"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Hakimliği
SAYISI : 2022/4353 değişik iş.
İNCELEME KONUSU KARAR: İtirazın reddine
KANUN YARARINA BOZMA YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Görevi kötüye kullanma ve ihmali davranışla kasten öldürme suçlarından şüpheliler ..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 12.04.2022 tarihli ve 2020/89264 soruşturma, 2022/58264 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hâkimliğinin 12.05.2023 tarihli ve 2022/4353 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 18.09.2024 tarihli ve 94660652-105-34-15591-2024-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 04.10.2024 tarihli ve 2024/98159 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü;
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 04.10.2024 tarihli ve 2024/98159 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
"5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla soruşturmanın genişletilmesine karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, müşteki vekilinin şikâyet dilekçesinde özetle, müştekinin eşi vefat eden ...'ın, 16.03.2020 tarihinde uygulanan diş tedavisi sırasında kanamanın durmaması ve boğaz şişliği şikayetleri nedeniyle 17.03.2020 tarihinde müracaat ettiği İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesinde lösemi teşhisi nedeniyle tedavisine yatılı olarak başlandığını, hastalığının hassas olması nedeniyle tek kişilik odaya alınarak kemoterapi uygulandığını, kemoterapi tedavisine olumlu yanıt verdiğini, ancak ülkede Covid-19 vaka sayısının artması nedeniyle hastane yönetimince hastanın refakatçisiyle birlikte, tek kişilik odadan 6-7 kişilik odaya alındığını, koruyucu önlemlerin alınmaması nedeniyle covid-19 testi pozitif çıkan ...'ın 01.04.2020 tarihinde korona virüs nedeniyle öldüğünü, şüphelilerin hastanın özel durumunu gözetmeyerek ihmal nedeniyle ölüme sebebiyet verdikleri iddiasıyla şikayetçi olması üzerine yürütülen soruşturma evresi sonunda; hemotoloji servisi sorumlu hekimi tanık doktor ...'ün ifadesinde, ölen ...'la ilgili gereken tüm tanı ve tedavi uygulamalarının vaktinde ve rehberlere uygun olarak yapıldığını, hemotoloji kliniğinde ölen ...'ın yattığı dönemde gerek hasta ve gerek çalışan personelde covid-19 enfeksiyonunun olmaması nedeniyle ...'ın corona virüsünü hemotoloji kliniğinde çalışanlardan almadığını beyan etmesi ile soruşturma dosyası ve eklerinde bulunan İl Sağlık Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı tavsiyeleri, Enfeksiyon Kontrol Merkezinin talimatları gibi tüm soruşturma evrakı içeriğinden, şüphelilerin savunmalarının aksine haklarında ihmali davranışla kasten adam öldürme ve görevi kötüye kullanma suçlarından kamu davası açmaya yeterli ve inandırıcı delil ve tespit elde edilemediğinden bahisle haklarında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; dosya içeriğindeki tüm tedavi evrakları incelenmek suretiyle hastanın tedavisinde herhangi bir ihmalin bulunup bulunmadığı, yaşanan ölüm olayı ile ihmali davranış arasında illiyet bağı olup olmadığının tespiti açısından rapor alınmak suretiyle şüphelilerin hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik soruşturmaya dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itiraz üzerine soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir."
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin, (1), (2) ve (3) üncü fıkraları;
(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.
(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.
(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.
Şeklinde düzenlenmiştir.
2. Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki eksik soruşturmaya ilişkin bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden kanun yararına bozma talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hâkimliğince verilen 12.05.2023 tarihli ve 2022/4353 değişik iş sayılı kararın 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
22.11.2024 tarihinde karar verildi.