"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki mal rejimi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda ... 2. Aile Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin karar hakkında tarafların istinaf başvuruları ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince ayrı ayrı kısmen kabul edilmiştir. Bu kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; Bölge Adliye Mahkemesi kararının, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 16.05.2022 tarihli ve 2021/10234 Esas, 2022/4488 Karar sayılı kararı ile davalı kadının tüm davacı erkeğin ise sair temyiz itirazlarının reddi ile kısmen bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bozma üzerine Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonrası gereği düşünüldü:
Dava katılma alacağı istemine ilişkindir.
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 nci maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 294 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında ise “Hükmün tefhimi herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir.
Ayrıca, bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikardır.
Nitekim Yargıtayın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulunun 19.06.1991 tarihli ve 1991/323 Esas, 1991/391 Karar; 10.09.1991 tarihli ve 1991/281 Esas, 1991/415 Karar; 25.09.1991 tarihli ve 1991/355 Esas, 1991/440 Karar; 05.12.2007 tarihli ve 2007/981 Esas 2007/936 Karar; 23.01.2008 tarihli ve 2008/29 Esas, 2008/4 Karar; 05.10.2011 tarihli ve 2011/607 Esas, 2011/604 Karar sayılı kararları).
Somut olaya gelince; mahkemece usule uygun karar oluşturulmamış, direnmeye ilişkin kısa karar ve gerekçeli kararda sadece “Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2021/10234 Esas-2022/4488 Karar sayılı bozma ilamına direnilmesine” denilmekle yetinilmiş, dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve gerekçeli karar kurulmamıştır.
Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı gibi, direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü de bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır.
Şu durumda Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak ...; dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz usule uygun karar oluşturulmasıdır.
Mahkemenin, yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmayan kısa karar ve gerekçeli kararı usule uygun karar değildir.
Direnme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Direnme kararının yukarıda gösterilen nedenden dolayı usulden BOZULMASINA,
Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.