"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2024/249 Değişik İş
SUÇ : Kasten yaralama
KARAR : İtirazın kabulüne dair
KANUN YARARINA BOZMA YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Turgutlu 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 27.02.2024 tarihli ve 2023/954 Esas, 2023/1388 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında basit yargılama usûlü uygulanması suretiyle kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 86/2, 86/3-e, 29, 62, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 251/3, 5237 sayılı Kanun'un 52/2. maddeleri uyarınca 4.200,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun'un 231/5. maddesi gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara yönelik şikâyetçi vekili tarafından yapılan itirazın kablülüne dair merci Turgutlu Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.03.2024 tarihli ve 2024/249 Değişik İş sayılı kararının kesin olmakla 22.03.2024 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309/1. maddesi uyarınca, 10.02.2025 tarihli ve 2024/11498 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 25.02.2025 tarihli ve KYB-2025/21395 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 25.02.2025 tarihli ve KYB-2025/21395 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
"Turgutlu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 20.09.2023 tarihli ve 2023/6653 soruşturma, 2023/2399 esas, 2023/1914 sayılı iddianamenin kabulünü müteakip, Turgutlu 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.09.2023 tarihli tensip zaptı ile yargılamanın basit yargılama usulüne göre yapılmasına karar verilerek, tensip zaptının müştekiye 04.10.2023 tarihinde, müşteki vekiline 16.10.2023 tarihinde tebliğ edilerek, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde kamu davasına katılmak isteyip istemediği hakkında mahkemeye beyan dilekçesi vermesi gerektiği, aksi takdirde beyanda bulunmaktan vazgeçmiş sayılacağı hususunun ihtar edildiği, ancak müşteki vekili tarafından dosyaya sunulan yazılı bir beyan ya da şikâyet dilekçesi olmadığı gibi, davaya katılma yönünde de bir talebinin bulunmadığı anlaşılmakla;
5271 sayılı Kanun'un 252/6. maddesinde yer alan, 'Birinci fıkradaki itirazın, süresinde yapılmadığı veya kanun yoluna başvuru hakkı bulunmayan tarafından yapıldığı mahkemesince değerlendirildiğinde dosya, 268 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderilir. Mercii bu sebepler yönünden incelemesini yapar ve kararını gereği için mahkemesine gönderir.' şeklindeki,
Aynı Kanun'un 'Kanun yollarına başvurma hakkı' başlıklı 260/1. maddesinde yer alan, 'Hâkim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık ve bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır.' şeklindeki düzenlemeler ile;
Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 17.05.2022 tarihli ve 2022/3684 esas, 2022/12501 karar sayılı ilâmında yer alan 'Mahkemece yargılamanın basit yargılama usulüne göre yapılmasına karar verilerek, müşteki ve vekiline davetiye tebliğ edilerek beyanlarını yazılı olarak 15 gün içerisinde bildirmesi, bu süre sonunda duruşma yapılmaksızın karar verilebileceği, sanıktan şikayetçi olup olmadığı, davaya katılmak isteyip istemediği hususlarının beyanları ile birlikte mahkemeye bildirilmesinin, müşteki vekiline 09.01.2021 müştekiye ise 27.01:/2021 tarihlerinde tebliğ edilerek ihtar olunduğu, ancak müşteki ve vekili tarafından dosyaya sunulan yazılı bir beyan olmadığı gibi davaya katılma yönünde de bir talebinin bulunmadığı, bu kapsamda müşteki vekilinin itiraz hakkının bulunmadığı gözetilerek, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne ilişkin kararında isabet bulunmamaktadır.' şeklindeki açıklamalar nazara alındığında;
Katılma talebinde bulunmayan müşteki vekilinin Turgutlu 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.12.2023 tarihli ve 2023/954 esas, 2023/1388 sayılı kararına karşı itiraz hakkının bulunmadığı gözetilerek, mercii Mahkemesince 5271 sayılı Kanun'un 252/6. maddesi gereğince itirazın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir."
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun'un, Basit yargılama usûlü başlıklı 251. maddesinin inceleme konusu ile ilgili bölümleri; "(1) Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.
...
(5) Hükümde itiraz usulü ile itirazın sonuçları belirtilir." şeklinde düzenlenmişken aynı Kanun'un, Basit yargılama usûlünde itiraz başlıklı 252/1, 2, 6. maddesi; "(1) 251. madde uyarınca verilen hükümlere karşı itiraz edilebilir. Süresi içinde itiraz edilmeyen hükümler kesinleşir.
(2) İtiraz üzerine hükmü veren mahkemece duruşma açılır ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunur. Taraflar gelmese bile duruşma yapılır ve yokluklarında 223. madde uyarınca hüküm verilebilir. Taraflara gönderilecek davetiyede bu husus yazılır. Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi hâlinde duruşma yapılmaz ve itiraz edilmemiş sayılır.
...
(6) Birinci fıkradaki itirazın, süresinde yapılmadığı veya kanun yoluna başvuru hakkı bulunmayan tarafından yapıldığı mahkemesince değerlendirildiğinde dosya, 268. maddenin ikinci fıkrası uyarınca itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderilir. Mercii bu sebepler yönünden incelemesini yapar ve kararını gereği için mahkemesine gönderir." şeklinde hükümleri haizdir.
5271 sayılı Kanun'un, İtiraz usulü ve inceleme mercilerini düzenleyen 268. maddesinin ilgili bölümleri uyarınca;
"(1) Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35. maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. 263. madde hükmü saklıdır.
(2) Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir."
5271 sayılı Kanun'un, Kanun yollarına başvurma hakkı başlıklı 260/1. maddesinde yer alan; “Hâkim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık ve bu Kanun'a göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır.” şeklindeki düzenleme uyarınca 5271 sayılı Kanun'a göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlara kanun yoluna başvurma hakkı tanınmıştır.
2. Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyasının değerlendirilmesinde; sanık hakkında açılan davanın basit yargılama usûlü uygulanması suretiyle yürütülüp şikâyetçiye bu durumun ihtar edildiği, ihtara ilişkin tebligatın şikâyetçiye tebliğ edildiği hâlde şikâyetçi tarafından davaya katılma isteğini bildiren dilekçe sunulmadığı, yargılama sonucunda sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, şikâyetçi vekilinin karara süresinde itirazı üzerine Mahkemece itiraz edenin katılan sıfatı almadığından kanun yoluna başvurma hakkı bulunmadığı belirtilerek 5271 sayılı Kanun'un 252/6. maddesi gereği dosyanın itiraz merciine gönderildiği anlaşılmıştır.
3. Katılma isteğinde bulunmamış olan şikâyetçinin vekilinin itiraz yoluna başvuru hakkı bulunmadığı dikkate alınmadan itirazın reddi yerine kararın kaldırılmasına karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Turgutlu Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.03.2024 tarihli ve 2024/249 Değişik İş sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309/3. maddesi gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309/4. maddesi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
17.03.2025 tarihinde karar verildi.