"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : MARMARİS 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazların kök muris 1850 doğumlu ...'den geldiğini, terekesinin taksime konu olmamasına rağmen kadastro çalışmaları sonucunda hatalı olarak davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, mirasçılar arasında kazandırıcı zamanaşımı şartlarının gerçekleşmeyeceğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile veraset ilamındaki miras payı oranında davacı adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçelerinde ve yargılama sırasında özetle; dava konusu taşınmazların bir kısmının kök muristen geldiğini ancak terekesinin taksim edildiğini, davacının babasının payına düşen taşınmazları 1940 yılında sattığını, taşınmazların bir kısmının kök muristen gelmediğini, davacının mirasbırakanı tarafından aynı taşınmazlar hakkında daha önce açılıp reddedilen davanın kesin hüküm oluşturduğunu, kanunda öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/03/2019 tarihli ve 2018/384 Esas, 2019/141 Karar sayılı kararı ile 3402 sayılı Yasa'nın 12/3 maddesinde belirtilen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesinin verdiği kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kök muristen kalan taşınmazların mirasçılar arasında paylaşılmadığını, bu sebeple zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin işlemediğini, toplanan delillere göre davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, Mahkeme kararının kaldırılıp davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 11/06/2021 tarihli ve 2020/1007 Esas, 2021/650 Karar sayılı kararı ile davanın kadastrodan önceki hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkin olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açılamayacağı, dava tarihi olan 06/07/2018 ile kadastro tespitinin kesinleştiği 1988 ve 1989 yılları arasında 10 yıldan fazla süre geçtiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek,istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile ret kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Muğla ili, Marmaris ilçesi, Orhaniye Mahallesinde yapılan tapulama çalışmaları sonucunda; dava konusu 1090, 1092, 1093, 1122, 952, 993, 995, 1104 ve 1056 parsel sayılı taşınmazların 07/04/1988 tarihinde, 951, 991, 992 ve 994 parsel sayılı taşınmazların 10/03/1989 tarihinde, 1014 parsel sayılı taşınmazın 27/03/1989 tarihinde ve 901 parsel sayılı taşınmazın 29/05/1989 tarihinde kadastro tutanakları kesinleşmiştir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi, “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir.
3402 sayılı Yasa’da mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüştür. Hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi yasal zorunluluktur.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, Bölge Adliye Mahkemesince dayanılan yasal ve hukuksal gerekçeye göre (IV.3) paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 19/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.