Logo

1. Hukuk Dairesi2021/10240 E. 2022/1326 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : DİYARBAKIR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-ALACAK

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 31, 67 ve 345 parsel sayılı taşınmazların babasından intikal ettiğini, davalının kendisini notere götürdüğünü ve okuma-yazma bilmemesinden yararlanarak vekaletname aldığını, vekil ile el ve işbirliği içerisinde babasından intikal eden taşınmazların davalıya temlik edildiğini, kendisine bedel ödenmediğini ileri sürerek, 31, 67 ve 345 parsel sayılı taşınmazlardaki toplam payının 14.750 m2 olması nedeniyle davalı adına kayıtlı 31 parsel sayılı taşınmazın 14.750 m2 sinin iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde 67 ve 345 parsel sayılı taşınmazların tespit edilecek değerleri üzerinden payı oranında tazminata ve 31 parsel sayılı taşınmaz yönünden payı oranında tapu kaydının iptali ile adına tescilini ve yine 31 parsel sayılı taşınmaz yönünden payı oranında beş yıllık ecrimisil bedelinin tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, temlik tarihi üzerinden 26 yıl geçtiğini, dava konusu taşınmazlara ilişkin satışların 28/09/1988 tarihinde rayiç bedel ödenmek suretiyle davacının iradesiyle gerçekleştiğini, herhangi bir hile ve kandırmanın olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Kurtalan Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/10/2020 tarihli ve 2015/120 E., 2020/615 K. sayılı kararıyla; davacının dava dışı Abdullah Fakirullahoğlu'na verdiği vekaletname ile dava konusu üç adet taşınmazda bulunan 1/5'er hissesini 28/09/1988 tarihinde devrettiği, dava konusu taşınmazlardan 17 parsel sayılı taşınmazın davalı adına kayıtlı olduğu, 14 ve 71 parsel sayılı taşınmazların davalı tarafından satış yolu ile dava dışı üçüncü kişilere devredildiği, davacının dava tarihine kadar 29 sene boyunca söz konusu taşınmazlarda bir hak iddia etmediği dikkate alındığında aradan uzun bir süre geçtikten sonra eldeki davayı açmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, dosyaya sunulan delillerden davacının eldeki davayı bu kadar geç açmasını haklı kılacak bir sebep bulunamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili, davanın reddine ilişkin gerekçenin yerinde olmadığını, tanık beyanlarının çelişkili olup hükme esas alınamayacağını, kız çocuklarından mal kaçırma hususunun bölgede yaygın olduğunu, vekalet görevinin kötüye kullanılma nedenine dayalı açılan tapu iptali ve tescil davalarının herhangi bir zamanaşımı süresine tabi olmadığını, davanın geç açılmasının hakkın kötüye kullanılması anlamına gelmeyeceğini, davanın geç açılmasının sebebinin de araştırılması gerektiğini, ağabeyine sonsuz güveni sebebiyle Noter'de söyleneni yaparak vekalet vermek üzere parmak bastığını, bu suretle dava dışı vekil adına vekaletname alınarak taşınmazların davalıya devredildiğini, davalı ile vekilinin çıkar ve işbirliği içinde hareket ettiklerini, temlikleri 2015 yılında öğrendiğini, satıştan haberi olduğu yönündeki beyanların gerçeği yansıtmadığını, davalının kötüniyetle hareket ederek iradesinin fesada uğratarak aldığı vekaletname ile temlikleri gerçekleştirdiğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 22/09/2021 tarihli ve 2021/171 Esas 2021/635 Karar sayılı kararıyla; çekişme konusu taşınmazlardaki davacıya ait payın dava dışı vekil ... tarafından 28/09/1988 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik edildiği, anılan temlike dayanak vekaletnamenin hileyle alındığı ve vekalet görevi kötüye kullanılmak suretiyle işlemlerin gerçekleştirildiği iddiasının, tarafların aşamalardaki beyanları, getirtilen tapu kayıtları ve dayanak belgeler, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre kanıtlanamadığı gözetilerek, davanın reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hile ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil ile bedel istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır.

3.2.2. 6098 s. TBK 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

3.2.3. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanunu'nun 390. maddesinde); "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.

Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.

Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır.",

3.2.4. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 504/1 maddesi, “Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir.”,

3.2.5. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",

3.2.6. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.", hükümlerine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (IV/3.2.) numaralı paragrafta yer verilen yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin doğru takdir edilmesine göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 -TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına, 21/02/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.