"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI: 2021/57 E., 2021/1614 K.
HÜKÜM/KARAR: Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Kağızman Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/558 E., 2019/331 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine temsilcisi; taşınmazın zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan mera niteliğindeki yerlerden olduğunu, davalı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığını belirtmek suretiyle çekişmeli 144 ada 51 parsel taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; irsen intikal eden eklemeli zilyetliğe dayanarak davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazın mera niteliği taşınmadığı, tarım arazisi vasfında olduğu, zilyetlikle mülk edinme koşullarının davalı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayandığını, taşınmazın toprak tevzi komisyonu çalışmasında parsel numarası verilerek Hazine adına kayıtlanmasına rağmen kadastro tesbiti sırasında tablendikatif listesi ve eski tapu kayıtları dikkate alınmaksızın davalı adına tespitinin yapıldığını, toplanan delillerin yetersiz olduğunu, soyut, dayanaksız, gerekçesiz yerel bilirkişi beyanları ile bilirkişi raporlarına dayanılarak usul ve yasaya aykırı şekilde hüküm kurulduğunu, Hazineye ait arazilerde zilyetlikle hak iddia edilmesinin mümkün olmadığını, mahalli bilirkişilerin yaşları dikkate alındığında Toprak Tevzi Komisyonu çalışmalarından geriye doğru iktisap sağlayan süreye ilişkin zilyetliği bilmelerinin mümkün olmadığını, mahalli bilirkişilerinin aynı köyde doğmaları nedeniyle beyanlarının taraflı olma ihtimali dikkate alındığında hükme esas alınmalarının kabul edilemeyeceğini, belirtmelik tutanak tanıklarının sağ olup olmadıklarının tespit edilmediğini; mahalli bilirkişilerce taşınmazın mirasbırakandan kaldığı belirtilmesine rağmen başka mirasçıların bulunup bulunmadığı ve taksimin var olup olmadığının saptanmadığını, Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 46 ıncı maddeleri uyarınca mülk edinme koşullarının yeterince araştırılmadığını, aynı çalışma alanında kayıt ve belgesizden başkaca mal tespit edilip edilmediğinin sorulmadığını, bilirkişi raporuna fotoğraf eklenmediğini, meradan açma olup olmadığının belirlenmediğini, hava fotoğraflarının usulüne uygun şekilde incelenmediğini, taşınmazın eğiminin yüksek olduğunu ileri sürerek hükmün kaldırılmasını ve müvekkili İdare lehine hüküm kurulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmazın mera sayılan yerlerden olmadığı, bitki örtüsü bakımından bahçe vasıflı olduğu, komşu parsellerin aynı niteliği taşıdığı, tasarruf sınırlarının bulunduğu, yörede mera, yaylak ve kışlak çalışması yapılmadığı, usulünce yapılan mera araştırmasında taşınmazın kadim mera niteliğinde olmadığının anlaşıldığı, davalı lehine zilyetlikle kazanım koşullarının da oluştuğu gerekçesiyle davacı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan gerçeği yansıtmayan tanık anlatımları ve bilirkişi raporlarına itibar edilerek karar verildiği, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup zilyetlikle kazanılmasının mümkün bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü, 16/B, 17 ncive 18 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucunda, Kars ili, Kağızman ilçesi, Günindi köyü çalışma alanında bulunan 144 ada 51 parsel sayılı taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit hisselerle ... ve ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
2. Mahkemece, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu yerlerden olduğu ve taşınmazda davalı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Somut olayda; dosya arasında bulunan dava konusu taşınmaza ait kadastro paftasının incelenmesinde, taşınmazın sınırında dere bulunduğu halde jeolog bilirkişiden taşınmazın dere yatağı vasfında olup olmadığına ya da dereden kazanılıp kazanılmadığına ilişkin rapor aldırılmamış; ziraat mühendisi bilirkişinin raporunda taşınmazın bahçe vasfında olduğu ve üzerinde keşif tarihi itibariyle 20-25 yaşlarında kayısı ağaçlarının bulunduğunun belirtildiği, taşınmazın kadastro tespit tarihi göz önüne alındığında ise ağaçların yaşları itibariyle zilyetlikle iktisap süresini ispata elverişli olmadığı anlaşıldığı halde zilyetliğin öncesi itibariyle hangi tasarruflarla sürdürüldüğü ve ne zaman başladığı hususunda bilirkişiden ayrıntılı rapor istenmemiş; jeodezi ve fotogrametri bilirkişinin raporunda 1982 yılı veya daha öncesinde taşınmazda imar-ihya faaliyetlerinin başladığına ve taşınmazda kullanım olduğuna dair emarelerin gözlemlendiği belirtildiği halde rapor içeriğinde incelenen hava fotoğraflarında taşınmazın sınırlarının belirgin olmadığına dair tespite yer verildiği, bu haliyle raporun kendi içerisinde çeliştiği anlaşıldığı halde bu çelişki giderilmemiş, kaldı ki taşınmazın niteliğinin duraksamasız belirlenmesi için topografik haritalardan faydalanılmamıştır.
3. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle taşınmazın tespit tarihi olan 2008 yılından geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı taktirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğü'nden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya eklenmesi, ayrıca taşınmazı kapsayan tüm topografik haritaların da dosyasına konulması gerekir. Dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, taşınmazın bulunduğu köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeolog bilirkişi ve teknik bilirkişi katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır.
4. Yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın kime ait olduğu, öncesinde kim tarafından kullanıldığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, mera, yaylak, kışlak ya da genel harman yeri olup olmadığı, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiye keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmazı komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor düzenletilmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmazın evvelki ve şimdiki niteliğini, toprak yapısı ve eğimini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünün ve bulunan ağaçların yaşının, adedinin, cinsinin, taşınmaz üzerindeki dağılımının ne olduğunu, bakımlı olup olmadıklarını açıklayan, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden (özellikle dere ile olan sınırını gösterir şekilde) çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye, yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafı ve topografik haritalar üzerinde incelenme yaptırılarak taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, özellikle dere yatağı ile konumunu ve dere yatağının değişip değişmediğini, yatak değişmiş ise çekişmeli taşınmazın dere yatağına dahil olup olmadığını, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor istenmeli; jeolog bilirkişine taşınmazın evvelki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu, taşınmazın dere yatağı vasfında olup olmadığını ya da dereden kazanılıp kazanılmadığını, halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığını, aktif dere yatağında kalmıyor ise derenin etkisi altında kalan yerlerden olup olmadığını açıklayan bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor hazırlatılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.