Logo

1. Ceza Dairesi2025/1181 E. 2025/2817 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği kasten yaralama suçuna ilişkin mahkûmiyet hükmünün kesinleşme şerhiyle kesinleştirilmesine rağmen, Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma talebinde bulunmasının hukuken mümkün olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: TCK'nın 58. maddesindeki tekerrür hükümlerinin uygulanmasının hükmü kesinlikten çıkardığı, ayrıca katılan sanığın istinaf başvurusunun yerel mahkemece reddine dair kararın da hükmün kesinleşmesini engellediği gözetilerek, hükmün henüz kesinleşmediği ve kanun yararına bozma yoluna konu edilemeyeceği gerekçesiyle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2022/366 E., 2023/322 K.

SUÇ : Kasten yaralama

İNCELEME KONUSU

KARAR : Mahkûmiyet

KANUN YARARINA BOZMA

YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

Gaziantep 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.09.2023 tarihli ve 2022/366 Esas, 2023/322 Karar sayılı kararı ile katılan sanıklar hakkında birbirlerine yönelik kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86/2, 86/3-e, 29, 62, 52/2, 58. maddeleri gereğince 2.260,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmalarına, cezaların mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin ilişkin netice cezaların türü ve miktarı itibarıyla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 272/2-a maddesi uyarınca kesin nitelikte olduklarından bahisle 29.09.2023 tarihinde kesinleştiklerine ilişkin kesinleştirme şerhi düzenlendiği belirlenmiştir.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309/1. maddesi uyarınca, 10.02.2025 tarihli ve 2024/15250 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 26.02.2025 tarihli ve KYB-2025/24670 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 26.02.2025 tarihli ve KYB-2025/24670 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

"1-Sanık ... yönünden;

A-) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 58/3. maddesinde yer alan 'tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adli para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur' ve aynı Kanun'un 86/2. maddesinde yer alan 'Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.' şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında, 26.03.2018 tarihinde işlediği kasten yaralama suçundan dolayı mahkumiyetine karar verilen sanığın adli sicil kaydında, tekerrüre esas alınabilecek 18.01.2018 tarihinde kesinleşen Gaziantep 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.10./2017 tarihli ve 2015/86 esas, 2017/431 sayılı kararı ile verilen 7.000,00 Türk lirası adli para cezasının bulunması karşısında, 5237 sayılı Kanun'un 58/3. maddesinde yer alan 'Tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur' şeklindeki düzenleme uyarınca, sanığın eylemine uyan aynı Kanun'un 86/2. maddesi kapsamında hüküm kurulurken, öncelikle hapis cezası seçilerek bir ceza tayin edilmesi, tayin olunan cezanın da mükerrirlere ilişkin infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde,

Kabule göre;

B-) Sanık hakkında adli para cezasına karar verilmesi karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanmayacağının gözetilmemesinde,

C-) Sanık hakkında kasten yaralama suçundan hüküm kurulurken temel cezanın 5237 sayılı Kanun'un 86/2. maddesi gereğince 120 gün karşılığı adli para cezası olarak belirlenmesini müteakip, aynı Kanun'un 86/3-e maddesi uyarınca 1/2 oranında artırım yapılarak hesaplanan 180 gün karşılığı adlî para cezası üzerinden, aynı Kanun'un 29/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca sırasıyla 1/4 ve 1/6 oranında indirim yapılırken hesap hatası yapılarak 112 gün karşılığı adlî para cezası yerine, 113 gün karşılığı adlî para cezasına karar verildiği ve sonuç olarak 112 gün karşılığı 2.240,00 Türk lirası adlî para cezası yerine, 2.260,00 Türk lirası adlî para cezasına hükmedilerek fazla ceza tayin edilmesinde,

2-Sanık ... yönünden;

A-) Mahkemesince tekerrüre esas alınan Gaziantep 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.11.2007 tarihli ve 2007/635 esas, 2007/1094 sayılı kararına konu açık alanda bandrolsüz nüsha satmak suçundan hükmedilen erteli 3 ay hapis cezasına ilişkin kararın 28.11.2007 tarihinde kesinleştiği ve belirlenen 1 yıllık denetim süresi içinde 09.12.2007 tarihinde işlediği Gaziantep 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.02.2009 tarihli ve 2008/8 esas, 2009/184 sayılı kararına konu açık alanda bandrolsüz nüsha satmak suçundan hükmedilen erteli 3 ay hapis cezasına ilişkin kararın 14.11.2013 tarihinde kesinleştiği ve Gaziantep 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.11.2007 tarihli ve 2007/635 esas sayılı dosyasında verilen erteli cezanın henüz aynen infaz edilmediği gözetildiğinde, sanığın tekerrüre esas alınabilecek ilamı olduğundan, 5237 sayılı Kanun'un 58/3. maddesinde yer alan 'Tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur' şeklindeki düzenleme uyarınca, sanığın eylemine uyan aynı Kanun'un 86/2. maddesi kapsamında hüküm kurulurken, öncelikle hapis cezası seçilerek bir ceza tayin edilmesi, tayin olunan cezanın da mükerrirlere ilişkin infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde,

Kabule göre;

B-) Sanık hakkında adli para cezasına karar verilmesi karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanmayacağının gözetilmemesinde,

C-) Sanık hakkında kasten yaralama suçundan hüküm kurulurken temel cezanın 5237 sayılı Kanun'un 86/2. maddesi gereğince 120 gün karşılığı adli para cezası olarak belirlenmesini müteakip, aynı Kanun'un 86/3-e maddesi uyarınca 1/2 oranında artırım yapılarak hesaplanan 180 gün karşılığı adlî para cezası üzerinden, aynı Kanun'un 29/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca sırasıyla 1/4 ve 1/6 oranında indirim yapılırken hesap hatası yapılarak 112 gün karşılığı adlî para cezası yerine, 113 gün karşılığı adlî para cezasına karar verildiği ve sonuç olarak 112 gün karşılığı 2.240,00 Türk lirası adlî para cezası yerine, 2.260,00 Türk lirası adlî para cezasına hükmedilerek fazla ceza tayin edilmesinde,

İsabet görülmemiştir."

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

1. 5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma yoluna, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşen hüküm ve kararlar aleyhine gidilebilir.

2. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 30.11.2010 tarihli ve 2010/5-237 Esas, 2010/242 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere kesin nitelikteki cezaların yanında 5237 sayılı Kanun'un 58. maddesinin uygulanması durumunda hükmün kesin nitelikte bulunmadığı belirlenmekle inceleme konusu hükümlerde sanıklar hakkında 5237 sayılı Kanun'un 86/2, 86/3-e, 29, 62, 52/2. maddeleri gereğince 2.260,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmesinden sonra verilen cezaların mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği, hükümlerin katılan sanık ... müdafii tarafından istinaf edildiği, Mahkemece dosyanın istinaf mercine gönderilmesi gerektiği hâlde 17.10.2023 tarihli ek karar ile istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş ise de inceleme konusu hükümlerin usûlüne uygun şekilde kesinleşmediği anlaşılmıştır.

3. Henüz kesinleşmediği belirlenen inceleme konusu hükümlerin, 5271 sayılı Kanun’un 272 vd. maddeleri uyarınca istinaf yoluna tabi olduğu, olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma talebine konu edilemeyeceği belirlenmekle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

III. KARAR

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309. maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

14.04.2025 tarihinde karar verildi.