adlandırılan kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni ve değişik gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
6. Hâl böyle olunca yeni hükme yönelik temyiz itirazları Özel Dairece incelenmelidir.
7. Bu nedenle dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
27.11.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.