"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istekli dava sonunda Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 03/11/2021 tarihli 2021/817 Esas 2021/861 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan babası ...’in 454 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlarını davalı torununa devrettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, öncelikle dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, aksi halde tenkisine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, dava konusu taşınmazların mirasbırakan tarafından satılığa çıkartıldığını, kendisinin talip olması üzerine, 28.000 Euro bedelini mirasbırakana ödemek suretiyle devraldığını, muvazaanın olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, dinlenen davacı tanıkları beyanlarında mirasbırakanın kızlarından veya diğer çocuklarından mal kaçırmak gibi bir amacının olmadığını beyan ettikleri, davalının savunmasının dinlenen davalı tanıklarının beyanları ile doğrulandığı gerekçesiyle tapu iptal ve tescil talebi yönünden ispatlanamadığı, tenkis talebi yönünden ise mirasbırakanın ölüm tarihinin 17/02/2008, dava tarihinin 25/06/2018 olduğu dikkate alındığında TMK'nın 571. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
İstinaf dilekçesinde özetle; dava konusu devirlerin kız çocuklarından mal kaçırma gayesi ile yapıldığını, dava konusu olmayan başka taşınmazların da mirasbırakan tarafından devredildiğini, mirasbırakan tarafından taşınmazların erkek çocukları arasında pay edildiğini, satış bedelleri arasında aşırı farkın bulunduğunu, mirasbırakanın dava konusu taşınmazlarını devretmesini gerektirir haklı ve makul bir nedenin bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 03/11/2021 tarihli 2021/817 Esas 2021/861 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların devri karşılığında 28.000,00 Euro ödendiğinin ileri sürülmesi ve buna ilişkin ödeme belgesinin ibraz edilmesi, tanık beyanlarının da bu doğrultuda olması, taşınmazların değerinin ödenen bedelden yüksek olduğunun belirlenmesinin muvazaanın varlığının kabulü için yeterli olmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Temyiz dilekçesinde özetle; devrin, mirasbırakan tarafından kız çocuklarından mal kaçırma amacıyla yapıldığını, mirasbırakanın devir tarihi itibariyle mal satmaya ihtiyacının olmadığını, ekonomik durumunun iyi olduğunu, bahse konu devre ilişkin akitte sadece dava konusu taşınmazların devredilmediğini, mirasbırakan adına kayıtlı dava dışı taşınmazların da devredildiğini, akitteki bedel ile keşfen saptanan değerler arasında aşırı oransızlığın olduğunu ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.2.2. TMK’nın 565/4. maddesinde mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmaların tenkise tabi olduğu düzenlenmiştir.
3.3. Değerlendirme
(IV.3.) numaralı paragraftaki gerekçe yerinde olup, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4.539,21 TL bakiye onama harcının talep halinde davacıya iadesine, 23/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.