"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı Bakanlık, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne tahsisli 2385 parselin ifrazı ile oluşan 325 adet taşınmazın Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından Mülga 1306 sayılı Kanun ile Değişik 2510 sayılı İskan Kanunu hükümlerine göre oluşturulan komisyon tarafından hazırlanıp Balıkesir Valiliği'nce 14/08/1990 ve 11/11/1993 tarihlerinde onaylanan temlik cetvellerine göre hak sahiplerine dağıtım işlemlerinin tamamlandığını ve 2510 sayılı Kanuna göre "10 yıl takyidatlıdır" şerhi ile hak sahipleri adına tescillerinin yapıldığını, taşınmazların İskan Kanunu amaçlarına uygun yapı yapılması şartı ile dağıtıldığını, 2385 nolu parselden ifraz edilen 150 ada 4 parsel sayılı taşınmazın bir kısım davalıların murisi ... adına tescil edildiğini, muris ile mirasçısı davalıların taşınmaza yapı yapmadıkları gibi diğer davalı ...’a sattıklarını, 2510 sayılı yasa gereğince 10 yıllık takyidat süresi sonunda üzerinde tasarruf yapılmayan ya da amaç dışı kullanılan taşınmazlar için geri alım hakkı doğduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline, olmadığı takdirde 1.000 TL taşınmaz değerinin ... mirasçıları olan davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., dava konusu taşınmazı iyiniyetle edindiğini ve taşınmaz üzerinde inşaat halinde olan yapı yapmaya başladığını, diğer davalılar, ekonomik sebeplerle taşınmaz üzerine yapı yapamadıklarını ve taşınmazı diğer davalıya sattıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, İskan Kanunu uyarınca takyidat süresi içerisinde amacına uygun bina yapılmaması nedeniyle Maliye Hazinesi'nin taşınmazı geri alım hakkının doğduğu gerekçesi ile davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, “...Dosya kapsamından davalıların murisi ...’e yapılan tahsis işleminin halen ayakta olduğu ve iptaline karar verilmediği anlaşılmaktadır. Öte yandan, davalı ...’in ediniminde kötü niyetli olduğu davacı tarafından kanıtlanmış değildir. Adı geçenin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK'nın) 1023. maddesinin koruyuculuğu altında olduğu kuşkusuzdur. Hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
- KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 01.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.