"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS
Taraflar arasındaki tapu iptali tescil ve tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde, mirasbırakan ...’nin kayden maliki olduğu 10104, 3648, 3667, 4401, 4541, 4545 parsel ve 133 ada 1 parsel sayılı taşınmazları ölünceye kadar bakma akdi ile torunu davalı ...’a devrettiğini, mirasbırakanın eşinden kalan emekli aylığı ve kira gelirlerinin bulunduğunu ve bakıma muhtaç durumda olmadığını, davalının bakım edimini yerine getirmediği gibi mirasbırakanın bankada bulunan parasını kullandığını, mirasbırakanın davalı torununu üstün tuttuğunu, diğer mirasçılarının düğün ve cenaze törenlerine katılmadığını, 3. kişilerin yanında tüm mallarını davalı torununa bıraktığını açıkça dile getirdiğini, mirasbırakanın davalıya devretmediği 1 parça taşınmazının kalması nedeniyle yaptığı devrin makul karşılanamayacağını, ilerleyen zamanlarda ise devirden pişmanlık duyarak taşınmazları geri istemesi üzerine davalının babası tarafından darp edildiğini ileri sürerek, taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının davacıların miras payları oranında iptali ile adlarına tescilini, bu mümkün olmadığı takdirde tenkisini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde, mirasbırakanın temlik dışı taşınmazlarının bulunduğunu, taşınmazların bakım ve gözetim karşılığında devredildiğini, mirasbırakanın yaşlılık nedeniyle bakım ihtiyacı içerisinde olduğunu ve her türlü ihtiyacının sadece kendisi tarafından giderildiğini, diğer mirasçılarının mirasbırakan ile ilgilenmediğini, mirasbırakanın gelirinden faydalanmadığını, aksine onun ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ev ve araçlarını sattığını, cenaze masraflarıyla kendisinin ilgilendiğini, mirasbırakanın da sağlığında sözleşmeyi feshetmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ürgüp Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/06/2021 tarihli ve 2019/1 E., 2021/271 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın kayden maliki olduğu 8 parça taşınmazın 7 parçasını ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya devrettiğinin anlaşıldığı, dinlenen tanık beyanlarına göre mirasbırakanın kendisine ait evde tek başına ikamet ettiği, davalının sürekli değil sadece birkaç ay boyunca mirasbırakanla ikamet ettiği, akit tarihinde mirasbırakanın 77 yaşında olduğu ve bakıma muhtaç durumda olmadığı, gelirinin bakımını karşılayabilecek düzeyde olduğu, ölünceye kadar bakma akdiyle davalıya devredilen taşınmazların mirasbırakanın tüm malvarlığına oranı dikkate alındığında temlikin makul görülebilecek sınırda kalmadığı, mirasbırakanın gerçek amacının kendisine baktırmak olmayıp, temlikin davacılar ile yaşanan anlaşmazlık nedeniyle mal kaçırma iradesiyle yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli 7 parça taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının davacıların miras payı oranında iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, yargılama aşamasındaki beyanlarını tekrarla davacının muvazaa iddiasının somut delillerle ispatlanmadığını, davacı tarafın tenkis talep etmekle muvazaalı olduğunu iddia ettikleri işleme geçerlilik tanıdığını, ölünceye kadar bakım akdinin güvence sağlayan bir akit olup mirasbırakanın bakıma muhtaç olmasını gerektirmediğini, mirasbırakanın tüm ihtiyaçlarının davalı tarafından giderildiğinin dosya kapsamıyla kanıtlandığını, mirasbırakanın da sağlığında akde aykırılık nedeniyle herhangi bir iddiada bulunmadığını, mirasbırakana eşinden kalan taşınmazların davacıların saklı paylarını karşılar nitelikte olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 15/10/2021 tarihli ve 2021/666 E., 2021/769 K. sayılı kararıyla; mirasbırakan tarafından ölünceye kadar bakma akdiyle devredilen taşınmazların makul oranda olmadığı, kaldı ki mirasbırakanın bakıma muhtaç olmayıp kendi ihtiyaçlarını görebilecek durumda olduğu, yapılan temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun anlaşıldığı, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, ölünceye kadar bakma akdinin ivazlı bir akit olduğunu, mirasbırakanın bakıma muhtaç olması şartının bulunmadığını, mirasbırakanın temlikte bakım ve gözetimi amaçladığını, akdi durumda mirasbırakanın taşınmazları doğrudan bağışlayabileceğini, bakım borcunun davalı tarafından fazlasıyla ifa edildiğini, mirasbırakanın evinin tadilatı için davalının kendi evini sattığını, mirasbırakanın mal kaçırmasını gerektirecek bir olgu ortaya konamadığını, mirasbırakanın bakım akdine aykırılık nedeniyle sağlığında bir talepte bulunmadığını, mirasbırakanın eşinden kalan taşınmazların davacıların saklı paylarını karşıladığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ölünceye kadar bakma akdinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis talebine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1 Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı kararın (V/3.2.) bendinde yer verilen yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre Bölge Adliye Mahkemesince kararın (IV/3.) bendinde belirtilen gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin yerinde bulunmayan diğer temyiz itirazlarının reddine.
3.3.2 Ne var ki, davaya konu taşınmazların toplam değerinin dava tarihi itibariyle 594.704,46 TL olarak tespit edildiği, buna göre dava değerinin davacıların toplam miras payı olan 8/12 payın karşılığı olan 394.469,64 TL olduğu anlaşıldığına göre, Mahkemece dava değeri gözetilerek karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak taşınmazların toplam değeri üzerinden harca hükmedilmesi isabetli değil ise de; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1. İlk Derece Mahkemesi hükmünün 2. bendinde yer alan “40.624,26 TL” ifadesi hükümden çıkarılarak yerine “27.082,84 TL” ifadesinin, aynı bentte yer alan “33.848,87 TL” ifadesi hükümden çıkarılarak yerine “20.307.45 TL” ifadesinin yazılmasına,
2. Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün 2. bendinde yer alan “40.624,26 TL” ifadesi hükümden çıkarılarak yerine “27.082,84 TL” ifadesinin, aynı bentte yer alan “30.462,26 TL” ifadesi hükümden çıkarılarak yerine “16.920,84 TL” ifadesinin yazılmasına,
3. Kararın bu haliyle 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.