Logo

Hukuk Genel Kurulu2024/651 E. 2025/180 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hakimin yargılama faaliyetinden dolayı devlete karşı tazminat davası açılıp açılamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın uzun sürmesinin tek başına tazminat sorumluluğu doğurmadığı, HMK’nın 46. maddesinde sayılan sorumluluk hallerinin somut olayda gerçekleşmediği gözetilerek yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Yargıtay 10. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)

SAYISI : 2023/3 E., 2024/1 K.

1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı Yargıtay 10. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.

2. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi

4. Davacı vekili Ankara 32. İş Mahkemesinde açtığı dava dilekçesinde; müvekkilinin dava dışı ... Giyim unvanlı işyerinde 1997 yılı Haziran ayından 21.09.2010 tarihine kadar işçi olarak çalıştığını, emekli olmak için Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurduğunda sigorta kaydının 26.07.2007 tarihinde yapıldığını öğrenince 27.10.2010 tarihinde Ankara 11. İş Mahkemesinde hizmet tespiti davası açtığını, davanın oniki yıl sürdüğünü, yargılama boyunca yedi kez hâkim değişikliği olduğunu ve davanın 26.08.2021 tarihinde karara çıktığını, birçok kez talepte bulunmalarına rağmen gerekçeli kararın 21.01.2022 tarihinde yazıldığını, dosyanın Yargıtaya ise 3-4 ay sonra gönderildiğini, hâkimin Hakimler ve Savcılar Kuruluna şikâyet edildiğini, kararın 22.04.2022 tarihinde Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin onama ilâmı ile kesinleşmesi üzerine müvekkilinin 2022 yılının Aralık ayında emekli olduğunu ancak geçmiş dönem aylıklarını alamadığını, maddi zarara uğradığını, yargılamanın uzun sürmesi ve gerekçeli kararın uzun süre sonra yazılmasının hakkın yerine getirilmesinden kaçınma olarak değerlendirilmesi gerektiğini, işverenin ve Sosyal Güvenlik Kurumunun da kusuru bulunduğunu ileri sürerek belirsiz alacak davası olarak 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince Sosyal Güvenlik Kurumu ve şirket hakkındaki dava tefrik edildikten sonra Maliye Hazinesi aleyhine 6100 sayılı Kanun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 46. maddesine dayalı tazminat istemi yönünden görevsizlik kararı verilerek dosya Yargıtaya gönderilmiştir.

Davalı Cevabı

5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; öncelikle dava süresinde açılmamış ise zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, öte yandan 6100 sayılı Kanun'un 46. maddesindeki sorumluluk koşullarının oluşmadığını ve sorumluluk nedenlerine ilişkin delil gösterilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Özel Daire Kararı

6. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 04.07.2024 tarihli ve 2023/3 Esas, 2024/1 Karar sayılı kararı ile; "...davaya konu olan Ankara 11. İş Mahkemesi'nin 2015/1332 Esas, 2021/781 Karar sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacı vekili tarafından 27.10.2010 tarihinde Haziran 1997 ile 21.09.2010 tarihleri arasında bildirilmeyen hizmetlerin tespiti talebiyle dava açıldığı, tarafların delillerinin toplandığı, tanık beyanlarının alındığı, imza incelemesi yaptırıldığı, bilirkişiden rapor alındığı, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda 28.04.2014 tarih, 2010/924 Esas, 2014/484 Karar sayılı kararla davanın hizmet tespiti yönünden kabulüne, bildirilen hizmetlerinin eksik ücret üzerinden bildirildiğinin ve gerçek ücret üzerinden tesbitine ilişkin talebinin feragat nedeni ile reddine karar verildiği, ilgili kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (kapatılan) 21. Hukuk Dairesi'nin 17.09.2015 tarih, 2014/20031 Esas, 2015/16803 Karar sayılı ilamı ile kararın eksik inceleme ve araştırma dayalı olması gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği, uyulan bozma ilamı doğrultusunda mahkemece gerekli araştırmaların yapıldığı, dönem bordrolarının getirtildiği, bordro tanıklarının dinlenildiği, bilirkişi raporu alındığı, yargılama aşamasında tasfiye sonucu ticaret sicilinden kaydı silinen davalı işveren şirketin ihyasının sağlandığı, 26.08.2021 tarihinde davanın kısmen kabulü ile davacının 01.06.1997 - 07.06.2007 tarihleri arasında kesintisiz olarak prime esas asgari kazanç ile sigortalı çalıştığının tespiti ile bildirilen hizmetlerinin eksik ücret üzerinden bildirildiğinin ve gerçek ücret üzerinden tesbitine ilişkin talebinin feragat nedeni ile reddine karar verildiği, UYAP incelemesine göre gerekçeli kararın 17.01.2022 tarihinde onaylandığı, kararın davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine 28.02.2022 onay tarihli temyiz formu ile temiz incelemesine gönderildiği, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 20.04.2022 tarih, 2022/2625 Esas 2022/6013 Karar sayılı onama kararı ile kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.

Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, yapılan yargılama ve toplanan delillerin birlikte değerlendirilmesinde; davacının yaşlılık aylığının geç bağlanması sebebine dayanan maddi tazminat isteminin hakimin yargısal işlemlerine yönelik olduğu, delil olarak incelenen hizmet tespiti dava dosyası kapsamına göre yasal çerçevede hukuki sürecin işletildiği, davanın uzun sürede sonuçlanmasında yargılama faaliyetine katılan hakimlerin ve ihbar olunan hakimin yasada belirtilen şekilde davayı sürüncemede bırakma, hakkın yerine getirilmesinden kaçınma yönünde kasıtlı bir davranış veya hareketlerinin bulunduğunun ispat edilemediği, HMK'nın 46 ıncı maddesinde sınırlı sayıda belirtilen diğer sorumluluk sebeplerinden hiçbirinin de bulunmadığı, buna bağlı olarak hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartlarının oluşmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiş, davacı aleyhine davanın esastan reddi nedeni ile HMK'nın 49 uncu maddesi gereği disiplin para cezasına alt sınırdan hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:

1-HMK 46 ncı maddedeki Hakimin hukuki sorumluluğuna ilişkin koşullar gerçekleşmediğinden davanın REDDİNE,

2-HMK 49 uncu madde uyarınca 500,00-TL disiplin para cezasının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,

3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

4-Karar tarihinde yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir olunan 32.000,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,

5-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,..." karar verilmiştir.

Kararın Temyizi

7. Özel Daire kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. GEREKÇE

8. Dava, 6100 sayılı Kanun'un 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. Anılan maddede;

“(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:

a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.

ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.

d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.

e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.

10. Somut olayda 6100 sayılı Kanun’un 46. maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

11. Hâl böyle olunca yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.

12. Öte yandan dava tarihi 09.02.2023 olmasına rağmen karar başlığında 25.12.2023 olarak yazılmış ise de bu yanlışlık mahallinde her zaman düzeltilebilecek nitelikte maddi hata kabul edilerek işin esasına etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamış, işaret edilmekle yetinilmiştir.

III. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,

Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,

26.03.2025 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.