"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : VASİYETNAMENİN İPTALİ-TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS
- KARAR -
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali ile tapu iptal ve tescil, olmazsa tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen asıl ve birleştirilen davaların reddine ilişkin kararın, asıl davada davacılar-birleştirilen davada davalılar vekili ile birleştirilen davada davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; asıl ve birleştirilen davaların reddine, vekalet ücreti yönünden hükmün düzeltilmesine ilişkin verilen karar, süresi içinde asıl davada davacılar-birleştirilen davada davalılar vekili ile birleştirilen davada davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 11.01.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar ... ... v.d. vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davacılar ... v.d. vekili ile davalı vekili gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacı ... ..., mirasbırakan babası ...’ın mirasçılardan davalı ... lehine yaptığı 29/07/1976 tarihli el yazılı vasiyetnamenin iptalinin gerektiğini, vasiyetnamenin kanuna ve ahlaka aykırı tanzim edildiğini, mirasbırakanın vasiyetname tanzim tarihinde henüz kooperatif adına kayıtlı olan taşınmazı vasiyete konu ettiğini, ilgili taşınmazın ½ payının 1983 yılında mirasbırakan adına tescil edildiğini, kaldı ki kooperatife tüm ödemeleri kendisinin yaptığını, ayrıca vasiyetnamenin irade fesadı altında yapıldığını ileri sürerek, vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları tarafından dava takip edilmiş, birleştirilen davaya yönelik; iptal-tescil isteminin reddini savunmuşlardır.
2. Birleştirilen davada davacılar ... ve arkadaşları, mirasbırakan babaları ...’ın 29/07/1976 tarihli vasiyetnameden sonra vasiyetnameye aykırı işlemler yaparak vasiyetnameden dönme iradesini ortaya koyduğunu, vasiyetnamenin bu nedenle iptalinin gerektiğini, öte yandan mirasbırakanın vasiyetnamede geçen dava konusu 7982 ada 14 sayılı parseldeki ½ payını Samsun 1. Noterliğinin 30/07/1976 tarihli ve 15339 yevmiye no’lu devir senedi ile davalı oğlu ... ...’a satış göstererek devrettiğini, ½ payın anılan davalı adına tescil edildiğini, ancak işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, 7982 ada 14 sayılı parselde davalı ... ... adına kayıtlı ½ payın muris muvazaası nedeniyle iptalini ve miras payları oranında adlarına tescilini, vasiyetnamenin iptalini, mümkün olmazsa tenkisini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı ..., asıl ve birleştirilen davalara yönelik; mirasbırakan babasının vasiyetname ile dava konusu taşınmazın ½ payını sağlığında davacıya verdiğini, kalan ½ payını kendisine vasiyet ettiğini, farklı bir taşınmazını da dört kızına bıraktığı gibi kamulaştırılan bir taşınmazının bedelini de paylaştırdığını, başka malvarlığının da bulunduğunu, vasiyetnamenin geçerli olduğunu bildirip, davaların reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 07.11.2019 tarihli ve 2014/203 E., 2019/384 K. sayılı kararıyla; vasiyetnamenin iptali koşullarının oluşmadığı, mirasbırakanın dava konusu taşınmazda yaptığı işlemlerde mal kaçırma amacıyla hareket ettiğinin kanıtlanamadığı, kaldı ki alınan rapor ile birleştirilen davacıların saklı paylarının ihlal edilmediğinin de ortaya çıktığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacılar-birleştirilen davada davalılar vekili ile birleştirilen davada davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
2.1. Asıl davada davacılar-birleştirilen davada davalılar vekili, birleştirilen davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğunu, ne var ki asıl davanın reddedilmesinin hatalı olduğunu, mirasbırakanın kendisine ait olmayan bir taşınmazı vasiyetnameye konu ettiğini, vasiyetnamenin bu nedenle geçersiz olduğunu, hukuka ve ahlaka aykırılık teşkil ettiğini, yaşanılan süreç değerlendirildiğinde mirasbırakanın vasiyetnameden dönme iradesinin bulunduğunu ileri sürerek, asıl davadaki hükmün bozulmasını istemiştir.
2.2. Birleştirilen davada davacılar vekili, muris muvazaası iddiasının dosya kapsamındaki deliller ile kanıtlandığı gözetilmeden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, mirasbırakanın vasiyetnameyi tanzim ettikten sonra vasiyete konu ettiği malvarlığı değerleri üzerinden içeriğe aykırı işlemler yapmasının vasiyetnameden dönüldüğünü gösterdiğini, vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, harç ve vekalet ücretinin hesaplanmasında devre konu ½ payın tamamının değerinin dikkate alınmasının da doğru olmadığını ileri sürerek, birleştirilen davadaki hükmün bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 01.10.2020 tarihli ve 2020/726 E., 2020/1342 K. sayılı kararıyla; asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmesi doğru olduğundan istinafa gelenlerin esasa yönelik başvurularının reddine, ancak birleştirilen davada davacıların çekişmeli taşınmazın ½ payı üzerinden miras paylarına isabet eden kısmı dava ettikleri gözetilmeden ½ payın tamamının değeri üzerinden davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmesinin hatalı olduğu, bu yönden birleştirilen davada davacılar vekilinin istinaf başvurunun kısmen kabulüne, hükmün ortadan kaldırılmasına, asıl ve birleştirilen davaların reddi ile anılan yönden vekalet ücretine ilişkin kısmın düzeltilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacılar-birleştirilen davada davalılar vekili ile birleştirilen davada davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz nedenleri
2.1. Asıl davada davacılar-birleştirilen davada davalılar vekili, birleştirilen davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğunu, ne var ki asıl davanın reddedilmesinin hatalı olduğunu, vekalet ücretinin ilk derece mahkemesi kararında olduğu gibi tam hesaplanması gerektiğini, bölge adliye mahkemesinin vekalet ücretine ilişkin düzeltme kararının doğru olmadığını, mirasbırakanın kendisine ait olmayan bir taşınmazı vasiyetnameye konu ettiğini, vasiyetnamenin bu nedenle geçersiz olduğunu, hukuka ve ahlaka aykırılık teşkil ettiğini, yaşanılan süreç değerlendirildiğinde mirasbırakanın vasiyetnameden dönme iradesinin bulunduğunu ileri sürerek, asıl davadaki hükmün bozulmasını istemiştir.
2.2. Birleştirilen davada davacılar vekili, muris muvazaası iddiasının dosya kapsamındaki deliller ile kanıtlandığı gözetilmeden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, mirasbırakanın vasiyetnameyi tanzim ettikten sonra vasiyete konu ettiği malvarlığı değerleri üzerinden içeriğe aykırı işlemler yapmasının vasiyetnameden dönüldüğünü gösterdiğini, vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, birleştirilen davadaki hükmün bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl davadaki uyuşmazlık, kanuna ve ahlaka aykırılık ile irade fesadı nedenlerine dayalı vasiyetnamenin iptali; birleştirilen davadaki uyuşmazlık, mirasbırakanın vasiyetnameden dönme iradesinin bulunması nedeniyle vasiyetnamenin iptali ile muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis istemlerine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medenin Kanunu’nun 544/2. fıkrasında; ‘’ Belirli mal bırakma vasiyeti de, vasiyetnamede aksi belirtilmedikçe, mirasbırakanın sonradan o mal üzerinde bu vasiyetle bağdaşmayan başka bir tasarrufta bulunmasıyla ortadan kalkar. ‘’ ; ‘’ 557. maddesinde; ‘’ Aşağıdaki sebeplerle ölüme bağlı bir tasarrufun iptali için dava açılabilir: 1. Tasarruf mirasbırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa, 2. Tasarruf yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa, 3. Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlâka aykırı ise, 4. Tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa. ‘’,
3.2.2. Bilindiği üzere; 6100 Sayılı HMK’nin 362.maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırk bin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2020 yılı itibarıyla HMK’nin 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 72.070,00 TL olarak uygulanmaya başlamıştır. Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp, ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin miras payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Asıl ve birleştirilen davalardaki vasiyetnamenin iptali istemleri yönünden; dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, ( 3.2.1 ) paragrafında belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca vasiyetnamenin iptali şartları oluşmadığı, ayrıca vasiyetnamenin ifasının mümkün olmaması bir iptal sebebi olmayıp vasiyetnamenin yerine getirilmesine yönelik açılacak olan davada değerlendirilebileceği gözetilerek, vasiyetnamenin iptali isteminin reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
3.3.2. Birleştirilen davadaki iptal ve tescil istemine gelince; mirasbırakan ...’in ölümü ile geriye mirasçı olarak 1/6 miras paylı asıl ve birleştirilen davaların taraflarını bıraktığı, birleştirilen davada iptal-tescil istemine konu 7982 ada 14 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ... ... adına kayıtlı ½ payın dava tarihi itibarıyla keşfen saptanan 173.126,40 TL değeri üzerinden birleştirilen davada her bir davacının 1/6 miras payına isabet eden değerin 28.854,40 TL olduğu, anılan değerin de 2020 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 72.070,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Birleştirilen davada davacılar vekilinin muris muvazaası nedenine dayalı iptal ve tescil istemine ilişkin temyiz dilekçesinin değerden reddine, asıl ve birleştirilen davalarda vasiyetnamenin iptali istemi yönünden, asıl davada davacılar-birleştirilen davada davalılar vekili ile birleştirilen davada davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, haklılık ve temyiz duruşmasına katılma hususu gözetildiğinde duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda yazılı 26,30’ar TL bakiye onama harcının temyiz edenler asıl davada davacılar-birleştirilen davada davalılar ile birleştirilen davada davacılardan ayrı ayrı alınmasına, 11/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.