Logo

1. Ceza Dairesi2023/8979 E. 2025/1745 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığın maktulü kasten öldürme suçundan cezalandırılmasına ilişkin verilen hükmün temyiz incelemesinde, eylemin bilinçli taksirle öldürme suçu mu yoksa haksız tahrik altında kasten öldürme suçu mu olduğu hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Sanığın maktul ile boğuşması sırasında tüfeğin ateş alması olayında, Adli Tıp Kurumu raporuna göre tüfeğin tetiğine belirli bir basınç kuvveti uygulanmadan patlamayacağı, sanığın ise maktulün elindeki tüfeği alarak boğuşma sırasında tetiğe basınç uygulayarak ateşlediği ve maktulün ölümüne sebebiyet verdiği kabul edilerek, sanığın eyleminin bilinçli taksirle öldürme suçu olduğunun anlaşılması üzerine, yerel mahkemenin haksız tahrik altında kasten öldürme suçundan verdiği hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 2023/2593 E., 2023/2477 K.

SUÇ : Kasten öldürme

HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükmün onanması

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286/1. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.06.2023 tarihli ve 2022/479 Esas, 2023/212 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında maktule yönelik kasten öldürme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 81, 29, 62, 53, 58. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.

2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 19.09.2023 tarihli ve 2023/2593 Esas, 2023/2477 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280/1-a maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle; eksik incelemeye, suç vasfına, meşru savunmaya, delil yetersizliğine, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince sanığın beraatinin gerektiğine, fazla ceza tayinine ilişkindir.

III. GEREKÇE

A. Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, dava dosyası tekemmül ettirilerek karar verildiği, eksik incelemenin bulunmadığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, sanığın savunma hakkına riayet edilerek adil bir biçimde yargılandığı anlaşıldığından temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümde bozma nedeni dışında hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Tüm dosya kapsamına göre uyuşturucu madde etkisi altındaki maktulün husumetlisi olan tanık ...'yi elindeki tüfekle vurduktan sonra, sanığın evine tüfeğiyle gelerek sanığın ismini bağırdığı, komşusunun evinden çıkmakta olan maktulle karşı karşıya kalan sanığın maktulün tüfeğinden tutarak maktulle boğuşmaya başladığı, maktulün tüfeği çekiştirmesi sırasında tüfeğin ateş aldığı, Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporda; olayın oluş şekli ayrıntılı olarak tahlil edildikten sonra sonuçta özetle; söz konusu tüfeğin tetiğine basınç kuvveti uygulanmadan çekme, çekiştirme veya sarsıntı gibi etkenlerle kendiliğinden patlamadığı, sert bir zemine düşürülmesi ya da dipçiği yere gelecek şekilde düşmesi veya vurulması sırasında da kendiliğinden patlamadığı, patlaması için tetiğine 4 kg civarında basınç kuvveti uygulanması gerektiğinin ve netice itibariyle kişinin ölümüne neden olan atışın savunmada belirtildiği şekilde meydana gelmesinin mümkün olduğunun ancak bu durumun adli tahkikatle aydınlatılması gerektiğinin belirtildiği anlaşılmakla; sanığın maktulün tüfeğinden tutarak, maktulün elinin tetikte olduğunu bildiği ve boğuşma sırasında maktulün parmağının tetiğe temas edeceğini ve silahın patlayacağını ve karşısındakini öldüreceğini öngördüğü halde, öngördüğü ateşlemeyi istememesine rağmen, bu neticenin meydana gelmesine sebebiyet verecek şekilde mücadeleyi sürdürmekle eylemi bilinçli taksir altında işlediğinin kabulüyle sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 85/1 ve 22/3. maddeleri gereğince bilinçli taksirle öldürme suçundan hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde haksız tahrik altında kasten öldürme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

IV. KARAR

Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafinin temyiz istemi suç vasfının bilinçli takdirle öldürme olduğu gerekçesiyle yerinde görüldüğünden İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 19.09.2023 tarihli ve 2023/2593 Esas, 2023/2477 Karar sayılı kararının, 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, sayın Başkan vekili ... ile sayın Üye ...'ün karara yönelik temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması gerektiğine yönelik karşı oyları ve oy çokluğuyla BOZULMASINA,

Bozma sebebi gözetilerek sanığın bu suçtan oy birliğiyle TAHLİYESİNE, başka bir suçtan tutuklu ve hükümlü değil ise ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/2-a maddesi uyarınca uyarınca İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

06.03.2025 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

Otopsi raporunda belirtildiği üzere, uyuşturucu madde etkisinde bulunan maktulün tanık ...’ın arabasıyla ...’in evine gittiği, karısıyla ilişkisinin bozulma sebebi olarak gördüğü ...’yi yaraladığı ve sanık ...’den de hesap soracağını söyleyerek oradan ayrılıp sanık ...’in evine gittiği, tanık Cemal ile karşılaşıp sanığı sorduğu, bu esnada komşusu Kadircan’ın evinde sesleri duyan sanık ...’in dışarı çıktığı, maktulün “seni de karını da sinkaf edeceğim” diyerek elindeki tüfeği sanığa doğrulttuğu, arbede sırasında sanığın tüfeği alarak maktule bir el ateş ettiği, otopsi raporunda belirtildiği maktulün öldüğü kabul edilerek hüküm kurulmuştur.

Sayın çoğunluk, eylemin bilinçli taksirle öldürmeye sebebiyet verme olduğu gerekçesiyle kararın bozulması gerektiğini kabul etmiştir. Bu karara katılmamız mümkün değildir. Şöyle ki;

Adli Tıp Kurumu Birinci İhtisas Kurulunun otopsi raporunda belirtildiği üzere, kişinin ölümünün yüzünün sol kısmına isabet eden av tüfeği saçma taneleriyle meydana gelen yaralanmaya bağlı kafatası ve yüz kemiklerindeki kırıklar ile beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti sonucu meydana geldiği, atışın 0-50 cm mesafeden yapılmış olduğu, suçta kullanılan tüfeğin tetiğine basınç kuvveti uygulanmadan çekme, çekiştirme veya sarsıntıyla kendiliğinden patlamadığı, sert bir zemine düşürülmesi ya da dipçiği yere gelecek şekilde düşmesi veya vurulması sırasında da kendiliğinden patlamayacağı, patlaması için tetiğe 4 kg civarında basınç kuvveti uygulanması gerektiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.

Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin raporunda suçta kullanılan tüfeğin tüm uzunluğunun 76.2 cm, namlu ucuyla tetik arasının 63.3 cm ve namlu boyunun 50.3 cm olduğu belirlenmiştir.

Dosya arasında bulunan otopsi tutanağı ve fotoğrafların incelenmesinde yaralanmanın, maktulün kafatasının sol yan bölgesinde meydana geldiği, sol göz ve yanağı da içine alan sol kulak üzerinden sol temporoparital bölgeye uzandığı ve o bölgedeki kafatası ve beyin dokusunun tamamen harap olduğu yara alanının toplam 21x10 cm olduğu anlaşılmıştır.

Bütün bu bilgi ve bulgular birlikte değerlendirildiğinde sanığın, maktülle boğuşurken silahın patladığı yönündeki savunma yerinde görülmemiştir. Zira Fizik İhtisas Dairesinin raporunda belirttiği üzere tüfeğin uzunluğu, yaranın bulunduğu nokta, tüfeğin patlaması için gereken basınç kuvveti, yaranın yeri, çenede herhangi bir yaralama olmaması yaralamanın kulak arka bölgesinde başladığının otopsi fotoğraflarından net olarak tespit edilmesi özellikle meydana gelen yaranın oluşması için belli bir açıyla ateş edilmesi gerektiği gibi hususlar gözönüne alındığında ilk derece mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesinin değerlendirme ve kanaatinin yerinde olduğu anlaşıldığından, kararın onanması gerektiği kanaatiyle çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.