"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/354 E., 2024/56 K.
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Bozma
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305. maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesinin, 31.05.2016 tarihli ve 2012/2031 Esas, 2016/222 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkûmiyet kararının katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 15.09.2020 tarihli ve 2020/17028 Esas, 2020/10724 Karar sayılı kararıyla özetle, eksik inceleme nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
2. İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.01.2024 tarihli ve 2020/354 Esas, 2024/56 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86/1, 87/1-a, 87/3, 29 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca cezanın ertelenmesine ve 2 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle; sanığın üzerine atılı suçu işlemediğine, mahkûmiyetine yeterli delil olmadığına, sanığın suç işleme kastıyla hareket etmediğine, suçun unsurlarının oluşmadığına ve beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. GEREKÇE
1. Sanık hakkında bozma sonrası infaz edilecek hüküm, kurulan yeni hüküm olacağından kararın dayandığı tüm delillerin, bu delillere göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerektiği nazara alınmadan, yazılı şekilde gerekçesiz hüküm kurulmak suretiyle Anayasa'nın 141, 5271 sayılı Kanun'un 34, 223 ve 230. maddelerine aykırı davranılması hukuka aykırı bulunmuştur.
2. Sanığın eylemi neticesinde katılanın hem organlarından birinin işlevinin zayıflamasına hem de kemik kırığına neden olacak şekilde yaralanmış bulunması karşısında, 5237 sayılı Kanun'un 61. maddesindeki ölçütler ve aynı Kanun'un 3. maddesindeki cezada orantılılık ilkesi gereğince bu durumun ancak temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşma nedeni yapılabileceği ve sanık hakkında hüküm kurulurken 5237 sayılı Kanun'un 86/1. maddesinden sonra yalnızca en ağır cezayı gerektiren 5237 sayılı Kanun'un 87/1-a-son maddesi gereğince artırım yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde 5237 sayılı Kanun'un 87/3. maddesi gereğince de kemik kırığından ayrıca artırım yapılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini hukuka aykırı bulunmuştur.
3. Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkûm edilen ve uzun süreli hapis cezası ertlenen sanık hakkında, 5237 sayılı Kanun'un 53/1. maddesinde belirtilen hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
IV. KARAR
Başkaca yönleri incelenmeksizin, gerekçe bölümünde açıklandığı üzere gerekçesiz hüküm kurulması, uygulama hatası sonucunda fazla ceza tayini ve şartları oluştuğu halde hak yoksunluklarına hükmolunmaması nedenleriyle İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.01.2024 tarihli ve 2020/354 Esas, 2024/56 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
06.11.2024 tarihinde karar verildi.