"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının satın alma suretiyle maliki olduğu 903 ada 433 parsel sayılı taşınmaz kaydında ″...″ olarak görünen baba isminin ″Ahmet Mevlüt″ olarak düzeltilmesini istemiş; aşamada, tapu müdürlüğüne başvurarak gerekli düzeltmeyi sağladıklarını, davanın konusuz kaldığını belirtmiştir.
Davalı ... vekili, duruşmaya katılarak davacı vekilinin beyanına bir diyecekleri olmadığını bildirmiştir.
Mahkemece, davacı tarafın haricen yaptığı başvuru sonucunda gerekli düzeltmenin yapıldığı ve davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle ″davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına″ ve davacının dava tarihinde davayı açmakta haksız olmadığından bahisle ″davalı İdare lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına″ hükmedilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, taşınmazın davacı tarafından satın alınmasına ilişkin dosyaya getirtilen resmi akit tablosundan ve Tapu Müdürlüğünün cevabi yazısından; satış işlemi sırasında davacının, baba adını ″Mevlüt″ olarak gösteren nüfus cüzdanı ibraz ettiği ve işlemin de buna göre yapılarak taşınmazın tapuya tescil edildiği anlaşıldığına göre, tapu kaydına davacının baba adının ″Mevlüt″ olarak yazılmasında Tapu Müdürlüğüne atfedilecek bir kusur bulunmadığı, eldeki davanın açılmasının davacının kusurundan kaynaklandığı sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu′nun 331/1. ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi′nin 6. maddeleri gözetilerek kendisini vekille temsil ettiren davalı ... lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
Davalının açıklanan nedenden ötürü yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.