"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davacıların istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine dair verilen karar süresi içinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 17/01/2022 Pazartesi günü saat 09.15'de taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları ...'nun 46 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu bağımsız bölüm ile 46 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu bağımsız bölümü ve 124 ada 24 parsel sayılı taşınmazdaki 1, 2, 3, 5, 6, 7, 8 nolu bağımsız bölümleri mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalılara devrettiğini ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, mirasbırakanın taşınmazların gerçek sahibi olmadığını, taşınmazların davalılar ... ve Özay tarafından alındığını, üzerindeki binaların da onların gelirleri ile yapıldığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/09/2018 tarihli ve 2015/231 E., 2018/602 K. sayılı kararıyla; mirasbırakan adına kayıtlı başka taşınmazların mevcut olduğu, davalıların kişisel çalışmaları sonucu edindikleri taşınmazlar üzerine davaya konu bağımsız bölümleri içeren binaları yaptırdıkları, davacı tarafça temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; inançlı işleme dayalı olarak karar verilemeyeceğini, bildirdikleri delillerin değerlendirilmediğini, yargılama sırasında muvafakat etmedikleri sonradan sunulan delillere göre karar verildiğini, davalıların yaşları itibariyle taşınmazları alabilecek ekonomik güçlerinin olmadığını, yargılama sonunda hükmedilen vekalet ücretinin de yanlış hesaplandığını, zira dava dilekçesinde davalılar adına olan tapu kayıtlarının veraset ilamında belirtilen paylar oranında kısmen iptali ile davacılar adına tescilinin talep edildiğini, her bir kişi adına ayrı ayrı olmak üzere tümü üzerinden vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının da hukuka aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 22/11/2019 tarihli ve 2019/275 E., 2019/1930 K. sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince anılan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğu, ancak A.A.Ü.T'nin 3/2. maddesi uyarınca ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazların değeri üzerinden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile davacıların istinaf isteminin vekalet ücreti yönünden HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuş ve temliklerin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; mirasbırakanın çok sayıda taşınmazı bulunduğunu, varlıklı bir kişi olduğunu, başkanı olduğu Bacakoğlu Kooperatifi ile taşınmazların inşa edildiğini, inşaat tarihi itibariyle davalılardan ... ve ...’nun yaşları ve ekonomik durumları dikkate alındığında kendi çabaları ile dava konusu taşınmazları yaptırıp alamayacaklarını, davalıların savunmasının çelişkili olduğunu, inançlı işleme dayalı olarak karar verilemeyeceğini, delillerin eksik toplandığını, hatalı değerlendirildiğini, muvafakat etmedikleri deliller üzerinden karar verildiğini, davalı ...'in beyin ameliyatını devirlerden sonra olduğu hususunun dikkate alınmadığını, devirlerin vekaletname ile ve toplu bir şekilde yapıldığının gözardı edildiğini, davacıların davalılar tarafından dışlandığını, bu nedenle davacıların mirasbırakan ile yakın ilişkileri olmadığını, bedeller arasında fahiş fark bulunduğunu belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (III) no.lu bendinde yer verilen İlk Derece Mahkemesi Kararının (IV./3.) no.lu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 17/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.