Logo

1. Hukuk Dairesi2020/2422 E. 2021/1664 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, iradesinin fesada uğratılması suretiyle taşınmazının elinden çıkarıldığı iddiasıyla tapu iptal ve tescil davası açılması.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının iradesinin fesada uğratıldığına dair iddiasını ispatlayamaması ve tapu kaydının iptali için öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, mahkemenin davayı reddeden kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTAL VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, 1944 doğumlu olup 1965 yılından beri ...’da yaşadığını, 2004 yılından itibaren de belirli zamanlarda Türkiye’de kaldığını, bürokratik süreci bilmediğini, dava dışı ... ... ile evlendirme programında tanışmaları üzerine aralarında duygusal bir ilişki başladığını, ...’ın tüm borçlarına kefil olduğunu, borçları ödeyemez bir duruma geldiğinde ise dava dışı ...’ın “ ipotek karşılığında kredi çekelim borçları ödeyelim” teklifinde bulunduğunu, ...’ın kendisini tapuya götürüp hazırlatılan işlemleri imzalattırdığını, ipotek karşılığı kredi çekileceğini zannettiğini, yine ...’ın tapuya gitmeden önce antideprasan ilaçlar içirip iradesini bu şekilde fesada uğrattığını, daha sonra davalı ... ve bir kişi ile bankada buluştuklarını, dava dışı ... ile davalının bankadan birlikte para çekip kendisine imza attırdıklarını, ...’ın 10.000-TL’yi alıp 5.000-TL’yi kendisine verdiğini, 2013 yılı Ağustos ayında davalının, evi satın aldığından bahisle evden çıkmasını istemesi üzerine yaptığı araştırma ile davalı ve dava dışı ...’ın taşınmazı satış gösterip bankadan kredi çektiklerini öğrendiğini, davalının, kira alacağı ve tahliye istemli icra takibi başlattığını, davalının dava dışı ... ile işbirliği içinde olduğunu, bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ancak kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini ileri sürerek dava konusu 1036 ada 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan 26 no’lu bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.

Davalı, hak düşürücü süre itirazında bulunmuş, dava konusu taşınmazı 30/07/2012 tarihinde 80.000-TL bedelle kredi kullanmak suretiyle satın aldığını ve aynı gün bedelin davacıya ödendiğini, taşınmazın vergi, sigorta ve kredi borcunu kendisinin ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur

Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; “...davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı irdelenmediği gibi hükme yeterli bir araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı da yoktur. Hal böyle olunca, bildirilen delillerin eksiksiz toplanılması ve tanıkların dinlenilmesi suretiyle toplanan ve toplanacak delillere göre, öncelikle davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığının tespiti, hak düşürücü süre içerisinde açıldığının tespiti halinde işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacının iradesinin fesada uğratıldığı ya da hile yoluyla taşınmazın devredildiğine dair kanaat oluşmadığı, bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu,düşüncesi alındı.Dosya incelendi,gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4.90.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 22.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.