"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2023/467 E., 2024/133 K.
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305. maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bozma üzerine verilen İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.11.2021 tarihli ve 2021/404 Esas, 2021/435 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 21.06.2023 tarihli ve 2023/963 Esas, 2023/4421 Karar sayılı ilâmı ile gerekçesiz hüküm kurulması ve mütalaanın usulüne uygun olmaması nedenleriyle bozulmasına,
2. İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.03.2024 tarihli ve 2023/467 Esas, 2024/133 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 81/1, 35/2, 29/1, 62/1, 53/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
Karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri; sanık hakkında meşru savunma hükümleri uygulanarak atılı suçtan beraatine karar verilmesi gerektiğine, suç vasfının kasten öldürmeye teşebbüs olarak belirlenmesinin hatalı olduğuna, vesaire ilişkindir.
III. GEREKÇE
1. Komşu olan sanık ile katılan arasında, olay günü sanığın, sokakta telefon ile yüksek sesle ve küfürlü şekilde konuşan katılanı uyarması üzerine tartışma yaşandığı, tartışma sırasında tarafların birbirlerine karşılıklı olarak küfrettikleri, tartışmanın kavgaya dönüştüğü ve kavga sırasında katılanın sanığı yumrukla vurmak suretiyle basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladığı, olay yeri yakınında bulunan kişilerin olaya müdahale ettikleri ve tarafları ayırdıkları, evlerine giden tarafların buradan tartışmaya devam ettikleri, bu esnada katılanın sataşma mahiyetindeki sözlerine sinirlenen sanığın evden aldığı bıçak ile aşağıya inip, katılanı sol kolunda iki adet, batında bir adet olmak üzere toplam üç bıçak darbesi ile yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olacak şekilde yaraladığı anlaşılmıştır.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, hükme esas alınan adli raporların yeterli olduğu ve sanık lehine meşru savunma koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından, hükümde bozma nedenleri dışında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
3. a. Sanık ile katılan arasında öldürmeyi gerektiren bir husumet bulunmaması, olayın aniden gelişmesi, katılanın sadece batına nafiz yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olması, sol koluna isabet eden yaralanmalarının basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olması ve sanığın eylemine kendi iradesiyle son vermiş olması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eylemi ile ortaya çıkan kastının yaralamaya yönelik olduğu ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan 5237 sayılı Kanun'un 86/1, 86/3-e, 87/1-d, 87/1-son maddeleri uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeksizin, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması,
b. Katılanın karşılıklı hakaret ve basit yaralamadan ibaret haksız tahrik oluşturan eylemlerinin niteliği ve ulaştığı boyut dikkate alındığında, 5237 sayılı Kanun'un 29. maddesi uyarınca asgari oranda indirim uygulanması gerekirken, 5237 sayılı Kanun'un 3. maddesinde belirtilen orantılılık ilkesine aykırı olacak şekilde (3/4) oranında indirim uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,
c. Kabul ve uygulamaya göre de; teşebbüs nedeniyle 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngören 5237 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile yapılan uygulama sırasında, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı birlikte gözetilerek makul bir ceza tayini yerine, yazılı şekilde hiç isabet olmaması durumunda uygulanan 9 yıl hapis cezasına hükmolunması suretiyle eksik ceza tayini,
Hukuka aykırı bulunmuştur.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde (3) numaralı paragrafın (a), (b) ve (c) bentlerinde açıklandığı üzere suç vasfında ve haksız tahrikin derecesinde yanılgıya düşülmesi, kabul ve uygulamaya göre de teşebbüsün derecesinde yanılgıya düşülmesi suretiyle eksik ceza tayini nedenleriyle İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.03.2024 tarihli ve 2023/467 Esas, 2024/133 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, 1412 sayılı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca sanığın ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının dikkate alınmasına,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
20.03.2025 tarihinde karar verildi.