Logo

1. Hukuk Dairesi2021/1033 E. 2021/5885 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında oğlu aracılığıyla yaptığı taşınmaz satışlarının ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle geçersiz olup olmadığı ve mirasçının saklı payının zedelendiği iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Vekil oğlunun, mirasbırakanın taşınmazlarını düşük bedelle satarak vekalet görevini kötüye kullandığı, alıcının da bu durumu bildiği ve kötü niyetli olduğu, ayrıca davalıya seçimlik hakkının kullandırılmaması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

019MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS

Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil, olmazsa tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine ilişkin verilen karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılardan ...'in ortak murisinin anneleri ... olduğunu, diğer davalı ...'nin davalı ...'in kızı olduğunu, diğer davalı ...'nin ise davalı ...'in arkadaşı olduğunu, müvekkilinin muris annesi ...'in son 3-4 yılını akli melekelerinden yoksun olarak evden dışarı çıkmadan geçirerek 02/07/2017 tarihinde davalı kardeşi ...'in yanında yaşarken vefat ettiğini, davalı ...'in muris annesi ...'den ... 6. Noterliğine ait 30/01/2014 tarihli içinde satış yetkisi olan vekaletnamesini alarak davalı ...'in muris ...'ye ait ... ... ... Köyü'nde bulunan ... numaralı parsel ile aynı köy ... numaralı parseli bu vekaletname ile 04/02/2014 tarihinde ...'ye tapuda satış göstererek gerçekte bedelsiz olarak kendi lehine mal kaçırma amacı ile devrettiğini, yine aynı amaçla murise ait ... ili ... Mahallesinde bulunan ... numaralı parseldeki 2/8'lik hissenin de 18/02/2014 tarihinde vekil ... tarafından ...'ya devredildiğini, bu satışların gerçek olmadığını, amacın ... lehine mal kaçırmak olduğunu, ... numaralı parselin sonradan ifrazı ile oluşan parsellerin dava dışı ... isimli kişiye sonradan tapuda satış yolu ile devredildiğini, ... tarafından satış bedelinin davalı ...'ye onun Halk Bank ... Şubesindeki hesabına gönderildiğini, davalı ...'nin davalı ...'in kızı olup bekar ve ev hanımı olduğunu, bu taşınmazın satış bedeli ile ...'nin ... Mahallesi ... ada ... numaralı parsel A blok 1 numaralı bağımsız bölümü satın aldığını, dava açılacağını öğrenince ... tarafından bu taşınmazın 10/07/2017 tarihinde apar topar dava dışı kişiye satıldığını, murisin taşınmaz satmaya ihtiyacının olmadığını, murisin hesabına geçen bir para da olmadığını, bu nedenlerle saklı paya tecavüz de söz konusu olduğundan dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacının miras payı oranında adına tesciline, mahkeme aksi kanaatte ise tenkise karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar ... ve ... cevap dilekçelerinde özetle; açılan davanın haksız olduğunu, muris ...'nin vefat edene kadar oğlu olan ...'in yanında kaldığını, müvekkili ...'in emekli olduktan sonra kahvehane işletmeye başladığını, kahvehanede kağıt oyunu oynanması nedeni ile muris ... tarafından oğlu ...'e buradan kazandığı paranın içinde kumar parası var, denerek bu paranın harcanması yerine kendisine ait bazı taşınmazların ihtiyaçların giderilmesi için satılmasını söylediğini ve bu amaçla 30/01/2014 tarihli vekaletnamenin verildiğini, bu doğrultuda davaya konu taşınmazların ...'ye satıldığını, satış bedellerinin nakit olarak muris tarafından alındığını, murisin satış bedelini ihtiyaçları için kullandığını çünkü sürekli ziyaretçisi olduğundan ve mide, tansiyon, kalp rahatsızlıkları bulunduğundan sağlık harcamaları bulunduğundan ayrıca felç geçirdiğinden bakıcı tutulduğundan tüm bunlar için ve genel kişisel ihtiyaçları için bu paranın harcandığını ayrıca evdeki eşyaların yenilendiğini, mal kaçırma gayesinin olmadığını, murisin temlik dışı taşınmazlarının bulunduğunu ve bu taşınmazlar hakkında ortaklığın giderilmesi davası açılıp davanın kabulüne karar verildiğini, davaya konu taşınmazların devir tarihlerinde tarla olsa da sonradan imara açılarak değerlendiğini, ...'in oldukça varlıklı olduğunu, ... tarafından diğer davalı olan kızı ...'ye para yatırıldığını, saklı paya tecavüzün söz konusu olmadığını, açılan davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/393 Esas, 2020/362 Karar sayılı gerekçeli kararında, davada ileri sürülen iddiaların kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, açtıkları davada ehliyetsizlik iddialarının bulunmadığını, muris tarafından davalı oğlu ...'e verilen vekaletnamenin mirastan mal kaçırmak amacı ile kullanıldığını, davalılar tarafından taşınmaz bedellerinin ödendiğine ve murise harcandığına dair dosyaya yazılı bir delil sunulamadığını, davalıların mirastan mal kaçırma iradelerinin dinlettikleri tanık beyanları ile ispat olunduğu halde, Mahkemece davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı ... tarafından taşınmaz bedelinin ödendiğine dair tek bir yazılı delilin dahi bulunmadığını, tüm devirlerin bedelsiz olup muvazaalı olduğunu, davalı ... yönünden Mahkemece iddiaları doğrultusunda Halk Bankası ... Şubesinden yeterli araştırmanın yapılmayarak eksik inceleme ile karar verildiğini, ... yönünden iyi niyetli olup olmadığı yönünden yaptığı savunması nedeni ile Mahkemece bu hususta yeterince araştırma yapılmadan karar verildiğini, taşınmazların devir tarihleri, değeri nazara alındığında bunun dahi muvazaanın kanıtı olduğunu, davalıların el ve iş birliği içinde hareket ettiğini, iyi niyetli olmadıklarını, yine kademeli talepleri olan tenkis taleplerinin reddedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek, Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 19/01/2021 tarihli ve 2021/46 Esas, 2021/113 Karar sayılı kararıyla; ″Mahkemece yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, dinlenilen taraf tanıklarının anlatımlarından, getirtilen tedavüllü tapu kayıtlarından muris ...'in geride mirasçı olarak davacı kızı ... ile davalı oğlu ...'i mirasçı bıraktığı, murisin davalı oğlu ...'in evinde uzun süredir yaşadığı, yaşlı olup çeşitli sağlık rahatsızlıklarının bulunup bakıma muhtaçlık duyduğu, tüm ihtiyaçları ile oğlu ve oğlunun ailesinin ilgilendiği, muris ...'nin vekaletname tarihi olan 30/01/2014 tarihi itibari ile fiil ehliyetinin olduğu hususunun Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu raporu ile tespit edildiği, davalı ... ve ...'nın her ne kadar devir tarihi öncesinde tanışık oldukları anlaşılsa da yakın bir ilişki içerisinde oldukları hususunun davacı tarafça ispatlanamadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere bir kısım davacı tanıklarının da vekil ... tarafından ...'ya yapılan satışın gerçek satış olduğu yönünde bunu ifade eder tarzda beyanda bulundukları, murisin temlik dışı olup ortaklığın giderilmesine konu olan taşınmazlarının varlığı ve çokluğu dikkate alındığında murisin beşeri anlamda mirasçıları ile bir sorunun olduğuna yönelik davacı tarafça bir iddia ileri sürülmediği gibi bir delil de bulunmadığı anlaşıldığından dolayısı ile muris ...'nin muvazaalı işlem yapmasını gerektirecek bir nedeninin bulunmadığı ve muris ...'nin uzun süredir davalı oğlu ...'in yanında kaldığından dolayı müşterek maddi ihtiyaçlar ve kişisel ihtiyaçlar nedeni ile bu gereksinimden dolayı bir kısım taşınmazları satış yapmış olmasının hayatın olağan akışı gereği daha kabul edilebilir olduğu, nitekim muris adına çok sayıda temlik dışı taşınmaz bulunmasının da bu kabulü teyit ettiği, anıldığı şekilde muris ...'nin saklı payı zedeleme kastı ile hareket etmediği de anlaşıldığından yapılan devirlerin bedel mukabilinde olduğu anlaşıldığından davacı tarafın asıl talebi olan tapu iptali ve tescil ve kademeli talebi olan tenkis talebi yönünden davanın reddine yönelik İlk Derece Mahkemesince verilen karar usul ve yasaya ve dosya kapsamına uygun düştüğü″ gerekçe gösterilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Temyiz nedenleri

Davacı vekili tarafından, yeterli araştırma yapılmadığı, delillerin tam olarak toplanmadığı, davalılar ... ve ...′nın birlikte hareket etikleri, üçüncü kişiye devredilen taşınmaz yönünden tercih haklarının kullandırılmadığı, terditli istekleri yönünden tenkis koşullarının da oluştuğu ileri sürülmüştür.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava dilekçesinin içeriği, iddianın ileri sürülüş biçimi ve ön inceleme tutanağından, davada ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğinde bulunulduğu anlaşılmaktadır.

3.2. İlgili Hukuk

Ehliyetsizlik; 4721 sayılı TMK′nin 9., 10., 13. ve 15. maddeleri;

Vekalet görevinin kötüye kullanılması; 6098 sayılı TBK′nin 506., 504/1. ve 4721 sayılı TMK′nin 2. ve 3. maddeleri.

Tenkis; 4721 sayılı TMK′nin 560 ila 571. maddeleri.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; hukuki ehliyeti haiz olduğu Adli Tıp Kurumu raporuyla belirlenen mirasbırakan ...′nin 02.07.2017 tarihinde ölünce, geride mirasçıları olarak davacı ... ile davalılardan ...′in kaldığı; davaya konu ... ve ... nolu pasellerin tamamının, ... nolu parselin de 2/8 payının mirasbırakana ait iken, 30.01.2014 tarihli vekaletnameyle vekil kılınan oğlu ... tarafından ... ve ... nolu parsellerin 04.02.2014 tarihinde, ... nolu parseldeki 2/8 payın da 18.02.2014 tarihinde davalı ...′ye satış suretiyle temlik edildiği; ... nolu parselin davalı ... tarafından davadan önce 14.04.2015 tarihinde dava dışı ...′a satıldığı, ifrazından oluşan ... nolu parsel ile ... ada ... ve ... ada ... nolu parsellerin ... adına kayıtlı bulunduğu; ... nolu parselin 2/8 payı davalı ..., 3/8′er payları da davalı ... ve davacı ... adına kayıtlı iken, ...′nın payının ortaklığın giderilmesi davası sonucunda ... ve ... tarafından satın alındığı ve taşınmazın yarı yarıya ... ve ... adına kayıtlanmasından sonra 17.01.2018 tarihinde dava dışı ... G.Menkul Yatırım Ltd. Şti′ye satıldığı; ... nolu parselin ise halen davalı ... adına kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır.

3.3.2. Hemen belirtilmelidir ki, mirasbırakanın hukuki ehliyeti haiz olduğu ve davaya konu taşınmazlardan ... nolu parselin davadan önce 14.04.2015 tarihinde dava dışı ...′a temlik edilip davalılarla kayden bir bağının kalmadığı gözetildiğinde, ehliyetsizlik iddiası yönünden ve ... nolu parsele yönelik tapu iptali-tescil isteği yönünden davanın reddine karar verilmesi kural olarak doğrudur.

Diğer taraftan, mirasbırakan ...′nin ölümünden 1 yıldan daha önce yaptığı dava konusu temlikler bakımından TMK′nın 565/4. maddesi çerçevesinde saklı payı zedeleme kastıyla hareket ettiği iddiası kanıtlanamadığından tenkis isteğinin reddedilmesinde de bir isabetsizlik yoktur.

Davacı vekilinin, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir.

3.3.3. Ne var ki, davalı ...′nın mirasbırakandan edindiği ve çekişme konusu edilen 2/8 payı da içinde barındıran ... nolu parselin yargılama sırasında 17.01.2018 tarihinde dava dışı ... Gayrimenkul Yatırımcılık Ltd.Şti′ne kayden satılması nedeniyle 6100 sayılı HMK′nin 125/1. maddesi uyarınca davacıya seçimlik hakkı kullandırılarak sonucuna göre işlem yapılması gereğinin gözardı edilmesi doğru değildir.

Öte yandan, davaya konu ... ve ... parsel sayılı taşınmazların 04.02.2014 tarihinde, ... parsel sayılı taşınmazdaki payın da kısa süre sonra 18.02.2014 tarihinde gerçek bedellerinin çok altında değerlerle mirasbırakanın oğlu vekil ... tarafından davalı ...'ya satıldığı, bedelinin mirasbırakana ödendiğinin de kanıtlanamadığı, böylece davalı ...'in vekalet görevini kötüye kullandığı, davalı ...′nın vekil ... ile tanışıklığının bulunması, aynı yerde oturması nedeniyle vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bilebilecek konumda olduğu, ... ile el ve işbirliği içerisinde hareket ederek mirasbırakanı zararlandırdıkları, böylece iyiniyet savunmasının dinlenemeyeceği sonuç ve kanaatine varıldığından, halen davalı ... üzerinde kayıtlı bulunan dava konusu ... nolu parsel yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddedilmesi isabetsizdir.

Davacı vekilinin temyiz itirazı değinilen yönlerden yerindedir.

VI. SONUÇ:

Hal böyle olunca; 3.3.3. bentte açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun′un 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21/10/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.