Logo

1. Hukuk Dairesi2020/2440 E. 2022/1315 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında çocuklarına yaptığı temliklerdeki muvazaa iddiası nedeniyle tapu iptali ve tescil istemli davada, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Birleştirilen davalarda, Bölge Adliye Mahkemesi kararında 166 ada 29 parseldeki taşınmaz hakkında hüküm kurulmaması, karar ve ilam harcının eksik hesaplanması ve hükmün sonuç kısmında gerekçeye ilişkin ifadelere yer verilmesi doğru olmadığından karar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. ve 371. maddeleri uyarınca bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS-ECRİMİSİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili, olmazsa tenkis ve ecrimisil istemli dava sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 23/01/2020 tarihli, 2019/993 Esas ve 2020/96 Karar sayılı ilam yasal süre içerisinde asıl ve birleştirilen davalarda davalı ... vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 17.02.2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... ..., davacılar ... ve v.d. vekili Avukat ..., davalı ... ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalı ... vekili Avukat ... gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Asıl davada davacılar, mirasbırakan annelerinin kök mirasbırakan anneannelerinden önce öldüğünü, kök mirasbırakanın 10 parsel sayılı taşınmazdaki 1 numaralı bağımsız bölümünü davalı kızı ...’ye, aynı yerdeki 3 numaralı bağımsız bölümünü davalı kızı ...’a, 29 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümünü davalı oğlu ...’a, 114 parsel sayılı taşınmazdaki yazlığını davalı kızı ...’e, 19 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümdeki çıplak mülkiyetini de devir tarihinde reşit olmayan davalı oğlu ...’a, ...’ın da taşınmazı davalı ...’a temlik ettiğini, devirlerin kendilerinden mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile tüm takyidatlardan ari olarak payları oranında adlarına tesciline, mümkün olmazsa tenkisine, her bir taşınmaz için de mirasbırakanın ölüm tarihinden dava tarihine kadar faizi ile birlikte ecrimisilin payları oranında tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

Birleştirilen davada davacı ..., mirasbırakan annesinin 10 parsel sayılı taşınmazdaki 3, 29 parsel sayılı taşınmazdaki 3, 19 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümlerini ve 114 parsel sayılı taşınmazını davalılara muvazaalı olarak temlik ettiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali miras payı oranında adına tesciline, her bir taşınmaz için de mirasbırakanın ölüm tarihinden dava tarihine kadar faizi ile birlikte ecrimisilin payı oranında tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Birleştirilen davada davacı ..., mirasbırakan annesinin 10 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 3, 29 parsel sayılı taşınmazdaki 3, 19 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümlerini davalılara muvazaalı olarak temlik ettiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar cevap dilekçelerinde, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, asıl davanın kabulüne, birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davalı ..., asıl davada davalı/birleştirilen davada davacı ..., asıl davada davalı/birleştirilen davada davacı ... istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Asıl davada davalı/birleştirilen 2017/84 Esas sayılı davada davacı ... istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin esas dava yönünden mirasçılar arasındaki paylaşımının muvazaalı olduğu kanaati ile davanın kabulüne karar verirken birleştirilen davalarda aynı işlemi muvazaalı kabul etmeyip reddederek kendi içinde çelişki yarattığını, 2007 yılında emekli ikramiyesi ile annesinin kullanmadığı Şile'de bulunan 91 ada 114 parselde kayıtlı taşınmazı satın aldığını ve taşınmaza masraf yaptığını, asıl dava ile diğer daha değerli taşınmazların verildiğini öğrendiğini, keşif ve bilirkişi raporlarına yapılan itirazlarının dikkate alınmadığını, ecrimisil talebinin kabul edildiğini ancak intifadan men koşulunun sağlanmadığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak esas davanın reddine, birleştirilen 26. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın kabulüne diğer birleştirilen davanın reddine ilişkin kararın onanmasına karar verilmesini istemiştir.

Tüm davalarda davalı ... istinaf dilekçesinde özetle; savunmalarını tekrar etmiş, murisin sağlığında makul oranda mirasçıları arasında paylaştırmalarda bulunduğunu, Mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini, murisin davacıların murisine de kazandırmalarda bulunduğunu, 1266 ada 19 parseldeki 3 numaralı taşınmazın mirasbırakandan değil ...'den alındığını ve iyiniyetli olduğunu ileri sürerek, davaların reddine karar verilmesini istemiştir.

Asıl davada davalı/birleştirilen 2017/178 Esas sayılı davada davacı ... istinaf dilekçesinde özetle; murisin tüm mirasçıları kapsar biçimde hak dengesini gözetir bir şekilde paylaştırma yapmadığını, Mahkemenin hatalı ve varsayıma dayalı karar verdiğini, murisin davacıların murisine ve dava dışı ... ...'a hiçbir taşınmaz devri yapmadığını, mahkemenin birleştirilen davaların davacıları ile davalılarının taşınmaz devirlerini bilebilecek durumda oldukları sonucuna vardığını ancak gerekçelendirmediğini, bilirkişi raporu incelendiğinde kazandırmaların hakkaniyetli olmadığının anlaşılacağını, kendisine ait olan taşınmazın muris tarafından intifa hakkı üzerinde kalması kaydıyla devredildiğini sağlar arası işlemin murisin gerçek iradesine uygun bir satış işlemi olduğunu ve muvazaanın olmadığını ileri sürerek esas davanın reddine, birleştirilen davasının kabulüne karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 23/01/2020 tarihli, 2019/993 Esas ve 2020/96 Karar sayılı ilamı ile; asıl dava yönünden; davalıların paylaşım iddialarının ispatlanamadığı, soyut tanık beyanlarına itibar edilebilecek olsa dahi muris ...'in değil davalıların ve davacılar murisi babalarının ...'e para verdiği, hatta tanık ... ...'nun beyanına göre o dönemde sadece davacıların anneleri ...'e değil tüm çocuklara para verdiği bu nedenle davacıların anneleri ...’e paylaştırma yapıldığından bahsedilemeyeceği, dava konusu taşınmazlardan Kadıköy ilçesindeki 3 numaralı bağımsız bölümün muris ... tarafından oğlu ...'a ondan da ...'a devredildiği için ...’ın TMK’nin 1023 üncü maddesi kapsamında iyiniyetli olmadığı; birleştirilen davalardaki muvazaa iddiası yönünden; İlk Derece Mahkemesince davalılar arasında paylaştırma iradesi bulunduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de asıl davada murisin muvazaalı olarak işlem yaptığının ispatlandığı, ecrimisil yönünden; her bir davalı için talebin kabul edilen kısımlarının kesin olduğu gerekçeleriyle asıl ve birleştirilen davalarda davalı ...’ın istinaf başvurusunun esastan reddine, birleştirilen davalarda davacılar ... ve ...’nin ecrimisil talepleri yönünden değer yönünden reddine, tapu iptali ve tescil talepleri yönünden istinaf başvurularının kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve tapu iptali ve tescil taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Asıl ve birleştirilen davalarda davalı ... temyiz dilekçesinde özetle, murisin sağlığında mal varlığını çocuklarına paylaştırdığını, 324 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki 1 numaralı bağımsız bölümü ...’ye, 3 numaralı bağımsız bölümü kendisine, 166 ada 29 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümü ...’a, 91 ada 114 parsel sayılı taşınmazdaki yazlık bahçeli evi ...’e, 1266 ada 19 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümün intifa hakkını üzerinde tutarak çıplak mülkiyetini ...’a temlik ettiği, davalıların murisine de 1980 yılında Şanlıurfa'daki 27 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki 23 numaralı bağımsız bölümün bedelini ödeyerek satın aldığı, ayrıca kızının eşine de diş muayenehanesinin açılması için gerekli olan paranın tamamını ödediğinin dosya kapsamında sabit olduğunu, tanıklarının da savunmalarını desteklediğini, ev hanımı ...'in bahsedilen taşınmazları kendisinin almasının mümkün olmadığını, muvazaanın ispat edilmediğini, tüm mirasçılara paylaştırma yapıldığı için gerekçede belirtilen yakındaki mirasçıların tercih edilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, paylaştırma nedeniyle 1974 tarihli İBK'nin uygulanmasının mümkün olmadığını, taşınmazı muristen değil ...'dan satın aldığını, kendisinin iyi niyetli olduğunu aleyhine açılan ecrimisil davalarının reddine karar verilmesi gerektiğini, usul ve yasaya açıkça aykırı verilen kararla aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin hükmün kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davada; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis ve ecrimisil; birleştirilen 2017/84 Esas sayılı davada muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, birleştirilen 2017/178 Esas sayılı davada muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil ve ecrimisil istemlerine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Muris muvazaasında 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3.2.2. Türk Medeni Kanunu'nun 1023 üncü maddesinde; "Tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur." hükmü düzenlenmiştir.

3.2.3. Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 297/2. maddesinde, “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince de hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Asıl dava yönünden temyiz eden davalı ... adına kayıtlı iki adet bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ve tesciline karar verildiği, anılan bağımsız bölümlerin keşfen saptanan dava tarihi itibariyle toplam 770.000,00 TL değeri üzerinden her bir davacının 1/18 miras payına karşılık gelen 42.777,78′er TL′nin, 6100 sayılı HMK'nin 362/1-a bendine göre 2020 yılı için belirlenen 72.070,00 TL′lik temyiz kesinlik sınırının altında kaldığı ve bu konuda 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği anlaşılmaktadır.

3.3.2. Birleştirilen davalarda ise toplanan delillere, (IV/3) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesine göre kural olarak davaların kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, birleştirilen 2017/84 Esas sayılı davada hüküm kurulurken 166 ada (yeni 15340 ada) 29 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölüm yönünden olumlu olumsuz bir hüküm kurulmaması, birleştirilen 2017/178 Esas sayılı davada dava konusu bağımsız bölümlerin toplam değerinin 1.560.000,00 TL, davacının payına isabet eden ve kabulüne karar verilen kısmın değerinin ise 260.000,00 TL olduğu gözetilerek karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken daha az harca hükmedilmesi ve kararın “F” kısmında HMK’nin 297 inci maddesi uyarınca hükümde yer almaması gereken ifadelerin bulunması doğru değildir.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

VI.1. Asıl davada davalı ...’ın temyiz dilekçesinin davacılardan her birinin miras payı karşılığı hükmedilen değerin temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşıldığından değerden REDDİNE,

VI.2. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ...’ın birleştirilen davalardaki değinilen yöne ilişkin temyiz itirazının kabulü ile HMK 371 inci maddesi gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK'nin 373/2 nci maddesi gereğince dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı ... vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen birleştirilen davada davacılardan alınmasına, gelen temyiz edilen asıl davada davacılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalı ...’dan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.