"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TENKİS
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis istekli dava sonunda, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 26/10/2020 tarihli ve 2020/723 Esas 2020/1129 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 12/01/2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat ...... ile temyiz edilen davacı Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan eşi ...’in 949 ada 167 parsel sayılı taşınmazda bulunan 4 nolu bağımsız bölümü davalı ...’ye, 5 nolu bağımsız bölümü ise diğer davalı ...’ye satış suretiyle temlik ettiğini, davalıların mirasbırakanın ilk eşinden olma çocukları olduğunu, temliklerin mirastan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek miras payı oranında iptal – tescile, mümkün olmazsa tenkise karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, taşınmazı alım güçlerinin bulunduğunu, aksi düşünüldüğünde mirasbırakanın mallarını tüm mirasçılarına paylaştırdığını, rızai ve eşit şekilde taksim gerçekleştirildiğini, mal kaçırma amacının bulunmadığını, davanın kötüniyetle açıldığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/01/2020 tarihli ve 2016/207 E. 2020/6 K. sayılı kararıyla, taşınmazların gerçek değerinin çok altında bedellerle temlik edildiği, muvazaa iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle iptal tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, davacının, davasını ispat edemediğini, denkleştirme savunmaları ve murisin sağlığında davacıya yaptığı kazandırmaların değerlendirilmediğini, murisin eşit ve hakkaniyetli bir dağıtım yaptığını ifade eden tanık beyanlarının yok sayıldığını, davacı tarafın miras paylaşımına yıllarca rıza gösterdiğini, dolayısıyla zamanaşımı iddialarının dikkate alınması gerektiğini, celbedilen banka kayıtlarının davacının hesabına yatan paraların miktar ve akıbeti konusunda incelenmediğini, davacının üzerinde kayıtlı bulunan ve zaman içinde satış yaptığı malların zaman ve bedel yönünden denkleştirmeye uygun olup olmadığının araştırılmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 26/10/2020 tarihli ve 2020/723 Esas 2020/1129 Karar sayılı kararıyla, taşınmazların bedelsiz devredildiği, paylaştırma olmadığı temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı yapıldığı gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusu 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, muvazaa iddiasının ispatlanamadığını, murisin sağlığında yaptığı kazandırmalar ile denkleştirme savunmalarını destekleyen davacı lehine yaptığı kazandırmaların ve murisin yazmış olduğu kitaptaki "tüm mirasçılarıma mirası eşit bir şekilde dağıttım." cümlesinin dikkate alınmadığını, alım gücü olmayan davacının İstanbul, Maltepe ve Beylikdüzü ilçelerindeki dairelerini nasıl aldığı, sattığı iş yerini nasıl aldığı, bedelini ne yaptığının araştırılmadığını, bu husustaki taleplerinin reddedildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 75.568,45-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 12/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.