Logo

1. Ceza Dairesi2025/1185 E. 2025/1803 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Basit yargılama usulünde sanığa savunma için yapılan tebligatın, davada hasım sıfatı bulunan mağdur/müştekiye yapılmış olması nedeniyle sanığın savunma hakkının ihlal edilip edilmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi uyarınca, davada taraf olan kişilere sanık adına tebligat yapılamayacağı ve bu kurala aykırı olarak sanığın savunma hakkının kısıtlanması suretiyle hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının kanun yararına bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2023/981 E., 2024/39 K.

SUÇ : Kasten yaralama

KARAR : Mahkûmiyet

KANUN YARARINA BOZMA YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

Samsun 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.01.2024 tarihli ve 2023/981 Esas, 2024/39 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında basit yargılama usûlü uygulanması suretiyle kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86/2, 86/3-a, 62, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 251/3, 5237 sayılı Kanun'un 52/2. maddeleri gereğince 5.880,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün, itiraz edilmeksizin 15.02.2024 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği belirlenmiştir.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309/1. maddesi uyarınca, 10.02.2025 tarihli ve 2024/14102 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 26.02.2024 tarihli ve KYB-2025/24815 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 26.02.2024 tarihli ve KYB-2025/24815 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

"7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 'Tebellüğ edecek şahsın hasım olması' başlıklı 39. maddesindeki 'Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz.' şeklindeki,

5271 sayılı Kanun'un 251/2. maddesinde, 'Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği takdirde mahkemece iddianame; sanık, mağdur ve şikâyetçiye tebliğ edilerek, beyan ve savunmalarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmeleri istenir. Tebligatta duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususu da belirtilir. Ayrıca, toplanması gereken belgeler, ilgili kurum ve kuruluşlardan talep edilir' şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında, mahkemesince sanığın savunmasının tespiti için yapılan tebligatın müşteki olan eşi ...'a 28.12.2023 tarihinde tebliğ edildiği, bu haliyle yapılan tebliğin usulsüz olduğu, mahkemesince kovuşturma aşamasında usûlüne uygun şekilde savunması tespit edilmeyen sanık hakkında savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir."

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

5271 sayılı Kanun'un, Basit yargılama usûlü başlıklı 251. maddesinin inceleme konusu ile ilgili ikinci fıkrası; “Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği takdirde mahkemece iddianame; sanık, mağdur ve şikâyetçiye tebliğ edilerek, beyan ve savunmalarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmeleri istenir. Tebligatta duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususu da belirtilir. Ayrıca, toplanması gereken belgeler, ilgili kurum ve kuruluşlardan talep edilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyasının değerlendirilmesinde; hükümlü hakkında açılan davanın basit yargılama usulüne göre yürütülmesine karar verildiği belirlenmekle hükümlüye savunmasını bildirmesi için yapılan tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu (7201 sayılı Kanun) hükümlerine uygun olmadığı anlaşılmıştır.

Şöyle ki 7201 sayılı Kanun’un “Tebellüğ edecek şahsın hasım olması” başlıklı 39. maddesinde belirtilen; “Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz.” şeklindeki düzenlemeye aykırı olacak şekilde hükümlü adına tebliğe çıkarılan ihtarın incelenen dosyada şikâyetçi olması nedeniyle hasım olan şikâyetçiye tebliğ edildiği belirlenmiştir.

Hükümlüye çıkarılan tebligatın usûlüne uygun yapılmadığı dikkate alınmadan yargılamaya devam edilerek savunma hakkının kısıtlanması suretiyle mahkûmiyet kararı verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.

III. KARAR

1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

2. Samsun 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.01.2024 tarihli ve 2023/981 Esas, 2024/39 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309/3. maddesi gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

5271 sayılı Kanun’un 309/4. maddesi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

10.03.2025 tarihinde karar verildi.