"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan annesi ...'a ait 1011 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydında malik isminin “ ... kızı ...” olarak yazıldığını ileri sürerek, anılan kaydın nüfus kayıtlarına uygun şekilde “Hüseyin kızı ... ” olarak düzeltilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece “...Hâl böyle olunca, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, tapulama tutanağında belirtilen 784 tahrir sıra nolu vergi kaydının ilgili merciinden istenmesi, yörede “... kızı ... “ adında kişiler bulunup bulunmadığının zabıtaca, ayrıca kayıt maliki gözüken “ ... kızı ...” adında kayıtlı kişilerin olup olmadığının nüfus müdürlüğünden de araştırılması, gerektiğinde yerinde keşif yapılarak çekişmeli taşınmazın kim ya da kimler tarafından kullanıldığının saptanması, mahalli bilirkişiler belirlenerek keşif yerinde dinlenilmesi, böylelikle taşınmazın maliki ile davacının mirasbırakanının aynı kişi olup olmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, bu tür işlerde HMK'nin 382. maddesinin çekişmesiz yargı işlerini sıraladığı 2. fıkrasının eşya hukukundaki çekişmesiz yargı işlerini gösterdiği (ç) bendinin birinci alt bendinde açıkça “taşınmaz üzerinde taraf oluşturulmasına ve hak ihlaline sebebiyet vermeyecek düzeltmelerin yapılmasında” çekişmesiz yargı usulünün uygulanacağı ifade edilmiştir. Aynı Kanunun 385/1. maddesinin birinci fıkrasına göre, çekişmesiz yargı işlerinde, niteliğine uygun düştüğü ölçüde, basit yargılama usulü uygulanacağı ve 385/2. maddesinde ise çekişmesiz yargı işlerinde aksine hüküm bulunmadıkça resen araştırma ilkesinin geçerli olduğu hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, dava konusu 209 ada 61 parsel sayılı 4.747,82m2 miktarlı tarla nitelikli taşınmazın 08.11.2013 tarihli 3402 sayılı yasa 2/A yenileme işlemi ile ... kızı ... adına kayıtlı olduğu, geldisi 1011 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağında senetsizden Süleyman kızı...’nın satın almak suretiyle tahminen 50 seneyi mütecaviz bir zamandan beri nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla zilyedinde iken 1945 yılında kızı ...’a kayıtsız ve şartsız bağışladığı ve vergi kaydında bu yere ait olduğu ve ...’un da halen nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla zilyedinde ve tasarrufunda olduğu belirtilmekle 19.06.1964 tarihli tespitte ... kızı 1323 doğumlu ... adına tescil edildiği malik bilgilerinde Köy Nüfus ne/ H. 185 ikametgah Pirlibey olduğu, itiraz edilmeksizin 15.12.1965 kesinleşti, davacının annesi ...’un nüfus kayıtlarına göre Hüseyin ve...’dan olma 01.07.1914 doğumlu Nazilli/Pirlibey nüfusuna kayıtlı olup 17.12.1991 tarihinde öldüğü, mirasbırakanın annesi...’nın baba adının Hüseyin ... olduğu, 15.04.1938 tarihinde öldüğü, dinlenen tanıkların davacının annesinin adının... olduğunu ve köyde ... adında kimsenin olmadığını beyan ettikleri, bu durumda nüfus kayıtları ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu açıktır.
Hal böyle olunca, mahalinde yeniden keşif yapılmak suretiyle yöreyi bilen, yaşı uygun ve resen belirlenecek üç tanık ile ihtiyar heyetinden muhtar veya azalardan dinlenilmek suretiyle taşınmazın evveliyatından beri kim tarafından kullanıldığının tereddüte yer vermeyecek şekilde tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 24/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.