"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; duruşma talebi değerden reddedilerek, süresinde verildiği anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilerek, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan babası ...’ın 27 ada 6 parsel sayılı taşınmazının öncelikle dava dışı ... ...’a, ondan da davalıya satış yoluyla temlik edildiğini, ara malik ... ...’ın davalının oğlunun yakın arkadaşı olduğunu, devrin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, dava konusu taşınmazı bedelini ödemek suretiyle iktisap ettiğini, muvazaanın olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 10.09.2013 tarihli ve 2013/7576 Esas, 2013/12289 Karar sayılı kararıyla; “...mahkemece muvazaa hukuksal sebebine dayalı tapu iptali ve tescil isteği yönünden yukarıda değinilen ilkeler uyarınca yöntemine uygun şekilde araştırma ve inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.
3. Mahkemece Verilen Direnme Kararı
Mahkemenin 20/02/2015 tarihli ve 2014/1521 Esas, 2015/315 Karar sayılı kararıyla; tarafların müşterek mirasbırakanı ...’ın hayatta olduğu dönemde iradesinin tehdit suretiyle fesata uğratılarak dava konusu taşınmazın elinden çıkarıldığı konusunda her türlü şüpheden uzak somut bir delil elde edilemediği, bozma sonrasında yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda ikrah iddiasını doğrulayacak herhangi bir delil sunulmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
4. Direnme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Hukuk Genel Kurulu Kararı
Hukuk Genel Kurulunun 2017/1-1246 Esas, 2018/1557 Karar sayılı kararı ile “… davacı dava dilekçesinin 1.paragrafında “...yaşı ilerlemiş bakıma muhtaç babamı köşeye sıkıştırıp abim vekızkardeşim….babamı etkileyerek yakın tanıdıkları adına cüz’i fiyatla mülklerinin satışını yaptırmışlar daha sonra da adlarına almayı planlayıp amaçlarına ulaşmışlar…”, ikinci paragrafında “…babamın yaşı gereğince teşkilatlı hastane raporlu satışın yapılması gerekirken babamı zorlayıp bu işlem muvazaalı olup mirasçılardan yani benden mal kaçırmaya yönelik gizli bir anlaşmadır…”, bu ifadeler bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde “muris muvazaası” hukuksal nedenine dayanıldığı açık bir biçimde görülmektedir. Diğer taraftan davacı vekilince yargılama aşamasında verilen dilekçeler ve özellikle 16.11.2011 tarihli dilekçede çok açık bir biçimde, muvazaa hukuksal nedenine dayanıldığı tartışmasızdır. Kaldı ki davalı taraf da davayı “muris muvazaası” hukuksal nedenine dayalı olduğu şeklinde yorumlamış ve cevap dilekçesinde muvazaanın olmadığı, murisin vefatından on yıl sonra muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası açılamayacağına dair savunma yapmıştır. Bu noktada belirtmek gerekir ki olayları ortaya koymak tarafların, uygulanacak kanun hükmünü bulmak, diğer bir anlatımla olayların hukuki sebebini tayin etmek, kanunları kendiliğinden (resen) uygulamak hâkimin görevi olup, hukuki nitelendirmenin hâkim tarafından yapılacağı konusunda tartışma bulunmamaktadır. Buna göre hâkim, tarafların sunduğu vakıaları, talep ve cevap sonuçlarını incelemeli fakat dava ya da şikâyetin vasıflandırılmasında onların beyanlarına bakmayıp, açık bir nitelendirme yoksa bu belirlemeyi kendisi yapmalıdır. Hâl böyle olunca gerek dava dilekçesindeki anlatımların, gerekse tüm dosya kapsamının, davanın gerçek sebebi ve temelinin muris muvazaasına dayalı olduğu sonucuna ulaşan ve Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır…” gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
6. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 14/11/2019 tarihli ve 2019/216 E., 2019/681 K. sayılı kararıyla; bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Dairenin İkinci Bozma Kararı
Dairenin 09/03/2021 tarihli 2020/1678 Esas, 2021/1309 Karar sayılı kararıyla; “...Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın gerçek irade ve amacının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerekmektedir. Yukarıda değinilen kanun hükümleri uyarınca mirasbırakanın mal kaçırma iradesi ile hareket ettiği iddiasını ispat yükü davacı tarafa aittir. Somut olayda; dinlenen tanık beyanlarından mirasbırakanın davacı ile beraber diğer bir kısım mirasçılarına da kazandırmalarda bulunduğu, geride adına kayıtlı iki adet dükkanın kaldığı ve kira gelirlerinin mirasçılar arasında paylaşıldığı, ara malik kullanmak suretiyle davalıya muvazaalı temlik yapıldığına ilişkin olguların davacı tarafça ortaya konulamadığı, mirasbırakanın mal kaçırmak iradesiyle hareket ettiği iddiasının kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar vermek gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. ” gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.
9. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Malatya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/09/2021 tarihli ve 2021/248 Esas, 2021/280 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
10. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
11. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; devrin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
12. Gerekçe
12.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
12.2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
12.3. Değerlendirme
(IV/8.) no.lu paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasa ile bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.