Logo

Hukuk Genel Kurulu2023/771 E. 2023/1375 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevsizliğine dair verdiği usulden ret kararının davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, davacının adli yardım talebinin kabul edilip edilmeyeceği ve bu talebin temyiz incelemesine etkisinin ne olacağı hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, temyiz harç ve giderlerini karşılayamayacak durumda olduğunu ispatlayan mali durum belgelerini sunmaması ve adli yardım talebinde bulunabilmek için gerekli şartları taşımadığı gözetilerek, adli yardım talebinin reddine ve dosyanın işlem yapılması için Yargıtay 4. Hukuk Dairesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)

SAYISI : 2022/58 E., 2022/63 K.

KARAR : Dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle usulden reddine

1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı Yargıtay 4. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

2. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi

4. Davacı dava dilekçesinde; 25.10.2021 tarihinde yargılamanın yenilenmesi dilekçesi verdiğini, talebinin Antalya 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/95 Esas sayılı dosyasına ilişkin olduğunu, bu dosyaya sunulan belgelerin yazısı ve imzası taklit edilerek oluşturulduğunu, bu nedenle suç duyurusunda bulunması üzerine soruşturma açıldığını ancak daha önce devam eden bir soruşturma olduğu hâlde cumhuriyet savcısı tarafından ifadesi alındıktan sonra 2022/9053 soruşturma numarası verilerek başka bir savcıya yönlendirildiğini, bu savcı tarafından imza ve yazı örneklerinin alınmadığını, talepleri göz ardı edilerek kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiğini, kararda belirtilen bilirkişi raporunun tarafına tebliğ edilmediğini, kendisi hakkında da zabıt katibine iftira attığından bahisle iddianame düzenlediğini, cumhuriyet savcısı, zabıt katibi ve bilirkişi raporunu düzenleyen Antalya Kriminal Polis Laboratuvarı uzmanlarını ilgili yerlere şikayet ettiğini, takipsizlik kararına itirazının sulh ceza hâkimliğince reddedildiğini, kanuna aykırı, usulsüz işlem ve kararlar nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek kişi başı 100.000,00 TL olmak üzere toplam 500.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Özel Daire Kararı

5. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 12.09.2022 tarihli ve 2022/58 Esas, 2022/63 Karar sayılı kararı ile; "...Dava, ceza mahkemesi hakimi ile Cumhuriyet savcısının yargısal faaliyetleri nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.

Dava şartı niteliğindeki görev sorunu, kendiliğinden ve öncelikle irdelenmeli ve ön inceleme aşamasında bu konuda bir karar verilmelidir. (HMK m.114, m.115 ve m.138)

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesinin, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile eklenen ek 3. fıkrasında ".... Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk halleri de dahil olmak üzere hakimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir." hükmü yer almakta olup, 142. maddesi ile de bu davalarda zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinin yetkili olduğu düzenlenmiştir.

Bu yasal düzenleme karşısında mahkememiz görevsiz olduğundan aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçe uyarınca;

1-5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 6545 sayılı Yasa'nın 70. maddesi ile değişik 141 ve 142. maddeleri ile HMK'nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava dilekçesinin mahkememizin görevsizliği sebebiyle usulden reddine,

2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli Nöbetçi Antalya Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine,

3-Takdiren para cezası tayinine yer olmadığına,..." karar verilmiştir.

Kararın Temyizi

6. Özel Daire kararı süresi içinde davacı tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edilmiştir.

II. ÖN SORUN

7. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında Hukuk Genel Kurulunun 12.04.2023 tarihli ve 2023/4-111 Esas, 2023/304 Karar sayılı kararı ile; kararı temyiz eden davacının temyiz başvurma ve maktu temyiz karar harçlarını yatırmadığından “…Davacıya temyiz başvurma harcı ve maktu temyiz karar harcını ikmal etmesi için muhtıra çıkarılarak bir haftalık kesin süre verilmeli, kesin süre içinde harç yatırıldığı takdirde dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Hukuk Genel Kuruluna gönderilmeli, süresi içinde harç yatırılmadığı takdirde HMK’nın 366 ncı maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 344 üncü maddesi gereğince davacının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmelidir….” gerekçesiyle dosyanın Özel Daireye geri çevrilmesine karar verildiği, Özel Dairece davacıya Hukuk Genel Kurulunun geri çevirme kararı ile 179,90 TL temyiz karar harcı ve 886,80 TL temyiz başvurma harcı olmak üzere toplam 1.066,70 TL’yi yatırması gerektiğini belirten 11.05.2023 tarihli muhtıra ekli tebligat çıkarıldığı, evrakın 18.05.2023 tarihinde davacıya bizzat tebliğ edildiği, davacının 18.05.2023 ön büro kayıt tarihli temyiz dilekçesinde, Özel Dairece çıkarılan muhtırada yazılanın aksine Hukuk Genel Kurulu kararında adli yardım talebinin reddine dair bir açıklama yer almadığını, dava dilekçesinde adli yardım talebinde bulunduğunu, bu talebi hakkında araştırma yapılıp karar verilmeden temyiz harçlarını yatırması konusunda işlem yapılmasının usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, bu nedenle gerekli prosedürün işletilmesi gerektiğini belirterek muhtırada belirtilen harçları yatırmadığı ve dosyanın bu hâli ile Hukuk Genel Kuruluna gönderildiği dikkate alındığında; davacının dava dilekçesinde yer alan adli yardım talebi kapsamında Hukuk Genel Kurulunca temyiz başvurusu açısından değerlendirilme yapılmasının gerekip gerekmediği; buradan varılacak sonuca göre davacının adli yardım talebinin değerlendirilerek reddine karar verilmesi hâlinde temyiz harçlarının yatırılmadığı anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 366 ncı maddesi atfıyla uygulanması gereken aynı Kanun’un 344 üncü madde uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye geri çevrilmesinin gerekip gerekmediği ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.

III. GEREKÇE

8. Sosyal hukuk devletinin bir gereği olarak kabul edilmiş olan adli yardım, ekonomik bakımdan yetersiz olan kimselere yargı organları önünde haklarını arayabilmeleri veya savunma yapabilmeleri için parasal kolaylıklar sağlanması anlamına gelir. Bu anlamdaki kolaylıklar yargılama giderlerinden muafiyet ve ücretsiz hukuki yardım sağlanması yoluyla gerçekleştirilebilir (Pekcanıtez, .../Özekes, .../Akkan, Mine/Taş Korkmaz, Hülya: Pekcanıtez Usul Medeni Usul Hukuku, Cilt III, İstanbul 2017, s. 2410-2411).

9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Adli yardımdan yararlanacak kişiler” başlıklı 334 üncü maddesinin birinci fıkrası, “Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.” hükmünü içermektedir.

10. Adli yardımdan yararlanmanın ilk koşulu ödeme gücünden yoksunluktur. Hukuki yollara müracaatta ve süreç boyunca gerekli olacak giderleri, kendisinin ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksunluk, aslında nakit ya da nakde dönüştürülebilecek kaynak yetersizliğini ifade etmektedir.

11. Talepte bulunan kişinin adli yardımdan yararlanabilme bakımından mali yetersizlik içinde olup olmadığı, kişinin mali durumu, bu çerçevede geliri, mal varlığı, borçları ve sosyal durumu yani kendisinin ve ailesinin yaşam düzeyi ve ihtiyaçları da göz önüne alınarak her olay kendi koşullarına göre tespit edilecektir (Pekcanıtez vd s. 2417-2419).

12. Adli yardımdan yararlanabilmenin ikinci koşulu ise asıl davadaki taleplerin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Haksız yargılama ve takiplerin çoğalıp mahkemelerin ve icra organlarının gereksiz yere uğraştırılmaması ve adli yardım kurumunun kötüye kullanılmaması için taleplerin açıkça dayanaktan yoksun olmaması koşulu özenle incelenmelidir.

13. Adli yardım talebinde bulunan kişi iddiasının ve adli yardım talebinin dayanağı olan delilleri göstermeli ve mahkemeye sunmalıdır. Bu husus 6100 sayılı Kanun'un 336 ncı maddesinin ikinci fıkrasında, “Talepte bulunan kişi, iddiasının özeti ile birlikte, iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır.” şeklinde düzenlenmiştir.

14. Adli yardım talep eden kişi, elinde bulundurduğu veya o sırada bilinen delilleri sunmamışsa mahkemece başka bir inceleme yapılmaksızın dosya üzerinden adli yardım talebi derhâl reddedilmelidir.

15. Öte yandan talepte bulunanın mali gücüyle ilgili ispat konusunda hâkim tam bir kanaate sahip olmalıdır, bu yönüyle mali yetersizlik koşulunun ispatı için tam ispat ölçüsünün geçerli olduğunun kabulü gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 12.04.2023 tarihli ve 2023/4-126 Esas, 2023/317 Karar sayılı kararı).

16. Kanun yoluna başvuru aşamasında ise temyize müracaat için gerekli olan giderleri karşılamak zorunda kalındığında, talepte bulunanın kendisinin ve ailesinin geçiminin ciddi ölçüde zor duruma düşüp düşmeyeceği araştırılır. Temyiz aşamasındaki açıkça dayanaktan yoksun olmama koşulu ise temyiz talebinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması şeklinde anlaşılmalıdır. Yargıtay adli yardım talebini bu aşamada reddederse temyiz incelemesine geçilmez, dosya ilgili mahkemeye çevrilerek bu mahkemece temyiz harcının yatırılması için talepte bulunana süre verilir (Pekcanıtez vd s. 2427).

17. Somut olayda davacı, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesine adli yardım talepli dava açmış, dava dilekçesinde şikayeti üzerine başlatılan soruşturmalarda cumhuriyet savcıları ve sulh ceza hâkimi ile diğer kamu görevlilerinin kanunun açık hükmüne aykırı karar ve işlemleri nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek manevi tazminat talep etmiş olup Özel Dairece tensiple Ağır Ceza Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmiş ve karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

18. Dava dilekçesinde dile getirilen adli yardım talebi kapsamında temyiz başvurusu yönünden değerlendirme yapıldığında, davacının 6100 sayılı Kanun'un 336 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereğince temyiz harç ve giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeler sunmadığı anlaşılmıştır.

19. Bu nedenle davacının kendisinin ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz harç ve giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğunu ispatlayamadığından 6100 sayılı Kanun'un 334 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen koşulları taşımayan adli yardım talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

20. Hâl böyle olunca temyiz dilekçesinin süresinde temyiz defterine kaydedildiği ancak davacı tarafından temyiz harç ve giderlerinin yatırılmadığı anlaşıldığından;

a) 6100 sayılı Kanun'un 366 ncı maddesi yollamasıyla uygulanması gereken aynı Kanun'un 344 üncü maddesi uyarınca;

i) Temyiz harç ve giderlerinin bir haftalık kesin süre içerisinde yatırılması, aksi hâlde temyiz başvurusundan vazgeçmiş sayılacağı hususunun davacıya yazılı olarak bildirilmesi,

ii) Verilen kesin süre içinde temyiz harç ve giderleri yatırılmadığı takdirde temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilerek davacıya tebliğ edilmesi,

b) Verilen kesin süre içinde;

i) Temyiz harçlarının tamamlanması hâlinde,

ii) Temyiz harçlarının tamamlanmaması sebebiyle temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair verilen kararın, tebliğ tarihinden itibaren bir hafta içinde temyiz edilmesi durumunda ise temyiz harç ve giderleri de yatırıldıktan sonra,

dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Hukuk Genel Kuruluna gönderilmelidir.

IV. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1-Davacının adli yardım talebinin REDDİNE,

2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 366 ncı maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 344 üncü maddesi gereğince işlem yapılmak üzere dosyanın YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİNE GERİ ÇEVRİLMESİNE,

21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.