"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Asıl ve birleştirilen davada davacı, mirasbırakan annesi ... ...’ün maliki olduğu dava konusu 2544 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 1 no’lu bağımsız bölümü damadı olan asıl davada davalı ...’e; 9 no’lu bağımsız bölümü ise birleştirilen davada davalı kızı ...’e mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak satış yoluyla temlik ettiğini; davalıların da anılan taşınmazları dava dışı 3. kişilere sattıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla mahrum kaldığı miras payına karşılık gelen bedelin taşınmazın dava tarihindeki değerine göre faiziyle birlikte davalılardan tahsilini istemiş; davacı vekili 16/10/2019 tarihli duruşmada; asıl ve birleştirilen davayı fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 10.000’er TL üzerinden açtığını, her iki davada da dava değerini artırmayacağını beyan etmiştir.
Asıl ve birleştirilen davada davalılar; mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla değil, paylaştırma iradesiyle hareket ettiğini, dava konusu 2544 ada 5 parsel sayılı taşınmazda dört adet dairenin mirasbırakana ait iken, bu dairelerden birer tane çocuklarına verdiğini, davacı ...’nin payına düşen dava konusu 1 no’lu bağımsız bölümün ise ...’nin borçları nedeniyle asıl davada davalı ...’a satıldığını ve davacı ...’nin borçlarının ödendiğini, mirasbırakanın üzerinde bıraktığı bir daireyi ise bilahare satarak parasını çocuklarına pay ettiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanın mal kaçırma iradesiyle değil, paylaştırma iradesiyle hareket ettiği, bu nedenle dava konusu 9 no’lu bağımsız bölümü davalı kızı ...’e verdiği, davacı ...’nin payına düşen dava konusu 1 no’lu bağımsız bölümün ise ...’nin borçları nedeniyle davalı ...’a satıldığı, davacı tarafça iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine dair verilen kararın asıl ve birleştirilen davada davacı tarafından istinafı üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, asıl ve birleştirilen davada davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tazminat isteğine ilişkin olup; İlk Derece Mahkemesince, asıl ve birleştirilen davanın reddine dair verilen kararın asıl ve birleştirilen davada davacı tarafından istinafı üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, asıl ve birleştirilen davada davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere; 6100 Sayılı HMK’nin 362.maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırk bin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2020 yılı itibarıyla HMK’nin 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00-TL’lik kesinlik sınırı 72.070,00-TL olarak uygulanmaya başlamıştır.
Öte yandan, HMK’nin 362/2. maddesine göre, alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda temyiz kesinlik sınırının alacağın tamamına göre belirleneceğinde kuşku yoktur.
Hemen belirtilmelidir ki; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile tazminat davalarında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı olduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.
Somut olayda; asıl davaya konu 1 no’lu bağımsız bölümün dava tarihi itibarıyla keşfen saptanan değeri olan 207.806,72 TL’den davacının 1/3 miras payına isabet eden 69.268,90 TL’nin, 2020 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 72.070,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır.
Yukarıda açıklanan nedenden ötürü, temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan asıl dava yönünden davacının temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE.
Davacının birleştirilen davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Birleştirilen davada dava konusu 9 no’lu bağımsız bölümün, dava tarihi itibarıyla keşfen saptanan değeri olan 250.000,00 TL’den, davacının 1/3 miras payına isabet eden 83.333,33 TL’nin 2020 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 72.070,00 TL’nin üzerinde kaldığı anlaşılmakla, davacının birleştirilen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenebileceği açıktır.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının birleştirilen dava yönünden yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, birleştirilen dava yönünden usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, birleştirilen dava yönünden aşağıda yazılı 4,90-TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına, asıl dava yönünden peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, 10.11.2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.