Logo

1. Hukuk Dairesi2021/10127 E. 2022/4090 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi, ecrimisil, tapu iptali ve tescil davası sonunda Körfez 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 01/07/2021 tarihli ve 2020/224 Esas, 2021/139 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde asıl davada davalılar ve (birleştirilen davada davacı) tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla duruşma günü olarak saptanan 24.05.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edilen asil ... ve vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden davalılar ve birleştirilen dosya davacısı vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-birleştirilen davada davalı vekili, davaya konu 248 ada 6 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde davalıların müdahalelerinin önlenmesini ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000 TL ecrimisilin işgal tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-birleştirilen davada davacı vekili, davaya konu taşınmazın müvekkili Ayşegül adına kayıtlıyken, karşılıklı iş ilişkisi sebebiyle kredi çekilerek her iki tarafın nakit ihtiyacının karşılanması için davacıya devredildiğini, gerçek bir satış olmadığını, bu nedenle davacı (birleştirilen davada davalı) adına olan tapu kaydının iptali ile davalı (birleştirilen davada davacı) adına tescilini talep etmiştir.

III. MAHKEMENİN İLK KARARI

Körfez 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/11/2012 tarihli ve 2009/771 Esas, 2012/791 Karar sayılı kararıyla; asıl davanın kabulüne, birleştirlen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalılar ve birleştirilen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 01/04/2014 tarihli ve 2013/6777 Esas, 2014/6872 Karar sayılı kararıyla; “...birleştirilen dava dosyasında ileri sürülen iddianın içeriği itibariyle, taraflar arasındaki ilişkinin inançlı işlemden kaynaklandığı ve bu ilişkinin 05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında yazılı delille kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Ne var ki, birleştirilen davanın 05.05.2010 tarihinde, 1086 sayılı HUMK'un yürürlükte bulunduğu dönemde açıldığı ve dava dilekçesinin deliller kısmında davacının “diğer yasal deliller” demek suretiyle yemin deliline de dayandığı açıktır. Hâl böyle olunca, iptal tescil davacısının yemin deliline başvurup vurmayacağı hususunun hatırlatılması, başvurması halinde usûli işlemlerin tamamlanması, sonucuna göre iptal-tescil isteği bakımından bir hüküm kurulması, taraflar arasındaki mülkiyet uyuşmazlığı çözüldükten sonra da asıl davadaki el atmanın önlenmesi isteği konusunda bir karar verilmesi gerekirken, değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuş, bozma kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulmamıştır.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Körfez 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/04/2016 tarihli ve 2014/404 Esas, 2016/137 Karar sayılı kararıyla; birleşen davanın reddine, asıl davanın kabulü ile el atmanın önlenmesine, 15.000 TL ecrimisilin dava tarihinden, 45.138,62 TL ecrimisilin ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalılar-birleştirilen davada davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

5. Onama Kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 12.03.2020 tarihli ve 2018/7232 Esas, 2020/2515 Karar sayılı kararıyla, asıl davada davalılar-birleştirilen davada davacı vekilinin temyiz itirazları reddedilerek, Körfez 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/04/2016 tarihli ve 2014/404 Esas, 2016/137 Karar sayılı hükmünün onanmasına karar verilmiştir.

6. Onama Kararına Karşı Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalılar-birleştirilen davada davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.

7. İkinci Bozma Kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 05/10/2020 tarihli ve 2020/3041 Esas, 2020/5779 Karar sayılı kararıyla ; “Somut olaya gelince, davalı-birleştirilen davada davacı vekili tarafından yemin metni hazırlanıp, asıl dosya davacısına tebliğ edildikten sonra, 07.01.2016 tarihli celsede hakim tarafından yemin metni okunduktan sonra, yemini eda edecek olan davacının iş ilişkileriyle ilgili yemin metninde yer alan bir kısım vakıalarla ilgili bilgisi olmadığından bu vakıalara ilişkin yemin eda edemeyeceğini bildirdiği, daha sonra Mahkemece yemin metni aynen tekrar ettirilmeden "Bana sorulan sorulara gerçeğe uygun cevap verdiğime, hiçbir şey saklamadığıma namusum şerefim ve kutsal saydığım tüm inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum." şeklinde beyanı alınmak suretiyle yemin merasiminin tamamlandığı, yapılan yeminin uyuşmazlığı çözmeye elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, yukarıda açıklanan hususlar göz önünde bulundurularak Mahkemece, öncelikle yemin teklif eden davalı tarafa kesin süre verilerek, taraflar arasındaki inançlı işlem iddiasıyla ilgili yemin metni hazırlanmasının istenmesi, hazırlanacak yemin metni Mahkeme hakimince denetlenerek davacı tarafın itirazları da dikkate alınıp davacının bilgisi dahilinde olabilecek hususlar dikkate alınarak yemin metninin düzenlenmesi, karşı tarafın yemini kendisine teklif edilen yemin metni çerçevesinde eda etmesinin sağlanması, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre asıl dava ve birleştirilen dava hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde usulüne uygun eda ettirilmeyen yemine göre birleşen davanın ispat edilemediği gerekçesiyle, reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Mahkeme kararının, yukarıdaki gerekçeyle bozulmasına karar verilmesi gerekirken, onanmasına karar verilmesi doğru olmadığından davalı birleşen dosyada davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle karar düzeltme isteği kabul edilerek, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 12.03.2020 tarihli ve 2018/7232 Esas, 2020/2515 Karar sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.

8. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Körfez 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/07/2021 tarihli ve 2020/224 Esas, 2021/139 Karar sayılı kararıyla; Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 05/10/2020 tarihli ve 2020/3041 Esas, 2020/5779 Karar sayılı karar düzeltme ilamı doğrultusunda davalı karşı davacıya yemin metnini sunması için süre verildiği, sunulan yemin metninin Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda, denetime uygun bulunduğu, yargılamanın yeterince uzamaması ve sunulan yemin metninin denetime uygun bulunması nedeniyle davacı -karşı davalı vekilinin yemin metnine karşı yapmış olduğu itirazların reddedilerek davacı- karşı davalıya sonraki celsede Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda usulüne uygun yemin yaptırıldığı, davacı karşı davalının da usulüne uygun yemin ettiği, davacının dava konusu yeri satın aldığı, davalıların bu tarihten itibaren dava konusu yerde fuzuli işgalci olarak bulunduğu, davalı - karşı davacı ...'ın muvazaa iddiasının taraflar arasında dinlenemeyeceği, inanç sözleşmesine ilişkin davanın yazılı delillerle kanıtlayamadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

9. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalılar (birleştirilen davada davacı) vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

10. Temyiz Nedenleri

Asıl davada davacı (birleştirilen davada davalı) tarafından yapılan yeminin usule uygun olmadığını, yemin metninin duruşma zaptına yazılmadığını, tüm bu nedenlerle yapılan yeminin geçersiz olduğunu, edilen yeminin dosyadaki belgeleri de yok sayar nitelikte olduğunu, davacı ...’nın bizzat kendi hesabından 125,370 TL para göndermesine rağmen, yemin ile bu durumu da inkar ettiğini, yapılan bu havalenin satış bedeli olmadığını,davacının yalan yere yemin ettiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

11. Gerekçe

11.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl dava müdahalenin men'i ve ecrimisil, birleştirilen dava ise inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tecil isteğine ilişkindir.

11.2. İlgili Hukuk

11.2.1. Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir.

Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder.

05.02.1947 tarihli, 20/6 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gerekeceği kuşkusuzdur. Şayet, ispat külfeti kendisinde olan tarafın yazılı bir belgesi yok ise ancak taraflar arasında gerçekleştirilen mektup, banka dekontu, yazışmalar gibi birtakım belgeler var ise bunların delil başlangıcı sayılacağı ve iddianın her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı hale geleceği sabittir. Şayet, delil başlangıcı sayılacak böylesi bir olgu da bulunmuyor ise iddia sahibinin son başvuracağı delilin karşı tarafa yemin teklif etme hakkı olduğu da şüphesizdir.

11.3. Değerlendirme

(IV/2.-IV/7.) no.lu paragraflarda yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak, (IV/8.) no.lu paragraftaki gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; asıl davada davalılar (birleştirilen davada davacı) vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen asıl davada davacı-birleştirilen davada davalı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve birleştirilen dava yönünden aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının hükmü temyiz eden asıl davada davalılar-birleştirilen davada davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.