Logo

Hukuk Genel Kurulu2023/68 E. 2024/216 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Satın alınan aracın ayıplı olması nedeniyle açılan bedel iadesine, mümkün olmaması halinde ayıpsız misliyle değişimine ilişkin davanın reddine dair direnme kararının niteliğinin belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, direnme kararında, Özel Daire’nin bozma kararına konu husus dışında, aracın pert olması ve davacı tarafından üçüncü kişiye satılması gibi yeni bir olguyu değerlendirerek hüküm kurması ve ilk kararının gerekçesini değiştirmesi nedeniyle, direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olduğu, bu nedenle temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından değil Özel Daire tarafından yapılması gerektiği gözetilerek dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2022/42 E., 2022/477 K.

KARAR : Davanın reddine

ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 28.06.2021 tarihli ve

2020/6158 Esas, 2021/7416 Karar sayılı BOZMA kararı

1. Taraflar arasındaki bedel iadesi mümkün olmadığı takdirde ayıpsız misli ile değişim davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara Batı 1. Tüketici Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi

4. Davacı vekili, müvekkilinin 11.10.2010 tarihinde davalılardan Otokoç Otomotiv Tic. ve San. A.Ş. den 60.515,06 TL bedelle araç satın aldığını, araçta ilk arızanın 2011 yılı Mart ayında meydana geldiğini ve serviste aracın “Body Computer” olarak tabir edilen gövde bilgisayarının değiştirildiğini, arızaların bundan sonra da devam ettiğini ve araçta ortaya çıkan farklı ayıplar nedeniyle aracın satın alındığı tarihten itibaren bir yıl içinde sekiz kez servise götürüldüğünü ileri sürerek aracın satış bedelinin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, bedel iadesinin mümkün olmaması hâlinde aracın misli ile değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı cevabı

5. Davalı Otokoç Otomotiv Tic. ve San. A.Ş. vekili; aracın davacıya her türlü ayıptan ari olarak teslim edildiğini, sorunların aracın kullanımından kaynaklanabileceği gibi servis hizmetinin iyi verilmemesinden de doğabileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

6. Davalı Türk Otomobil Fabrikası A.Ş. (TOFAŞ) vekili; 21.05.2012 tarihli son servis işleminden dört buçuk ay sonra ve garanti süresinin dolmasına sadece altı gün kala aracın ayıplı olduğundan bahisle dava ikamesinin kötüniyetli olması nedeniyle kabul edilemeyeceğini, davacının bu süreçte araçla azımsanmayacak mesafe yol katettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkeme Kararı

7. Ankara Batı 1. Tüketici Mahkemesinin 15.10.2015 tarihli ve 2012/3156 Esas, 2015/2078 Karar sayılı kararı ile; araçta üretimden kaynaklanan ayıplar bulunduğu, giderilmelerine rağmen meydana gelen arızalar nedeniyle araçta 7.500,00 TL değer kaybı oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 7.500,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.

8. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 08.10.2018 tarihli ve 2016/1811 Esas, 2018/9099 Karar sayılı kararı ile; hükme esas alınan bilirkişi raporları arasında araçta oluşan değer kaybı miktarının belirlenmesine yönelik tespitlerde çelişki olduğu, yine anılan raporlarda dava konusu araçta imalattan kaynaklanan ayıbın olup olmadığına ilişkin değerlendirmenin yapılmadığı ve yeniden rapor alınması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

9. Mahkemenin 13.06.2019 tarihli ve 2019/58 Esas, 2019/349 Karar sayılı kararı ile bozma kararına uyularak yeni alınan bilirkişi raporu ile araçtaki ayıpların ücretsiz onarım hakkının kullanılmasıyla giderildiğinin ve değer kaybına neden olmayacağının tespit edildiği, misli ile değişim yahut bedel iadesinin iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağı, davanın sübuta ermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Özel Dairenin Bozma Kararı

10. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

11. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 28.06.2021 tarihli ve 2020/6158 Esas, 2021/7416 Karar sayılı kararı ile; “…“4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un garanti belgesini düzenleyen 13. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarına göre; satıcı; garanti belgesi kapsamındaki malların, garanti süresi içerisinde arızalanması halinde malı işçilik masrafı, değiştirilen parça bedeli ya da başka herhangi bir ad altında hiçbir ücret talep etmeksizin tamir ile yükümlü olduğu gibi tüketici; onarım hakkını kullanmışsa, garanti süresi içerisinde sık arızalanması nedeniyle maldan yararlanamamanın süreklilik arz etmesi halinde dördüncü maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabilir. Satıcı bu talebi reddedemez. Tüketicinin bu talebinin yerine getirilmesi gerekir. 14.06.2003 gün ve 25138 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 14. maddesinde de “Tüketicinin onarım hakkını kullanmasına rağmen, malın tüketiciye teslim edildiği tarihten itibaren, belirlenen garanti süresi içerisinde kalmak kaydıyla bir yıl içerisinde; aynı arızanın ikiden fazla tekrarlanması veya farklı arızaların dörtten fazla meydana gelmesi veya belirlenen garanti süresi içerisinde farklı arızaların toplamının 6’dan fazla olması unsurlarının yanı sıra bu arızaların maldan yararlanamamayı sürekli kılması durumunda tüketicinin malın ücretsiz değiştirilmesini, bedel iadesini veya ayıp oranında bedel indirimini talep edebileceği” hükmü mevcuttur.

Somut olayda bozma ilamına uyularak üç makina mühendisi bilirkşiden oluşan heyetten bozma ilamı doğrultusunda rapor aldırılmış, bilirkişi heyeti her bir arıza ve giderimi işlemi bakımından inceleme yaparak hazırladıkları raporlarında; 11/10/2010 tarihinde satın alınan araç bakımından davacı tarafın şikayetleri üzerine 27.04.2011’te “Body Computer”, “akü”, ve “sigorta kutusu”nun, 27.09.2011’de “araç kornası” nın, 02.03.2012' de “ABS ünitesi”nin ve “beşinci kapı armasının”, 21.05.2012’de “vites kutusu”nun garanti kapsamında değiştirildiğini, 27.04.2011 ile 21.05.2012 tarihleri arasında ortaya çıkan arızalar nedeniyle yapılan parça değişikliklerinin kullanıcı hatasına bağlı olmadığını, imalat hatasından kaynaklandığını, tüketicinin araçtan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran nitelikte olduğunu ve zaman içinde kullanım ile ortaya çıkabilen ayıplar olduğundan gizli ayıp olduğunu belirtmiş ancak parçaların değişimi nedeniyle değer kaybı olmadığını tespit etmiştir. Bu durumda mahkemece yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri çerçevesinde davacının malın ücretsiz değişimi hakkını kullanabileceği gözetilerek buna göre değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken ücretsiz onarım sağlandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı

12. Mahkemenin 13.10.2022 tarihli ve 2022/42 Esas, 2022/477 Karar sayılı kararı ile; önceki gerekçenin yanında dava konusu aracın yargılama devam ederken pert olması üzerine 25.02.2020 tarihinde davacı tarafından üçüncü kişiye satıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi

13. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

14. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasıyla bedelinin iadesi mümkün olmadığı takdirde ayıpsız misli ile değişimi istenilen somut olayda, Mahkemece subuta ermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

III. ÖN SORUN

15. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşme sırasında işin esasının incelenmesinden önce, mahkemece direnme adı altında verilen kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak değerlendirilmiştir.

IV. GEREKÇE

16. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme, bozma kararından esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429 uncu maddesi).

17. Başka bir anlatımla mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.

18. Somut olayda, Mahkemece verilen ilk kararda araçtaki ayıpların neden olduğu değer kaybı oranında bedel indirimine karar verilmiş; Özel Dairece hükme esas alınan bilirkişi raporları arasında araçta oluşan değer kaybı miktarının belirlenmesine yönelik tespitlerde çelişki olduğu, yine anılan raporlarda dava konusu araçta imalattan kaynaklanan ayıbın olup olmadığına ilişkin değerlendirmenin yapılmadığı belirtilerek karar bozulmuş; Mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle yeniden alınan bilirkişi raporuna göre araçta değişimi gerçekleştirilen parçalar sebebiyle herhangi bir değer kaybının olmadığının tespit edilmesi nedeniyle davacının seçimlik haklarından aracın misliyle değiştirilmesi veya bedel iadesi hakkını kullanmasının iyiniyet kurallarına aykırı olduğu, araçtaki ayıbın üreticiden kaynaklı olması nedeniyle davacının seçimlik haklarından ücretsiz onarım hakkını kullandığı, ayıpların giderildiği, davanın sübuta ermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; bu kararın Özel Dairece davacının ücretsiz değişim hakkını kullanabileceği belirtilerek bozulması üzerine Mahkemece yeniden yapılan yargılama sırasında aracın pert olduğu ve 25.02.2020 tarihinde davacı tarafından üçüncü kişiye satıldığı gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.

19. Buna göre Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili yeni bir hukuki değerlendirme ve gerekçeye dayalı oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.

20. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; bu aşamada Özel Dairenin yapacağı başkaca bir işlemin bulunmadığı, dosyanın Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenmesi gerektiği, bu nedenle ön sorunun bulunmadığı ileri sürülmüş ise de bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

21. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.

22. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yeni hükme ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3 üncü maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440 ıncı maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

08.05.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.