"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/245 E., 2022/543 K.
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 29.11.2021 tarihli ve 2020/4483 Esas, 2021/6662 Karar sayılı BOZMA kararı
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın davalı ... yönünden reddine, davalı şirket yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekili ve davalı şirket vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekili ve davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda; davalı şirket vekilinin temyiz isteminin miktardan reddine verilmiş, davacı vekilinin temyizi yönünden kararın bozulmasına karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
Direnme kararı davalı şirket vekilince temyiz edilmekle yapılan inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
I. ÖN SORUN
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, işin esasının incelenmesine geçilmeden önce direnme kararına yönelik davalı şirket vekilinin temyiz isteminde hukuki yararının mevcut olup olmadığı hususu ön sorun olarak ele alınıp değerlendirilmiştir.
II. GEREKÇE
1. Hukuki yarar, dava şartı olduğundan temyiz incelemesi yapılabilmesi için de gerekli bir şarttır.
2 .İlk Derece Mahkemesince verilen ilk karar davacı vekili ve davalı şirket vekilince temyiz edilmiş, Özel Dairece davalı şirket vekilinin temyiz istemi miktardan reddedilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesince verilen direnme kararı ise sadece davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4. Direnilen bozma kararında davalı şirket vekilinin temyizinin miktardan reddine karar verilmiş olması karşısında temyiz itirazları reddedilen davalı şirket vekilinin direnme kararını temyizinde artık hukuki yararı bulunmamaktadır.
5 .Dolayısıyla davalı şirket vekilinin direnme kararına yönelik temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmelidir.
6. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; davalı şirket vekilinin temyiz isteminde hukuki yararın mevcut olduğu, davalı şirketin eldeki dava dışında hakkını elde etme imkânının bulunmadığı, direnme kararına karşı davalı şirket vekilinin temyiz isteminin miktar yönünden değerlendirilerek temyiz isteminin miktardan reddedilmesi gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş, Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
7 .Hâl böyle olunca davalı şirket vekilinin temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
III. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı şirket vekilinin temyiz dilekçesinin hukuki yarar yokluğundan REDDİNE,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun’un 373. Maddesinin 1. fıkrası uyarınca kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.03.2025 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
"K A R Ş I O Y"
Dava, ticari ilişkiden kaynaklanan alacağa ilişkindir.
Mahkemece gerçek kişi aleyhine açılan davanın reddine, şirket aleyhine açılan davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Özel Dairece, davalı şirket vekilinin temyiz isteminin miktardan reddine, davacı lehine bozma kararı verilmiştir.
Bozma kararına İlk Derece Mahkemesi direnmiş, bu karar davalı şirket tarafından temyize getirilmiştir.
Sayın çoğunluk tarafından hukuki yarar yokluğu nedeniyle temyiz talebi reddedilmiştir.
Çoğunluk ile aramızda oluşan ihtilaf; davalının kararı temyizde hukuki menfaati bulunup bulunmadığı noktasında düğümlenmektedir.
En basit tanımı ile hukuki menfaat mahkemeden hukuki korunma isteğidir. Davalı vekili aleyhine verilen kararın doğru olmadığını iddia ettiğine göre bu kararın bozulmasını istemekte hiç şüphesiz hukuki menfaati vardır. Temyiz edenin iddia ettiği bu yanlışlığı kanun yolu dışında başka bir şekilde gidermesi mümkün değildir. Talebin yerinde veya doğru olmaması hukuki yarar yokluğu olarak değerlendirilemez. Aksi halde yerinde olmayan veya reddi gereken her dava için davacının, reddedilen her kararı kanun yoluna götüren davalının hukuki yararı olmadığı sonucuna varılır ki, Yasa Koyucu hukuki yarar kavramını dava şartı olarak düzenlerken böyle bir sonucu murad etmemiştir.
Davalı şirket vekilinin temyiz isteği, miktar itibariyle temyiz sınırının altında olması nedeniyle temyiz talebi incelenemeyeceğinden bu sebeple temyiz talebinin reddi gerekir.
Açıklanan bu nedenlerle sayın çoğunluğun, hukuki menfaat yokluğundan temyiz talebinin reddine ilişkin görüşüne katılmıyorum.