"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Ceza Dairesi
SAYISI : 2023/898 E., 2023/1030 K.
.SUÇ : Kasten öldürme
HÜKÜM : İstinaf başvurularının esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması
İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Karabük Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.03.2023 tarihli ve 2022/403 Esas, 2023/108 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında maktule karşı kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 54 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, müsadereye ve mahsuba karar verilmiştir.
2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 07.06.2023 tarihli ve 2023/898 Esas, 2023/1030 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin ve katılanlar vekilinin istinaf başvurularının, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle; meşru müdafaa, sınırın aşılması, haksız tahrik ve takdiri indirim hükümlerinin uygulanması gerektiğine ilişkindir.
Katılanlar vekilinin temyiz sebepleri özetle; tasarlama hükümlerinin uygulanması gerektiğine ilişkindir.
III. GEREKÇE
1.Sanığın eski kız arkadaşı olan tanık ... ile maktul ...’nin sevgili olmaları akabinde sanık ile maktul arasında husumet başladığı, olay günü baz verileri, tanık beyanı ve görüntü inceleme tutanakları ile de sabit olduğu üzere, sanığın maktulün bulunduğu yere geldiği, aralarında bulunan önceye dayalı husumetler nedeniyle burada taraflar arasında tartışma çıktığı, olay esnasında yaşanan arbede neticesinde sanığın yere düşen maktulü bıçakla kasten öldürdüğü anlaşılmıştır.
2.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, dosyada mevcut delillerin isabetli şekilde değerlendirildiği, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, somut olayda saldırı ve savunma arasında orantı bulunmaması nedeniyle sanık lehine meşru savunma ve sınırın aşılması ile buna bağlı beraat kararı verilmesi koşullarının oluşmadığı, maktulden kaynaklanan haksız bir söz ya da eylem bulunmadığından sanık lehine haksız tahrik indiriminin uygulanma koşullarının oluşmadığı, yargılama sonucunda oluşan kanaat ve takdire göre ceza yaptırımının yasal bağlamda ve gerekçesi gösterilerek belirlendiği, takdiri indirim hükümleri yönünden mahkemenin takdir yetkisi kapsamında yerinde, yeterli ve kanunî bir gerekçeyle uygulanmamasına karar verildiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin ve katılanlar vekilinin temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 07.06.2023 tarihli ve 2023/898 Esas, 2023/1030 Karar sayılı kararında sanık müdafiince ve katılanlar vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy çokluğuyla TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Hükmolunan ceza miktarı ve tutuklulukta geçirilen süre dikkate alınarak sanık müdafiinin tahliye talebinin REDDİNE,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Karabük Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
09.07.2024 tarihinde karar verildi.
( Karşı oy)
K A R Ş I O Y
İnceleme konusu yapılan davada hukuki uyuşmazlık konusu olan husus sanık hakkında TCK'nin 29. madde hükümlerinin uygulanıp uygulanmaması gerektiği yolundadır.
Mevcut davada sanık ... ile uzun yıllar sevgili konumunda olan dava tanığı ...'nun daha sonra maktul ... ile gönül ilişkisi yaşaması sonunda üçlü arasında bir husumetin gerginliğin oluştuğu davanın temel kurgusunu oluşturmaktadır.
Aşamaları ile sanık maktul ve tanığın olay gününe götüren noktalar şu şekildedir.
- Olaydan yaklaşık 3 ay kadar önce sanık gerek maktule gerek tanık ...'ya mermi göndermiştir. Buna ilişkin mağdur taraf sanıktan şikayetçi olmuştur. Ancak bu tarihten sonra taraflar arasında bilinen bir gerginlik mevcut değildir.
- Olay günü artık birliktelik yaşayan maktul ve tanık ... sanığın şehirdeki farklı iş yerlerine gelerek tanık ...'nun beyanına göre maktulün talebi üzerine (tanık ... 10.11.2022 tarihli celse) sanığı aramışlar en son simitçi dükkanın önünde durup iş yeri çalışanı Musa'nın beyanına göre sanığa gıyabında küfür etmişlerdir. Her ne kadar küfür bizzat "kadından" yani ...'dan gelmiş ise de sonuç olarak sanık maktulün aracından yapıldığı bildirilen bu küfrün kaynağını öğrenmiştir.
- Ardından maktul ve ... kendi aracı ile ve yine sanık kendi aracı ile ayrı ayrı ... otel civarında araçlarını park etmişler ve ayrı ayrı alkol almaya başlamışlardır.
- Kabul ve ...'nun beyanına göre taraflar birbirinin aracını fark etmiş bunun üzerine maktul ... araçtan inmiş ve sinirlenerek sanığın aracına doğru bira şişesi fırlatmış arkasından maktul ve sanık birbirine girmiştir.
Öncelikle;
A) Tarafların arasında ...'dan dolayı bir husumet olageldiği açık ise de cinayetten üç ay önce sanığın maktul ve mağdura mermi göndermesi ve maktul ve tanığın şikayetçi olması ile bu tarihten sonra artık taraflar arasında lehe ve aleyhe tahrik oluşturacak bir olay olmamakla denge bu tarih itibariyle artık sıfırlanmıştır.
B) Olay günü maktul ve tanığın sanığın iş yerlerini dolaşarak onu araması ve tanık ...beyanı ile sabit olduğu üzere küfür etmesi dengeyi sanık lehine bozmuştur.
C) Yine karşılaşılan otel civarında maktulün sanığın aracına şişe fırlatması keza dengeyi sanık lehine asgari düzeyde bozar.
Bu açıklamalar çerçevesinde devam edilecek olunursa, olay günü sanığın kayınvalidesinin ameliyatı dolayısıyla hastane ve kan arama girişimleri dikkate alındığında sanığın özellikle herhangi bir uyarı olmaksızın maktul ve tanığın peşine düşemeyeceği olgusu;
Özellikle tanık ...'ya 19.01.2023 tarihli celsede mahkeme heyetinin ikinci sorusu üzerine olayda kullanılan bıçağı, göstermek suretiyle ve teşhis ederek daha önceki yaptıkları piknikte maktulün kullandığı yaptığı açıklaması ile ilk beyanında hiç kimsede bıçak görmediği yolundaki açıklamasına göre sanık lehine bir durumun ortaya çıkması olgusu dikkate alınmalıdır.
Tüm bu gerekçelerle sanık lehine asgari düzeyde TCK'nin 29 uncu madde hükümleri uygulanması gerekirken kararın onanması yolunda görüş bildiren Sayın çoğunluğa iştirak etmiyorum.