"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan ... tarafından evlat edinildiğini, 397 ada 2 parsel sayılı taşınmaz babası ...’ye ait iken kadastro işlemleri sırasında mirasbırakan annesi ... adına tespit ve tescil edildiğini, tarafların tek mirasçısı olması nedeniyle bu işleme karşı dava açmadığını, mirasbırakan annesi ...’in ölümü üzerine aldığı veraset ilamı ile intikal işlemleri yapmak üzere Tapu Müdürlüğüne gittiğinde çekişme konusu taşınmazın mirasbırakan ... tarafından davalı kız kardeşine ölünceye kadar bakma akdi ile devredildiğini öğrendiğini, oysa ki mirasbırakanın hiç bir zaman bakıma muhtaç hale gelmediğini, davalının Antalya’da, mirasbırakanın ise Isparta’da ikamet ettiğini, yapılan işlemin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, öncelikle tapu kaydının iptali ile adına tesciline, aksi halde tenkise karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, davacının evlenmesi ile birlikte anne ve babasının ayrıldığını, her ikisinin de cenazesine dahi gelmediğini, mirasbırakan ablası ...’in eşinin ölümü ile birlikte yaşlılığa bağlı olarak bakıma muhtaç hale geldiğini, her türlü bakım ve masraflarının kendisi tarafından karşılandığını, muvazaanın olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21/09/2020 tarihli ve 2017/723 E., 2020/550 K. sayılı kararıyla; temlikin mirastan mal kaçırma amacıyla yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalı vekili, davalının evlendikten sonra Isparta’dan Antalya’ya taşındığını ve mirasbırakan ile görüşmediğini, mirasbırakanın tek başına yaşamaya başladığını, dava konusu taşınmazın ise bakım karşılığında devredildiğini, sözleşmeden doğan bakım ve gözetim yükümlülüğünün yerine getirildiğini, muvazaanın olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 05/10/2021 tarihli ve 2021/411 E., 2021/1353 K. sayılı kararıyla; devir tarihi itibariyle mirasbırakanın 82 yaşında olduğu, tek başına yaşadığı, davalının ise kız kardeşi olduğu, kendi bakımını sağlaması için dava konusu taşınmazı davalıya devrettiği, davalının bakım ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirdiği, muvazaanın olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince hükmün ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, temlikin muvazaalı olarak ve mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını, davalının mirasbırakan ile ilgilenmediğini, ölene kadar mirasbırakanın kendi ihtiyaçlarını kendisinin karşıladığını ve bakıma muhtaç hale gelmediğini ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ölünceye kadar bakma akdinden kaynaklanan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) paragrafta gösterilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 25/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.