Logo

1. Ceza Dairesi2023/7929 E. 2025/1930 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığın maktulü kasten öldürüp öldürmediği ve maktulün cep telefonunu yağma yoluyla alıp almadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Sanığın maktulü öldürdüğüne dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, maktule ait cep telefonunu ise ölümünden sonra aldığı için eyleminin nitelikli hırsızlık suçunu oluşturacağı gözetilerek, yerel mahkemenin sanığı kasten öldürme suçundan beraat ettirme kararının onanmasına, nitelikli yağma suçundan beraat kararının ise bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 2020/2691 E., 2023/362 K.

SUÇLAR : Nitelikli kasten öldürme, nitelikli yağma

HÜKÜM : İstinaf başvurularının esastan reddi kararı

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286. maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260. maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291. maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294. maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298. maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.06.2020 tarihli ve 2019/324 Esas, 2020/140 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında nitelikli kasten öldürme ve nitelikli yağma suçlarından 5271 sayılı Kanun’un 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraatine karar verilmiştir.

2. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 11.04.2023 tarihli ve 2020/2691 Esas, 2023/362 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik katılan ve

katılan Kurum vekillerinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Katılan Kurum vekili ve Cumhuriyet savcısının temyiz istemleri özetle, sanığın suçlarının sübuta erdiğine ilişkindir.

III. GEREKÇE

1.24.09.2017 tarihinde maktul ...’in resmî nikâhlı eşi ...’ın polis merkezine giderek eşi ...’in kayıp olduğunu, ruhsal sorunlarının olduğunu bildirmesi üzerine yapılan çalışmalar esnasında maktulün kullanmış olduğu hattın görüşme dokümlerine bakıldığında, maktulün babası ve kardeşinin de şüphelendiklerini beyan ettikleri sanık ...’a ait olduğu, sanık ... ile maktul arasında gönül ilişkisinin bulunduğu, bu hususun sanık tarafından ve mağdurlar tarafından da doğrulandığı, maktulün 10.12.2012 ile 13.09.2017 tarihleri arasında mükerrer kez ayakta ve yatarak ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde tedavi gördüğü, başkalarıyla resmi nikahlı olan sanık ... ile maktulün sorunlu gönül ilişkilerini konuşmak için DSİ sulama kanalı kenarından İsmaliye köyüne doğru yürüdükleri sırada konuşmaya başladıkları, maktul ile sanığın konuştukları esnada, sanığın beyanlarına göre; maktulün elini tutmaya, sarılmaya çalıştığı, sulama kanalından geri geldileri istikamete yürüdükleri esnada maktulün sanığın 3-4 m kadar gerisinde kaldığı, sanığın arkasını döndüğünde maktulün kendisini kanala attığı, sanığın maktulün arkasından kanala atladığı, kanalda akıntı olduğu için kendini kurtarmak güdüsüyle maktulün kendisini dibe doğru çektiğini, balık sırtı denen yere geldiğinde akıntının ikisini ayırdığını, yüzme bilen sanığın kanalın kenarına doğru yüzdüğü, karanlık olduğu için maktulü görmediği, sudan çıktıktan sonra sanığın spor ayakkabısın giyerken yerde maktulün cep telefonunu aldığı anlaşılan olayda,

2.Nitelikli Kasten Öldürme Suçu Yönünden

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, sanığın olayı korkudan durumu kimseye anlatamadığını, görüşmek istemediğini, bir daha aramaması gerektiğini maktule söylediği şeklindeki ısrarlı beyanlarının aksinin kanıtlanamadığı, olay anını ve olayı gören herhangi bir görgü tanığının ya da olay yerini olay anı itibariyle gösteren güvenlik kamera kaydı görüntülerinin bulunmadığı, maktulün kardeşi ...'in beyanında maktulün daha öncede intihara teşebbüs eylemlerinin bulunduğunu, yine maktulün kardeşi ...'nın beyanında maktulün daha önce de kaybolup gittiğini, babasının bulduğunu, Taşköprüden atlayıp intihar etmeye çalıştığını, o esnada sanığın da orada olduğunu ...'ın kendisini bırakıp gitmemesini söylediğine dair ifadeleri nazara alındığında, sanığın maktulü iterek düşmesine sebebiyet verdiği hususunun şüpheli kaldığının anlaşılması karşısında, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından şüphe sanık lehine değerlendirilerek atılı suçtan beraat kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, Tebliğname'deki bozma görüşüne iştirak edilmeyerek, Cumhuriyet savcısı ve katılan Kurum vekilinin temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3. Nitelikli Yağma Suçu Yönünden

Maktulün kanala düşmesinden sonra sanığın maktulün cep telefonunu alarak daha sonra sattığının sabit olması karşısında, kişinin ölmesinden yararlanarak nitelikli hırsızlık suçundan eylemine uyan 5237 sayılı Kanun'un 142/2-a maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi yönünden hükümde hukuka aykırılık bulunmuştur.

IV. KARAR

A. Nitelikli Kasten Öldürme Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 11.04.2023 tarihli ve 2020/2691 Esas, 2023/362 Karar sayılı kararında katılan Kurum vekili ve Cumhuriyet savcısınca öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289. maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302. maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, üyeler ... ve ...'ın karşı oyları ile oy çokluğuyla TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

B. Nitelikli Yağma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden

Gerekçe bölümünde (3) nolu bendinde açıklanan nedenle Cumhuriyet savcısı ve katılan Kurum vekilinin temyiz istemleri sanığın eyleminin nitelikli hırsızlık suçunu oluşturacağı yönünden yerinde görüldüğünden Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 11.04.2023 tarihli ve 2020/2691 Esas, 2023/362 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

11.03.2025 tarihinde karar verildi.

K A R Ş I O Y

Yapılan yargılama ve incelenen dosya kapsamına göre maktul ...'ın dava dışı ... ile evli olduğu, bununla birlikte yine evli olan sanık ... ile de uzun süredir devam eden birlikteliğinin bulunduğu, maktul ve sanığın ilişkisinin sorunlu ve dalgalı bir şekilde sürdüğü, maktulün eşi ...'ın 23.09.2017 tarihli ihbar başvurusuyla eşi olan maktulün kayıp olduğunu bildirdiği, bu kapsamda başlatılan soruşturmada maktulün kullandığı telefon hattıyla sıkça görüştüğü 0544 297 ... numaralı hattın sahibi olan sanık ...'nin belirlendiği, nitekim maktulün babası Kutbettin ve kız kardeşi ...'nın da sanıktan şüphelendiklerini esasen belirtmiş oldukları, kayıp olan maktulün araştırılması sırasında bilgisine başvurulan sanığın 09.10.2017 tarihli ifadesinde maktulü en son 20.09.2017 tarihinde gördüğünü beyan ettiği, kayıp başvurusu üzerine uzun süre aranan maktulün cansız bedeninin 01.02.2018 tarihinde DSİ sulama kanalının kapaklarının önünde bulunduğu, Adana Adli Tıp Grup Başkanlığının 31.05.2018 tarihli otopsi raporuna göre ileri derecede çürüme nedeniyle ölüm sebebinin belirlenemediği olayda;

Sanığın psikolojik rahatsızlıkları bulunduğu anlaşılan maktulle uzun süredir devam eden gönül ilişkisi ve bu kapsamda yaşadıkları anlaşmazlıkların varlığı, başkasıyla evli olan maktulün yine kendisi gibi evli olan sanığı sık sık arayıp görüşmek ve birlikte olmak konusundaki isteklerini ifade etmesinin ve sanığı çevresine rezil edeceğine, eşini boşayıp kendisiyle evlenmek zorunda olduğuna dair rahatsız edici söylemlerinin bulunması, sanığın bu konuları görüşmek bahanesiyle 23.09.2017 tarihinde maktulle buluşup onu canlı olarak gören son kişi olması, bu hususun tanıklar ... ve ...'ın beyanlarıyla da anlaşılması, sanık ve maktulün DSİ sulama kanalı boyunca beraber yürüdüklerinin sabit olması nitekim maktulün cansız bedeninin olaydan aylar sonrasında kimlik tespitine ve ölüm sebebinin belirlenmesine imkan vermeyecek biçimde söz konusu sulama kanalının kapağının önünde bulunması, maktule ait cep telefonunun olayın hemen ardından bizzat sanık tarafından üzerinden alınarak sonrasında dava dışı ... isimli şahsa satılması, sanığın soruşturma kapsamında bilgi sahibi olarak alınan ilk beyanında gerek yukarıda özetlenen hususlara, gerekse sonradan geliştirdiği ve esasen psikolojik durumu itibariyle intihara eğilimi de bulunan maktulün intihar etmek maksadıyla kendisini sulama kanalına attığına, onu kurtarmaya çalıştığına ve bu amaçla suya girdiğine ancak başarılı olamadığına dair bir savunmaya yer vermediği gibi maktulü en son 20.09.2017 tarihinde gördüğüne ilişkin anlatımı yanında sonradan maktulün cesedinin bulunması ve şüphelerin kendisi üzerinde yoğunlaşmasını müteakip kurguladığı anlaşılan 08.03.2019 ve müteakip tarihli savunmalarının da olaya ve dosya kapsamına uygun düşmemesine göre,

Sanığın uzun süredir ilişkisinin bulunduğu maktulü mevcut psikolojik rahatsızlıkları ve ilişkilerini eşine ve çevresine anlatacağı endişesi altında suç tarihinde buluşup yol boyunca yürüdükleri DSİ sulama kanalında belirlenemeyen bir şekilde öldürerek üzerindeki cep telefonunu aldığı hususlarının sübuta erdiği olayda sanığın üzerine atılı kasten öldürme suçunun sabit olduğu ve buna göre eylemine uyan TCK'nin 81/1. maddesi kapsamında mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği görüşünde olmamız nedeniyle sayın çoğunluğun yerel mahkemece atılı suçun sabit olmadığı gerekçesiyle verdiği beraat kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi kararının onanmasına yönelik düşüncesine katılmıyoruz.