Logo

1. Ceza Dairesi2025/1174 E. 2025/2813 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Basit yargılama usulüyle verilen hükme karşı yapılan itirazın süresinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu'na uygun olarak yapılmadığı ve itiraz merciinin tebliğin usulüne uygun yapılıp yapılmadığını tespit etmeden itirazın reddine karar vermesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2024/158 Değişik İş

SUÇ : Kasten yaralama

İNCELEME KONUSU

KARAR : İtirazın süre yönünden reddine dair

KANUN YARARINA BOZMA

YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

Ankara 45. Asliye Ceza Mahkemesinin, 15.04.2024 tarihli ve 2024/161 Esas, 2024/376 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında basit yargılama usûlü uygulanması suretiyle mağdura yönelik kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86/2-2. cümle, 86/3-a, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 251/3, 53, 58. maddeleri uyarınca 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin hükme yönelik hükümlü tarafından yapılan itirazın süre yönünden incelenerek reddine dair merci Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.06.2024 tarihli ve 2024/158 Değişik İş sayılı kararının kesin olmakla 11.06.2024 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309/1. maddesi uyarınca, 10.02.2025 tarihli ve 2024/38124 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 25.02.2025 tarihli ve KYB-2025/21387 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 25.02.2025 tarihli ve KYB-2025/21387 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

"7201 sayılı Kanun'un 'Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina' başlıklı 21/1. maddesinde yer alan, 'Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.' şeklindeki düzenleme nazara alındığında;

Somut olayda, gerekçeli kararın, tensip zaptının tebliğ edildiği ve şüphelinin bilinen son adresi olan 'Ayrancı Mahallesi Şair Nazım Cad. No:3D D:28 .../...' adresine tebliğe çıkartıldığı, muhatabın işte olması nedeniyle en yakın komşusu ... tebliğ edilerek 2 nolu haber kağıdının adresin kapısına yapıştırıldığı ve en yakın komşusu ...'e haber verildiği, sanık tarafından 31.05.2024 havale tarihli itiraz dilekçesi ile özellikle '...' isimli bir komşusunun bulunmadığı ve komşunun daire numarasının yazılmadığı bahisle gerekçeli kararın usulsüz tebliğ edildiği itirazında bulunduğu anlaşılmakla, 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesi uyarınca 22.05.2024 tarihinde yapılan tebligatta özellikle en yakın komşu adına yönelik açıkça itiraz edildiği, sanık tarafından böyle bir komşusunun bulunmadığı beyan edildiğinden Mahkemece tebliğ memuru tarafından adrese gidilip gidilmediğinin ve sanığın '...' isimli bir komşusunun bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili muhtarlıktan, kolluktan ve ilgili kurumlardan sorulması gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulüne karar vermek yerine, yazılı şekilde reddine kararı verilmesinde isabet görülmemiştir."

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

1. 5271 sayılı Kanun'un, Basit yargılama usûlü başlıklı 251. maddesinin inceleme konusu ile ilgili bölümleri;

"(1) Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir. ...

(5) Hükümde itiraz usulü ile itirazın sonuçları belirtilir."

Şeklinde düzenlenmişken aynı Kanun'un, Basit yargılama usûlünde itiraz başlıklı 252. maddesinin birinci ve karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ikinci ve altıncı fıkraları;

"(1) 251. madde uyarınca verilen hükümlere karşı itiraz edilebilir. Süresi içinde itiraz edilmeyen hükümler kesinleşir.

(2) İtiraz üzerine hükmü veren mahkemece duruşma açılır ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunur. Taraflar gelmese bile duruşma yapılır ve yokluklarında 223. madde uyarınca hüküm verilebilir. Taraflara gönderilecek davetiyede bu husus yazılır. Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi hâlinde duruşma yapılmaz ve itiraz edilmemiş sayılır.

...

(6) Birinci fıkradaki itirazın, süresinde yapılmadığı veya kanun yoluna başvuru hakkı bulunmayan tarafından yapıldığı mahkemesince değerlendirildiğinde dosya, 268. maddenin ikinci fıkrası uyarınca itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderilir. Mercii bu sebepler yönünden incelemesini yapar ve kararını gereği için mahkemesine gönderir."

Şeklinde hükümleri haizdir.

Aynı Kanun'un, İtiraz usulü ve inceleme mercilerini düzenleyen 268. maddesinin ilgili bölümleri uyarınca;

"(1) Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35. maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. 263. madde hükmü saklıdır.

(2) Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir.

(3) ..."

Şeklinde düzenlenmiştir.

2. Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyasının değerlendirilmesinde; hükümlü hakkında açılan davanın basit yargılama usûlü uygulanması suretiyle yürütülüp hükümlünün cezalandırılmasına karar verildiği, anılan kararın hükümlü adına tebliğe çıkarıldığı ancak tebligat mazbatası üzerinde yapılan inceleme neticesinde tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu (7201 sayılı Kanun) hükümlerine uygun olup olmadığının belirlenemediği anlaşılmıştır.

Şöyle ki 7201 sayılı Kanun’un “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde belirtilen;

“Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün 519/3/2003 tarihli ve 4829 sayılı Kanunla bu maddede geçen “birlikte oturan ailesi efradından” ibaresi, “aynı konutta oturan kişilere” şeklinde değiştirilmiştir. 6 19/3/2003 tarihli ve 4829 sayılı Kanunla, 20 nci maddedeki “hüviyeti” ibaresi, “adı ve soyadı” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir. oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”

Şeklindeki düzenlemeye uygun olacak şekilde hükümlü adına gerekçeli kararın tebliğ edilmesi gerektiği hâlde tebliğ mazbatasında"işte olması nedeniyle en yakın komşusu ...'e tebliğ edilerek 2 nolu haber kağıdının adresin kapısına yapıştırıldığı ve en yakın komşusu ...'e haber verildiği" ibareleri ile muhtara teslim edildiği belirlenmiş ise de hükümlünün ... isimli komşusu olmadığını bildirdiği anlaşılmıştır.

Böylece itirazı inceleyen merci tarafından 5271 sayılı Kanun'un 252/6. maddesi gereği itirazın süresinde olup olmadığının tespit edilmesi için hükümlünün bildirdiği gibi tebliğ tarihinde ... isminde komşusu bulunup bulunmadığının araştırılmasından sonra itirazın süresinde olduğunun belirlenmesi hâlinde dosyanın genel hükümlere göre duruşma açmak üzere Mahkemesine gönderilmesi gerektiği, itirazın süresinde olmadığının belirlenmesi hâlinde ise itirazın reddine karar verilmesi gerektiği dikkate alınmadan doğrudan itirazın süre yönünden reddine karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.

III. KARAR

1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

2. Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.06.2024 tarihli ve 2024/158 Değişik İş sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309/3. maddesi gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

5271 sayılı Kanun’un 309/4. maddesi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

14.04.2025 tarihinde karar verildi.