"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TENKİS
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemli dava sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 06/03/2020 tarihli, 2019/488 Esas ve 2020/349 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacı tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla duruşma günü olarak saptanan 13/01/2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ...... geldi. Davetiye tebliğine rağmen davalı vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan annesi ...'un 121 parsel sayılı taşınmazını bağış amacıyla davalı oğluna temlik ettiğini, ancak tapuda işlemin satış olarak gösterildiğini, davalının orta düzey maaşlı bir çalışan olarak sahip olduğu mal varlığını elde etmesinin imkanı olmadığını, devrin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile terekeye iadesine, mümkün olmazsa tenkisine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, ekonomik durumunun iyi olduğunu, dava konusu taşınmazın satın alındığı tarihte değerli bir taşınmaz olmadığını, mirasbırakanın taşınmazı hem ileride ihtiyaçlarında kullanmak hem de hayır işleri yapmak için temlik ettiğini, annesi tarafından davacının eğitimi ve yıllarca yurtdışında kalması için ciddi bir harcama yapıldığını, dava konusu devrin ise muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Beykoz 2. Asliye Mahkemesinin 04/12/2018 tarihli ve 2017/204 E., 2018/419 K. sayılı ilamı ile temlikin muvazaalı olduğunun ispatlanamadığı, salt bedeller arasındaki farkın muvazaanın kanıtı olamayacağı, ispat yükü kendisinde olmayan davalının taşınmazı alacak ekonomik ve sosyal gücü olduğu yönünde deliller sunduğu, satışın gerçek olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı, taşınmazın değeri ile temlik bedeli arasında fahiş fark bulunduğunu, mirasbırakanın taşınmazı satmaya ihtiyacı olmadığı gibi temlik bedelinin de terekeden çıkmadığını, davalının taşınmazı satın alacak ekonomik gücü olmadığını, devrin mal kaçırma amacıyla yapıldığını, davalının ve eşinin aldığı maaşlar için SGK'ya müzekkere yazılmadığını, firmaların gönderdiği bilgilerle yetinildiğini, o bilgilerin de net olmadığını, muris muvazaası kamu yararını zedelediği için mahkemece davacının iddiaları ile bağlı kalınmadan araştırma yapılması gerektiğini, taşınmazın tamamının değeri üzerinden harcı tamamlamış olsa bile muris muvazaasından kaynaklı davada talebinin 1/2 olan miras payı olduğunu, bu nedenle taşınmazın tamamı üzerinden değil, miras payına tekabül eden değer üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, taşınmazın tamamının değeri nazara alınsa dahi hesaplanan yargılama giderinin çok fazla olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 06/03/2020 tarih 2019/488 E., 2020/349 K. sayılı kararıyla; davacının tanık deliline dayanmadığı, bedeller arasındaki farkın tek başına muvazaanın kanıtı olamayacağı, ...nın 190. ve TMK.nın 6. maddeleri gereğince davacı tarafça muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı, verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı, ancak dava değerinin 446.891,00 TL olduğu gözetilerek, vekalet ücreti hesaplanması ve bu miktardan davacının sorumluluğuna hükmetmek gerekirken taşınmazın tüm değeri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hükmün kaldırılmasına, dava değerinin davacının miras payı olarak dikkate alınarak vekalet ücretine hükmedilmek suretiyle yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı, temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın değeri ile temlik bedeli arasında fahiş fark bulunduğunu, mirasbırakanın taşınmazı satmaya ihtiyacı olmadığı gibi temlik bedelinin de terekeden çıkmadığını, davalının taşınmazı satın alacak ekonomik gücü olmadığını, devrin mal kaçırma amacıyla yapıldığını, davalının ve eşinin aldığı maaşlar için SGK'ya müzekkere yazılmadığını, firmaların gönderdiği bilgilerle yetinildiğini, o bilgilerin de net olmadığını, 22 yıl öncesine ilişkin tanık bulmalarının mümkün olmadığını, muris muvazaası kamu yararının zedelediği için mahkemenin kendisinin araştırma yapması ve sonuca ulaşması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili, olmazsa tenkis isteminden kaynaklanmaktadır.
3.2. İlgili Hukuk
Muris muvazaasında 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706. Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
TMK'nın 6. maddesinde; " Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
HMK'nın 190/1. maddesinde; " İspat yükü, kanunda özel düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." düzenlemeleri yer almaktadır.
3.3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının gerekçesine göre ve özellikle terekeye iade istemli davalarda dava konusu taşınmazın tamamı olup vekalet ücretinin de buna göre taşınmazın tamamı üzerinden takdir edilmesi gerekir ise de bu husus temyiz nedeni yapılmadığından yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.