Logo

1. Hukuk Dairesi2021/10103 E. 2022/4088 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın taşınmazını davalıya satış yoluyla temlik etmesinin muvazaalı olup olmadığına ve mirasçıların tapu iptali ve tescil taleplerinin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yerleşik Yargıtay içtihatları ve içtihadı birleştirme kararı gözetilerek, mirasbırakanın gerçek iradesinin tespiti, satış bedeli ile taşınmazın gerçek değeri arasındaki fark, tarafların alım gücü ve beşeri ilişkileri gibi hususlar değerlendirildiğinde, temlikin muvazaalı olduğu ve mirasçıların tapu iptali ve tescil taleplerinin kabulü gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ: KAYSERİ 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 24/05/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ...geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan eşi ...’ın 1110 ada 24 parsel sayılı taşınmazını mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak,davalı kızı ...’e satış yoluyla temlik ettiğini, mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığı gibi, davalının da alım gücü bulunmadığını ileri sürerek, tapu kaydının miras payı oranında iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı satma kararı alması üzerine birikimlerini değerlendirmek amacıyla satın aldığını, satış bedeli olarak mirasbırakanın banka hesabına 06.01.2006 tarihinde 30.000,00 TL, 01.05.2006 tarihinde 40.000,00 TL olmak üzere toplam 70.000,00 TL havale yapıldığını, davanın haksız ve hukuka aykırı olarak açıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesince, temlikin muvazaalı olup, satış işleminin gerçek olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Mahkemece sadece tanık beyanları dikkat alınarak hüküm verildiğini, ancak dosyaya sunulan ödeme belgelerinin dikkate alınmadığını, satış bedeli olarak mirasbırakanın banka hesabına 06.01.2006 tarihinde 30.000 TL ve 01.05.2006 tarihinde 40.000 TL ödendiğini, satış işleminden sonra taşınmazı davalı ve ailesinin kullanmaya başladığını,davalının taşınmazın iyileştirilmesi için masraflar yaptığını, satış bedeli ile mirasbırakanın davacıya ziynet eşyası aldığını,mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişi raporunun hukuka uygun olmadığını, bilirkişi raporuna yapılan itirazın mahkemece dikkate alınmadığını, ödenen 70.000 TL’nin taşınmazın gerçek değeri olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 23/09/2021 tarihli ve 2019/1038 Esas 2021/1620 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın davacının eşi olduğu, davalının ise babası olduğu, davacının ikinci eş olup ev hanımı olduğu, davalının ise üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışmakta olduğu, davalının taşınmazın bedelinin ödenerek satın alındığını savunma olarak ileri sürdüğü ancak ödeme savunmasının ispatının yapılamadığı, resmi akitte satış bedeli olarak 23.500,00 TL gösterilmesine rağmen 70.000,00 TL ödeme yapıldığı, taşınmazın keşfen belirlenen satış tarihindeki değerinin 555.858,00 TL olduğu, yapılan ödemenin satış bedelini karşılamadığı, davalının taşınmazı satın almasına rağmen malik olarak sahip çıkmadığı, satış bedeli ile gerçek değer arasında fahiş fark bulunduğu, dava konusu taşınmazın bahçeli villa konumunda olup, dava tarihi itibariyle değerinin 1.245.123,00 TL olduğu ve davalının bu taşınmazı alabilecek ekonomik durumunun olmadığı, temlikin mal kaçırma amacıyla yapıldığı, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili duruşma istekli temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle (V/3.2.) nolu paragrafta yer verilen yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinin yerinde olmasına, (III) nolu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesinin gerekçesine göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) nolu bentte yazılı olduğu üzere karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, davacı vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda yazılı 15.947,70 TL bakiye onama harcının hükmü temyiz eden davalıdan alınmasına, 24/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.