Logo

1. Hukuk Dairesi2020/2734 E. 2021/1729 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı taşınmaz satışının muvazaalı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların muvazaa iddiasını ispatlayamamaları ve davalının taşınmazı bedelli olarak iktisap ettiğine dair savunmasının tanık beyanı ile desteklenmesi gözetilerek, yerel mahkemenin davacıların tapu iptali ve tescil taleplerinin reddine ilişkin kararının, harç iadeleri yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;

Davacılar, mirasbırakanları ...'ın 29 parsel sayılı taşınmazdaki payının tamamını 27.03.2015 tarihinde satış suretiyle kızı olan davalı ...'ya devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, murisin mal satmaya ihtiyacı olmadığı gibi davalının da alım gücünün bulunmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

Davalı, taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, annesinin borcuna karşılık dava konusu taşınmazını verdiğini, annesine baktığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin karar Dairece; "...Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde düzenlendiği üzere "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." Yine 6100 sayılı HMK'nun 190/1. maddesi gereğince ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.Somut olaya gelince; dinlenen davacı tanıkları temlikin muvazaalı olduğu yönünde beyanda bulunmamışlardır. Davalı tanığı ise, mirasbırakanın davalıya taşınmazını bakım karşılığı verdiğini bildirmiştir. Bu durumda muvazaa iddiasının davacı tarafça usulüne uygun biçimde kanıtlanabildiğini söyleyebilme imkanı yoktur.Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. ’’ gerekçesi ile bozulmuş,bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacılar Vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

-KARAR-

Dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak davanın reddine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazlarının reddine.

Ancak, davacı başta 20.000,00 TL üzerinden 341,55 TL nispi peşin harç, yargılama sırasında ise taşınmazın keşfen saptanan değeri olan 80.654,71 TL üzerinden 1.036,00 TL tamamlama harcı yatırmış olmasına rağmen hükümde, tamamlama harcı dikkate alınmaksızın harcın eksik iadesine karar verilmesi hatalıdır.

Ne var ki, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün 3. fıkrasında yer alan “Başlangıçta peşin alınan 341,55 TL harçtan karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,” cümlesinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine 3. fıkra olarak “Harçlar Kanunu gereğince yatırılan 341,55 TL peşin ve tamamlama suretiyle yatırılan 1.036,00 TL olmak üzere toplam 1.377,55 TL harçtan alınması gerekli 54,40 TL red harcının mahsubu ile artan 1.323,15 TL harcın davacı tarafa iadesine,” cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekli ile 6100 sayılı HMK'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.