"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-ECRİMİSİL
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 21/10/2020 tarihli ve 2019/1564 Esas 2020/993 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 13.01.2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili Avukat ...... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar, mirasbırakan ...’nun 4018 ada 4 (yeni 10094 ada 14) parsel sayılı taşınmazdaki payını dava dışı torunu ... ...’ya, onun da dava dışı ...’a, ...’in de, mirasbırakanın oğlu ...’in eşi olan davalı ...’ya temlik ettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini ve taşınmazdan davalının kira geliri elde etmesi nedeniyle şimdilik 50.000,00 TL ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, iddiaların doğru olmadığını, temlikin gerçek satış olduğunu, mirasbırakanın parkinson hastası olup, yaklaşık on yıl boyunca yatalak olarak geçirdiğini, bu dönemde kendisinin, eşi ... ve oğlu ...’in mirasbırakanın tüm bakım ve tedavisini üstelendiklerini, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı tedavi masraflarını karşılayabilmek için sattığını, dava konusu taşınmaz dışındaki tüm taşınmaz ve maddi birikimlerini ise davacılar için harcadığını, ecrimisil şartlarının da oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanın bir çok rahatsızlık geçirdiği, bu dönemde bütün bakımı ile oğlu ... ve torunu ...’in ilgilendiği, temlikin minnet duygusu ile yapıldığı, mirasbırakanın amacının mal kaçırma olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Temliklerin, mirasbırakanın yaşlılığı ve hastalığından faydalanılarak yapıldığını, taşınmazın mirasbırakan tarafından önce torunu ...’e devredildiğini, temlikin bedelsiz olduğunun açık olduğunu, temlik tarihinde ... ...’nun öğrenci olup, taşınmazı satın alacak ekonomik gücünün bulunmadığını, ...’in de taşınmazı ara malik ...’a temlik ettiğini, taşımazın ... tarafından hiç kullanılmayıp, davalının eşi ... tarafından kullanıldığını,temlikin ölünceye kadar bakma akdi olarak yapılmadığından bakım karşılığı sayılamayacağını, Mahkemece tanık beyanlarının yanlış değerlendirildiğini, mirasbırakanın başka taşınmazının bulunmadığını, kendilerinin de mirasbırakana baktıklarını, birleştirilen davaların her biri için ayrı harç ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemişlerdir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 21/10/2020 tarihli ve 2019/1564 Esas 2020/993 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın davacılar ile arasında mirasından mahrum etmesini gerektirecek bir husumetinin bulunmadığı, mirasbırakanın kalp hastalığı döneminde davacıların ilgilenmediği, mirasbırakana davalı ... ile eşi ... ve oğulları ...’in baktığı,hastanelere götürülerek tedavisinin sağlandığı, ilaçların ... tarafından parası ödenerek satın alındığı, temlikin minnet duygusu ile yapıldığı, mirasbırakanın iradesinin mal kaçırma olmadığı, davacılarca mal kaçırma kastının ispatlanamadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Temliklerin, mirasbırakanın yaşlılığı ve hastalığından faydalanılarak yapıldığını, taşınmazın mirasbırakan tarafından önce torunu ...’e devredildiğini, temlikin bedelsiz olduğunun açık olduğunu, temlik tarihinde ... ...’nun öğrenci olup, taşınmazı satın alacak ekonomik gücünün bulunmadığını, ...’in de taşınmazı ara malik ...’a temlik ettiğini, taşımazın ... tarafından hiç kullanılmayıp, davalının eşi ... tarafından kullanıldığını, temlikin ölünceye kadar bakma akdi olarak yapılmadığından bakım karşılığı sayılamayacağını, Mahkemece tanık beyanlarının yanlış değerlendirildiğini, mirasbırakanın başka taşınmazının bulunmadığını, kendilerinin de mirasbırakana baktıklarını, birleştirilen davaların her biri için ayrı harç ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemişlerdir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, ecrimisil istemlerine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.2.2. Öte yandan, muris muvazaası hukusal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV.3) numaralı bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde belirtilen yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, 13/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.