"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/117 E., 2021/82 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulüne
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 03.12.2019 tarihli ve
2016/12700 Esas, 2019/6204 Karar sayılı BOZMA kararı
1. Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Aybastı Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; Ordu ili Aybastı ilçesi Hisarcık Köyü'nde 2009 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında müvekkilinin babası olan muris ... oğlu ...’a ait tüm taşınmazların üvey anne davalı adına tespit ve tescil edildiğini, müvekkiline babasının gerek sağlığında gerekse de ölümünden sonra herhangi bir taşınmaz bırakmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalılar vekili cevap dilekçesinde; murisin sağlığında düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi yapmak suretiyle hisselerini damadı olan davalı ...’e sattığını, davalılardan Ayşe’nin de hisse satın alarak bu taşınmazlara paydaş olduğunu ve payını davalı ...’e sattığını, böylece ...’in hem muris ...’ten hem de diğer davalı ...’den paylarını satın alarak malik olduğunu, ancak kadastro esnasında ...’in aldığı hisseler dikkate alınmaksızın taşınmazların tamamının davalı ... adına tespit gördüğünü, Ayşe’nin bu yanlışlığı düzeltmek için dava konusu taşınmazları ...’e devrettiğini, mal kaçırma amacı taşımadığını, diğer müvekkileri tarafından da ...'e bedeli ödenmek suretiyle iyiniyetli şekilde taşınmazların devralındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararı
6. Aybastı Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.06.2016 tarihli ve 2015/21 Esas, 2016/162 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazların öncesinde muris ...'e ait olduğu, miras payı bulunan davacının iddiasını ispat ettiği ve açtığı davada haklı olduğu, dava açıldıktan sonra taşınmazlarda hisse devri yapılmış ise de bu satış işlemlerinin mal kaçırmaya yönelik muvaazalı işlemler olduğu, davacının dosyaya ibraz ettiği dayanak tapunun uygulanması sonucu dava konusu parselleri kapsadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı yasal süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
8. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 03.12.2019 tarihli ve 2016/12700 Esas, 2019/6204 Karar sayılı kararı ile; “...Somut olayda ; çekişme konusu taşınmazlar tapusuz olup, kadastro tespiti sırasında mirasbırakan tarafından bağış biçiminde davalı ...’ye temlik edildiği belirtilerek senetsizden Ayşe adına tespit görmüş olduğundan 01.04.1974 tarih, 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararının uygulama yerinin bulunmadığı ve muris muvazaasına ilişkin iddianın dinlenemeyeceği açıktır.
Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı
9. Aybastı Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.06.2021 tarihli ve 2020/117 Esas, 2021/82 Karar sayılı kararı ile; bozma öncesi yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin ortak anlatımlarından dava konusu taşınmazların evveliyatında muris ...'a ait olduğu ve davacı tarafça sunulan eski tapu kaydının 119 ada 93 parsel sayılı taşınmazı kapsadığının sabit olduğu, bununla birlikte bozma sonrası davacı tarafından dosyaya sunulan eski tarihli tapu kaydının dava konusu taşınmazlara uyup uymadığının tespit edilmesi amacıyla alınan bilirkişi raporuna göre 119 ada 93 No.lu parselin tapu kaydı kapsamında olduğu, 118 ada 4 parselin ise ilgili tapu kaydı kapsamı dışında kaldığının anlaşıldığı, bu durumda dava konusu 119 ada 93 parsel sayılı taşınmaz bakımından bağışlama işleminin zilyetliğin devri ile gerçekleşemeyeceği, ancak dava konusu 118 ada 4 parsel sayılı taşınmazın bağışlama işleminin şekli bir koşula bağlı olmadığı, bu nedenle bağışlama iradesinin ayakta tutulması gerektiği gerekçesiyle 118 ada 4 parsel yönünden bozma kararına uyularak davanın reddine, 119 ada 93 parsel yönünden ise önceki karar gibi davanın kabulü suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi
10. Direnme kararı süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; çekişme konusu taşınmazlardan 119 ada 93 parsel sayılı taşınmazın tapusuz taşınmaz olup olmadığı, buna göre söz konusu taşınmaz yönünden 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanması ve davacının muris muvazaasına yönelik iddiasının dinlenmesi mümkün olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre de bu taşınmaz yönünden davanın reddinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce direnme adı altında verilen kararın yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
13. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
14. Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.
15. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.
16. Somut olayda, Mahkemece ilk kararda 13.04.2016 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda evveliyatında muris ...'e ait olan taşınmazlar üzerinde davacının miras payı bulunduğu, taşınmazlarda yapılan satış işlemlerinin de davacıdan mal kaçırmaya yönelik muvazaalı işlemler olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verildiği hâlde, Özel Dairenin bozma kararı sonrasında Mahkemece davalı tarafça dosyaya sunulan eski tarihli tapu kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bu inceleme sonucunda fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 12.04.2021 tarihli rapor esas alınmak suretiyle dava konusu taşınmazlardan 119 ada 93 parsel sayılı taşınmazın evveliyatının tapulu olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
17. Bu durumda, mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp değerlendirilmemiş yeni delillere ve bu yeni delillere göre oluşturulan gerekçeye dayalı olarak kurulan hükmün, yeni hüküm niteliğinde olduğu kabul edilmelidir.
18. Hâl böyle olunca, Mahkemece verilen bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
19. Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
6217 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.